Afyon devleti Hong Kong
Özel İçerik

Vakanüvis

Uyuşturucu kullanımı, çok eski asırlardan itibaren görülen bir olgu. Haşhaştan elde edilen afyon, hem kafayı uyuşturmak hem de tedavi amaçlı kullanılıyordu. Eski Yunan’daki bahar şölenlerinde afyon kapsülleri dağıtılır, böylece katılımların eğlencede daha da “dağıtması” amaçlanırdı.

Uyuşturucu bazen de “okült” amaçlı kullanılıyordu. Kimi gizli örgütler, tarikatlar, yeni kabul edecekleri üyeleri etkileyebilmek için “uyuşturucunun gücü”nden yararlanıyorlardı.

HAŞHAŞLA MOTİVE OLUYORLARDI

Romalılar, bir yakınlarını kaybettiklerinde, duydukları acıyı unutmak için afyon alırlardı. Haşhaşla ilgili en yaygın bilinen ise Selçuklu Devleti’ne musallat olan Haşhaşîler’in uyuşturucu ile olan ilişkileriydi. Örgütün lideri Hasan Sabbah, militanlarını eyleme göndereceği zaman da eylemden döndükleri zaman da haşhaşla motive ediyordu.

Afyon devleti Hong Kong

HONG KONG, GLOBAL AFYON TİCARETİNİN MERKEZİYDİ

Ancak afyon, uyuşturucu, tarihin hiçbir döneminde Hong Kong’taki kadar yaygın ve hayatın içinde yer almamıştı. Bir yarımada ve 235 adadan oluşan Hong-Kong, 1898 yılında 99 yıllığına İngiltere’ye kiralanmış, bu özerk yapı 1 Temmuz 1997’de Çin’e devredilmişti. Adalar topluluğu, bu süre boyunca İngiliz valilerce yönetilmişti. Hong Kong, İngiliz boyunduruğundayken finans, sanayi, tekstil, sinema alanında ilerledi ancak en fazla da uluslararası kara para ve uyuşturucu trafiğindeki rolüyle büyüdü, gelişti. İngiliz yönetimin ilk dönemlerinde Hong Kong, tam bir sefalet içerisindeydi.

Afyon devleti Hong Kong

Martin Booth, “Haşhaşdan Eroine” isimli kitabında, vahşi kapitalizmin, bölgeye çalışmaya gelen Çinlileri alabildiğine sömürdüğünü anlatıyor. Ağır şartlar altında çalışan Çinliler, Batılıların getirdiği yeni alışkanlıklarla da tanışıyorlardı. Barlar, at yarışları, süslü kumarhaneler, striptiz kulüpleri, lüks genelevler ve tabii kamusal denetime tabi olmayan afyon dağıtım çarkı, bu yeni alışkanlıklardan bazılarıydı. Hong Kong, kısa sürede global afyon ticaretinin merkezi haline gelmişti. İngiliz bankalar İngiliz şirketlere uygun şartlarda kredi veriyor, şirketler tersaneler kuruyor, gemiler imal ediyor, bu gemilerle afyon ticareti herhangi bir emtia gibi yasal takibe uğramadan gerçekleştiriliyordu. Sir Hohn Davis, “Elinde sermayesi olan ve devlet memuru olmayan herkes afyon ticaretiyle uğraşıyor.” diyordu. İngiltere hükümeti, göstermelik kimi genelgeler yayınlıyordu.

Afyon devleti Hong Kong

Bu o kadar göstermelikti ki, vali ile birlikte çalışan önde gelen afyon tüccarlarından Matheson, “Bu bildiriler, ‘İngiliz Azizler’in gönlünü hoş tutmak için, başka hiçbir işe yaramaz” diyordu. Afyon tacirleri o kadar güçlü, etkin ve “meşru”ydular ki, Hong Kong’daki birçok konsolosluk, paralarını bu tacirlerde emanette tutarlardı.

AFYON SATIŞ DÜKKÂNLARI VARDI, ÇEKÇEKLER EVLERE PAKET SERVİS YAPARDI

Bütün bu süreçlerde Çinliler, alt görevleri yürütüyorlardı. Bir yandan giderek sanayileşen adalarda, ucuz iş gücü de yine Çinliler’den sağlanıyordu. Bu kitleyi, yaşadıkları zor şartların bunaltıcılığını biraz olsun unutturmak ve daha verimli sömürebilmek için afyon kullanımı adeta bir halk sağlığı politikası gibi özenle hayat geçiriliyordu. İngiliz Valiler, afyon tekellerinden vergi alabilmek için her yıl ihaleler düzenler, afyon tacirlerinden büyük gelirler elde ederlerdi. Yönetim, “perakende afyon satışı”na da müsaade ediyordu.

Afyon devleti Hong Kong

Valilik ayrıca, “Afyon Tekkeleri Ruhsatı” dağıtıyordu. Çekçeklerle evlere paket servis afyon ulaştırılıyordu. Zamanla şırınga kullanımı da yaygınlaşacaktı. Morfin çözeltisini şırınga etmeyi öğrenen Batılılar, bu uygulamayı Hong Kong’a da taşımışlardı. İngiliz hekimler, muayenehanelerinde afyon enjektesine başlamışlardı. Çinliler, zamanla kendi kendilerine afyon şırınga etmek istemişler ancak hijyen bilgileri yetersiz olduğu için apseler, kan zehirlenmeleri ve hepatit halk arasında hızla yayılmaya başlamıştı.

İNGİLTERE, AFYON SATIŞINA MANİ OLAN ÇİN’E SAVAŞ AÇTI

Çin hükümeti, bütün bu olup bitenlerden rahatsızdı ama İngilizler de bir o kadar pervasızdı. Öyle ki, bir afyon gemisine el konulduğu için İngiltere Çin’e yeni bir savaş daha açtı. İngiltere daha önce de, tarihe “Afyon Savaşları” olarak geçen bir dizi saldırı düzenlemişti. Sonuncusunda Pekin’e kadar giren İngiliz kuvvetleri, sadece tek bir saldırıda, 200 kadar devlet binasını yerle bir etmişlerdi.

Afyon devleti Hong Kong

Çin yönetimi, sonunda, 24 Ekim 1860’ta anlaşma imzalamak zorunda kaldı. Anlaşma hükümlerine göre, İngiliz bandralı gemiler – tabii ki afyon yüklü – Çin’in içlerine kadar girebileceklerdi. Britanya’nın Pekin Büyükelçisi Sir Rutherford Alccock, gayet açık sözlüydü: “Çin Hükümeti’nin, vatandaşlarının afyon almasına izin vermek üzere bir anlaşma imzalamak zorunda bıraktık.”

ÇİN’E İKİ EMİR: “AFYONA VE MİSYONERLERE İZİN VERECEKSİN”

Anlaşmadaki bir hinlik de afyonla birlikte misyonerlerin faaliyetlerinin de serbest bırakılmasıydı. Daha önce Çin’de yasal takibata uğrayan Hristiyan misyonerler, artık rahatça çalışabileceklerdi. Bazı misyonerlerin, Çinliler’e afyonu ücretsiz dağıtmalarından mülhem, halk arasında “İsa Afyonu” diye bir tabir bile türemişti. Çin Dışişleri Bakanlığı, 1869’da İngiltere hükümetine gönderdiği bir yazıda, hiç de diplomatik sayılmayacak bir üslupla duruma isyan etmişti: “Çin tüccarı ülkenize iyi cins çay ve ipek vererek yarar sağlıyor, İngiliz tüccarı ve misyoneri ise afyon belası ile Çin’i zehirlemektedir. İngiltere, kasıtlı olarak Çin’i mahvetmek için uğraşmaktadır. İngiltere’nin ısrarla bu uğursuz işi sürdürmesi, bu kötülüğü ortadan kaldırmaması anlaşılır gibi değildir.

Afyon devleti Hong Kong

İngiltere böyle yaparak, Çin halkının ve devlet görevlilerinin nefretini kazanmaktadır. Bu mektubu kaleme alanlar, Majestelerinin afyon yerine tahıl ya da pamuk ekimini teşvik edeceğini ummak istemektedirler.” İngiltere, Çin’de bunları yaparken, ülke merkezinde, Londra’daki yöneticiler afyon ticaretine karşı sert önlemler getiriyordu. Yasal düzenlemede “Britanya sınırları içerisinde” ifadesi geçtiği için Hindistan’da da yasanın geçerli olması gerektiği dile getirilince Lordlar Kamarası’ndan Sir John Strachey, “Hindistan’daki en verimli gelir kaynağımız afyondur.” diyerek Hindistan’da yasaya istisna getirilmesini istemişti. Gerçekten de İngiliz hükümetinin afyonla mücadele eylem planı, Hindistan’da hiçbir zaman uygulanmayacaktı.