65. hükümetin sloganı: Çok dost az düşman
ensonhaber.com

65. hükümetin sloganı: Çok dost az düşman

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Düşmanları azaltacağız, dostlarımızın sayısını artıracağız. Tarih, bize bugün bölgede çok önemli sorumluluklar veriyor. Bu sorumluluğu ya bugün yaparız ya da yaşanacak hayal kırıklığının vebalini tarih boyunca hissederiz” sözleri, yeni dönemde Türk dış politikasında önemli adımlar atılacağı şeklinde değerlendirildi.

TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Habertürk’ün diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Türk dış politikasında son zamanlarda yaşanan krizlerde gelinen noktalar ve atılması beklenen adımlar şöyle:

İSRAİL İÇİN HAZİRAN AYI KRİTİK:

Türkiye, 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan Mavi Marmara saldırısının ardından İsrail ile ilişkilerini en alt seviyeye indirmişti. Krizin üzerinden altı yıl geçerken, ikili ilişkilerin normalleşmesi için yoğun bir müzakere süreci yürütülüyor.

8 Nisan’da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Özel Temsilcisi Joseph Ciechanover ile bir araya gelmişti.

Son olarak da BM’nin Dünya İnsani Zirvesi sırasında 24 Mayıs’ta İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold İstanbul’a geldi ve üst düzey Türk Dışişleri yetkilileriyle görüştü.

Türkiye ile İsrail arasında tazminat görüşmelerinin haziran ayı içinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye ile İsrail yakınlaşması hem Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları gereği hem de Suriye, Irak, Yemen ve Libya’daki istikrarsızlık gereği kritik önem taşıyor.

MISIR İÇİN SUUD ÇABASI ÖNDE:

2013 yılında Mısır’da devlet başkanı seçilen Muhammed Mursi’nin General Sisi tarafından devrilmesinin ardından, Türkiye Mısır ilişkileri ciddi bir krize girmişti.

İlişkilerde normalleşme yönünde ilk adım 14 Nisan’da İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde atılmış ve Mısır Dışişleri Bakanı İstanbul’a gelerek Sisi’nin mesajını okumuştu.

Türkiye’nin bölgedeki en önemli ortağı Suudi Arabistan iki ülke arasında arabuluculuk yapmaya başladı.

Gazze sorununun çözümünde ve bölgesel istikrarsızlığın giderilmesinde iki ülkenin işbirliğinin şart olduğunu belirten diplomatik kaynaklar, bölgesel çabalar ile ikili ilişkilerin düzeleceğini belirtiyor.

RUSYA İLE EKONOMİK NORMALLEŞME:

Türkiye’nin Rusya uçağını düşürmesinin ardından iki ülke arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak ciddi bir gerilim yaşanmıştı.

Rusya’nın ekonomik, sosyal, kültürel, turistik ambargolarına rağmen, Türkiye buna siyasi bir karşılık vermemeyi tercih etti.

Her ne kadar Yıldırım hükümeti kurulduktan sonra Rusya’dan “Türkiye’de başbakanın değişmesiyle ikili ilişkilerimizde bir değişim beklenemez” mesajı gelse de, Rusya ile 65. hükümet döneminde ilk aşamada ekonomik ve sosyal ilişkilerin normalleştirilmesiyle ilgili kritik adımların atılması bekleniyor.

SURİYE’DE KRİZ DERİN:

Türkiye’nin Suriye politikasında çok ciddi bir değişiklik beklenmezken, özellikle koalisyon güçleriyle daha etkin bir işbirliğinin olması bekleniyor.

AB’YLE ‘EŞİT’ İLİŞKİYE VURGU:

Yeni dönemde de Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefi devam edecek. Ancak AB’nin gerek vize serbestisinde gerek üyelik müzakerelerinde çifte standartlı davranmaması vurgusu öne çıkacak. Aynı zamanda AB-Türkiye ilişkilerinin eşitler arası bir ilişki olduğu vurgulanırken, “AB, Türkiye’nin yegâne seçeneği değil” mesajı da verilecek.