AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik'ten savaş uyarısı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik'ten savaş uyarısı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, ''ekonomik krizin para basma yoluyla çözülemeyeceğini, batılı ülkelerin bu şekilde gitmeleri durumunda, önlerine çözüm yolu olarak yeni bir savaş, belki 3. dünya savaşı seçeneği koymak durumunda kalacaklarını'' belirtti.

Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen 2. Ticaret Müşavirleri Konferansı'nın ''Dış Ekonomik İlişkilerimiz'' başlıklı oturumda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, dış ticaret müşavirlerinin yaptıkları işin çok önemli olduğunu söyledi.

Dış politikanın performansının somut başarılarını dış ticaret müşavirliklerinin yürüttüğü faaliyetlerin temsil ettiğini kaydeden Çelik, müşavirlere seslenerek, ''Eğer sizin ürettiğiniz faaliyetler olmasa bütün bu çerçeve içerisinde ortaya konulan dış politika faaliyeti sadece bir fantezi ve teori olarak kalır'' dedi.

Türkiye'nin dünya arenasında artık sözü dinlenen bir ülke haline geldiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

''Dün aynı imkanlara sahipken, aynı devlet mekanizmasına sahipken Somali'ye sahip çıkamıyorduk, Bosna'ya sahip çıkamıyorduk, dünyanın başka yerlerine sahip çıkamıyorduk. Dış politika perspektifini somut sonuçlara ulaştıran dış ticaret temsilcilerimiz sayesinde bugün artık Somali gibi ülkeleri restore ediyoruz, bütün dünyada imar faaliyetleri yürütüyoruz.

2002 ile 2005 arasında yaşadığım bir değişikliği sizinle paylaşmak istiyorum; büyük devletlerin devlet başkanları eski bir alışkanlıkla Türkiye'yi aradıkları zaman, Türkiye'ye daha çok ne yapması gerektiğini anlatan bir dil kullanırlardı. Tabii ki bu dile hükümetimiz, partimiz itiraz edip eşitlikçi bir dil kurmaya çalışıyordu. Peki bu eşitlikçi dil nasıl kuruldu? Bir ticari güç haline gelmemizden sonra Türkiye artık onlar açısından dikkate alınması gereken, eşit muhatap olarak konuşulması gereken bir ülke haline geldi. Bu somut kazanımları elde ettikten sonra Türkiye ile eşit bir dil kurmaya başladılar. Arkasından son 3 yılda benim bir söylem değişikliği olarak tespit ettiğim bir şey var; artık öyle bir aşamaya geldik ki Türkiye ile konuşurken o eşit dil ilişkisi tersine döndü. Artık Türkiye'ye (Ne yapalım?) diye soruyorlar. İşte ABD Başkanı Sayın Başbakanımızı aradığı zaman Arap Baharı'yla ilgili olarak (Ne yapalım?) diye arıyor.''

''Küresel ekonomik kriz dış politika algımızı değiştirdi''

Küresel ekonomik kriz nedeniyle enteresan günlerin içerisinden geçtiklerini ve son ekonomik krizin dış politika algılarını değiştirdiğini kaydeden Çelik, doların rezerv para olması, mübadele aracı olması gibi meseleleri sarsan yeni gelişmelerin yaşandığını ifade etti.

Konferansta dış ticaret müşavirlerinin ekonomik krizin nasıl çözüleceğine ilişkin sorularını da yanıtlayan Ömer Çelik, küresel ekonomik krizin kapitalizmin kendi iç çelişkileriyle ortaya çıkan bir kriz olduğunu ve ülkelerin krizin aşılmasıyla ilgili olarak bir paradigma değişikliği gerçekleştiremediklerini kaydetti.

Açığı kapatmak için kapitalizmin bulduğu yöntemin kredi yöntemi olduğunu kaydeden Çelik, ''Yani fakirlere maaş veremiyorsan kredi ver. Bu krediyi verdiğimiz zaman bugün karşılaştığımız acı gerçek, mortgage (tutsat) dediğimiz hadiseyle patlayan kriz... Ekonomik kriz para basma yoluyla çözülemez. Batılı ülkeler bu şekilde giderlerse çözüm yolu olarak önlerine yeni bir savaş, belki 3. dünya savaşı seçeneği koymak durumunda kalacaklar'' diye konuştu.

ÇAĞLAYAN: KÜRT SORUNU EKONOMİDEN DAHA ÖNEMLİ

Oturumun moderatörlüğünü yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, CHP'nin kürt meselesi ve teröre çözüm noktasında bugün bir öneri getirdiğini hatırlatarak, uzlaşma kültürünün çok önemli olduğunu bildirdi.

Konunun şu anda belki Türkiye'de ekonomiden daha önemli bir konu olduğunu ifade eden Çağlayan, ''Ben de o bölgeden gelen bir insan olarak bilhassa bunu ifade etmek istiyorum. Aslında geçmiş yılların ihmal edilmiş bir sonucuyla ortaya çıkan sorun. Geçmişte belli bir kültürü, belli bir etnik yapıyı tanımama gibi bir tespittir'' ifadesini kullandı.

Çağlayan, böyle bir dönemde bu işin mutlak suretle çözüm yollarının aranmasında yarar olduğunu vurguladı.