Ahmet Hamdi Tanpınar; edebiyatımızın usta ismi. İnsanın ruhsal derinliğini en iyi anlatan kalemlerdendir. Huzur, Sahnenin Dışındakileri, Mahur Beste, Aydaki Kadın kitaplarının yazarı Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü onun en önemli kitaplarının başında gelmektedir. Bir dönem milletvekilliği yapan, daha sonra devlet memurluğu görevinde de bulunan usta yazar 1962 yılında aramızdan ayrıldı. Rumeli Hisarı mezarlığına defnedildi.
TİYATROYA UYARLANDI
İnsan psikolojisini ustalıkla anlatan Tanpınar’ın ünü buradan kaynaklanıyor desek yeridir. Kimi edebiyat eleştirmenleri onu Rus yazar Dostoyevski’ye benzetirler. Onun romanlarını okuyan okurları savunduğum bu tezi sanırım destekleyeceklerdir. I. Dünya Savaşı, Kurtuluş savaşı, II. Dünya Savaşı’nın izleri kitaplarında belirgindir. Yaptığı toplumsal ve sosyolojik tahlillerle sosyoloğunu gösterebilmiştir. O büyük bir yazı ustasıdır. Bu kadar çok konuşulan, üzerine yazılar, kitaplar, makaleler yazılan böylesi klasikleşmiş kitabı her edebiyatseverlerin mutlaka okuması gerekenlerden. Roman, 1998’de spor yazarı Ahmet Çakır tarafından tiyatroya uyarlandı.
DOĞU VE BATI KÜLTÜRÜ
Ahmet Hamdi’nin alışık olduğumuz sembolist yaklaşım burada da karşımıza çıkıyor. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda yapılan yenileşme hareketlerini usta betimlemelerle okurlara aktarıyor. Şiirsel bir üslupla yazıldığı roman, derinden verdiği subliminal mesajlarla inceden göndermelerden bulunur. Tanpınar, Türk toplumunun doğu ve batı kültürleri arasında sıkışıklığını, Cumhuriyetin ilanı sonucunda meydana gelen reform ve inkılapları, bunun yanında insanların yapılan yeniliklere ayak uyduramadığını eleştiriler bir dille anlatıyor.
Tiyatroya uyarlanan Saatleri Ayarlama Enstitüsü
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilk olarak 1952 yılında tefrika halinde yayımlanan romanı daha sonra 1962’de kitaplaştırılarak edebiyatımıza kazandırıldı. Ana karakter Hayri İnal’ın anılarından oluşan bu nefis roman kültleşmiş başeserdir. Çocukluğunu ve gençliğini batıl inançlarla geçiren Hayri’nin hayatı da yoksulluk içinde geçer. Bir saatçi ustasının yanında çırak olarak çalışan Hayri için askerlik vakti gelmiştir. Askerlik görevini ifa ettikten sonra sivil hayatına tekrar başlayan Hayri’nin yakasını yoksulluk yine bırakmaz. Daha önce ustasının yanında çalışan Hayri saatler konusunda bilgisi oldukça derindir. Her ulvi işte olduğu gibi; usta, çırak ilişkisi içerisinde gelişen saatçilik, Hayri’nin sevdiği ve anladığı bir iştir.
Oyundan bir sahne
HAYRİ İÇİN YENİ BAŞLANGIÇLAR
Hayri, hayatını kurma yolunda önemli adımlar atmak ister. Tam da bu sırada karsını kaybedince hayatın sert bir tokadını daha yer. İkinci evliliğini yapan Hayri, başkalarının vasıtasıyla Halit Ayarcı adında birisiyle tanışır. Günlük hayatımızda sürekli karşımıza çıkan bir karakter tiplemesi olan Halit Ayarcı, biraz yalancı, biraz üçkâğıtçı, biraz da hayalperesttir. Hayri’nin saatler hakkındaki bilgisinden, tecrübesinden yararlanmak için kendisine yanaşarak birlikte Saatleri Ayarlama Enstitüsü adında bir kuruluşa imza atarlar.
İNSAN KADERİNİN BÜYÜK SIRRI
Romanında harika tespitlerde bulunan usta yazarın yazdığı şu bölüm dikkate değer;
"İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi."
Romanın adından da anlaşılacağı üzere amaçlar ülkenin bütün saatlerini aynı ayarlara getirerek doğan saat farklarını kapatmaktır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü sayesinde hayatında büyük değişimler meydana gelen Hayri ise, zenginlik ve şatafatlı hayatıyla yeni bir bocalama içerisinde kendisini bulur.
Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış