43 yıldır camdan nazar boncuğu yapıyor

Kemalpaşa'dan Torbalı'ya giderken 5'inci kilometrede nazar boncuğu renkleriyle süslenmiş kavşak görüldüğünde Nazarköy'e gelindiği anlaşılıyor.

NAZARKÖY

Eski adı Kurudere olan ve 75 yılı aşkın süredir boncuk atölyelerinin bulunduğu köyün ismi, ürettiği nazar boncuklarından esinlenilerek 2009 yılında Nazarköy olarak değiştirildi.

CAMIN ATEŞLE BULUŞMASI

Çam ağaçları arasında kurulu Nazarköy'e girildiğinde ziyaretçileri yolun iki tarafında bulunan her çeşit ve renkteki boncukların asılı olduğu tezgahlar karşılıyor.

43 yıldır camdan nazar boncuğu yapıyor ViDEO

Boncuklar arasından geçildikten sonra şiş ve demir seslerinin geldiği ve ocak ısısının bin 200 dereceye ulaştığı boncuk atölyelerine ulaşılıyor.

Burada çalışan ustaların ritmik el hareketleriyle ortaya çıkan ses ve camın ateşle dansı sonucu ortaya çıkan nazar boncukları, ziyaretçileri adeta büyülüyor.

NAZAR BONCUĞU ATÖLYESİ AÇTI

İlkokulu bitirdikten sonra Nazarköy'deki atölyelerde çalışmaya başlayan Mahmut Sür, vatani hizmetinin ardından bir süre daha sanatını sürdürdü ancak kendisini geliştirmek amacıyla bir cam fabrikasında işe başladı.

Cam sanatı konusunda geniş bir bilgi birikimi edinen Mahmut Sür, fabrika kapanınca nazar boncuğu atölyesindeki işinin başına geçti.

FESTİVALDE BİRİNCİ OLDU

Mahmut Sür, atölyesini açtığı dönemde nazar boncuğuna yoğun ilgi olduğunu söyledi. "Yapamazsın" demelerine karşın nazar boncuğunu 2 renkten 12 renge çıkardığını dile getiren Mahmut  Sür, cam fabrikasında öğrendiği buzlama tekniğini atölyesinde hayata geçirdiğini belirtti.

Bu teknik sayesinde boncuğun takı olarak da piyasaya girdiğini aktaran Mahmut Sür, köylerinde düzenlenen festivalde birinci olduğunu vurguladı.

"USTA YETİŞTİRECEĞİM"

Mahmut Sür, "Yaşım ilerledi ama kalbim hala nazar boncuğunda. 'Bir usta bin usta yetiştiriyor' projesi var bu vesileyle 20 usta yetiştireceğim. Nazar boncuğu 3 bin yıllık bir kültür, bunu yaşatmaya çalışıyorum. Camda gizli bir göz vardır eğer seversiniz o gözü ararsınız. Yeni nesil zoru ve sıcağı sevmiyor. Benim çıraklık döneminde her yıl 10-15 kişi katılırdı bu işe ama şu anda 1-2'yi zor buluyoruz. Türkiye el sanatlarında zengin bir ülke, bu çeşitliliğimizi yaşatmamız lazım." dedi.

MÜZEDE SERGİLENSİN İSTEĞİ

Son dönemde ham madde sıkıntısı çekmeye başladıklarını dile getiren Mahmut Sür, eskiden fabrikaların üretim esnasında kırılan camları kendilerine sattığını ancak şimdi bu ürünlerin geri dönüşümde kullanıldığını belirtti.

Mahmut Sür, geçmiş dönemlerde yaptığı çeşitlerden bir kısmını muhafaza altına aldığını, bunların gelecek nesillere taşınması için oluşturulacak bir müzede sergilenmesini istediğini sözlerine ekledi.