Başbakan genişletilmiş il başkanları toplantısında

Başbakan genişletilmiş il başkanları toplantısında

İstanbul'da partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Odatv baskını ve ardından yaşanan gelişmelerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Soner Yalçın'ın tutuklanmasıyla ilgili olarak 'Onlar yazdıklarından ötürü değil, başka şeylerden yargılanıyorlar' deyip, ABD ankara Büyükelçisi'nin sözlerini acemilik olarak yorumladı.

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli satır başları:

Aziz milletimizle ve sizinle seçime yönelik bazı fikirlerimizi paylaşmak niyetindeyim. Ak Parti amacı hizmet üretmek olan bir partidir. Partimizi kurarken siyaseti temize çekeceğimizi, dilini ve üslubunu değiştirirken hizmet siyaseti politikası izleyeceğimizi ifade etmiştik.

Muhalefet partileri hizmet üretmede, eser üretmede bizimle yarışamadılar. Yapıcı bir vizyona dayalı bir muhalefet sergileyemediler. Hizmetle bizimle rekabet edemeyenler 8 yıl boyunca belden aşağı vurarak öne çıkacaklarını sandılar. Türkiye'nin geleceğine ilişkin tek bir proje ortaya koyamadılar. Biz milletle işbirliği yaparken onlar çetelerle iş birliği yaptılar. Onlar mafya ile karanlık odaklarla beraber yürüdüler. Biz yurt içi ve yurt dışında Türkiye'ye güç kazandırırken onlar halkın iktidarını törpülemenin gayreti içerisine girdiler. Bizimle rekabet edemeyenler kaosla kol kola girdiler. Seçime 4 ay kala PKK terör örgütü ve uzantıları yine taşeronluk üstlenmiş durumdalar.

TERÖR ÖRGÜTÜ YİNE İHALE YÜKLENDİ

Terör örgütü gerilimden nemalanmıştır. Her seçim öncesinde terör örgütü ihale yüklenmiştir. Son günlerde ortaya konan eylemler ulusal ve uluslararası çetelerin ittifakıdır. Aziz milletim bu oyunu, lütfen iyi anlasın. Biz bu oyunu bozduk ama milletin desteğiyle bozduk. Bu seçim öncesinde de biz bu oyunu bozacağız. Şunu artık herkes bilsin; söz de karar da yetki de, mafyada, karanlık odalarda değil artık sadece ve sadece millettedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin bugün artık söz de karar da yetki de milletindir.

MENDERES ZAMANINDA DA CHP HALKI SOKAĞA ÇAĞIRMIŞTI

CHP, MHP, BDP ortak bir söylem oluşturarak arkalarına bazı destekçilerini alarak Türkiye sanki bir korku tünelindeymiş gibi koro halinde kampanya yürütüyorlar. Tamamen yargı tasavvurunda yürütülen olaylarla ilgili olarak bazı iddialar ortaya atıyorlar. Kendi ayaklarının altındaki halının da kayacağını fark edenlerin bayat bir kampanyasıdır bu. Tıpkı bugün olduğu gibi Menderes döneminde CHP halkı sokağa çağırmıştır. Bunu belgeleriyle ortaya koyacağım. 27 mayıs darbesinin ikinci günü İsmet İnönü, Ayten Sokak'ta kendisini arayanlara büyük bir iş yaptınız asıl ben sizin emrinize amadeyim diyerek yapılan işlere alkış tutmuştur.

BUNDAN SONRA MİLLET İRADESİNE KAST ETMEK İSTEYENLER..

Sivil diktatörlük, sivil faşizm, medyaya sansür, bunlar aslında bugün ortaya çıkmadı. Bunlar gerektiğinde fırına sürülmüş kavramlardır. Darbe olunca alkış tutan jakobenler darbe olsun diye bizatihi gayret göstermektedirler. Benim sevgili milletim aldanmasın. Onların amacı ileri demokrasi değil, yasakları devam ettirmek. Bundan sonra millet iradesine kast etmek isteyenler AK Parti'nin boyun eğmeyen dik duruşunu karşılarında bulurlar. Bundan sonra darbeye tebessüm etme girişiminde olanlar milletin tepkisine hazır olsun. Korku siyaseti CHP'nin genlerine işlemiştir. Demokrasi içerisinde mücadele edemeyenler sandığa işaret edemezler. Gazeteci Orhan Miroğlu'na yönelik tehditler faşizm değil de nedir? Mehmet Metiner'le ilgili niçin kimse kalemlerini oynatmadılar.

Başbakan Odatv ile ilgili ilk kez konuştu - TIKLA İZLE

ŞİVAN PERVER, ORHAN MİROĞLU VE MEHMET METİNER

Odatv'dekiler sadece yazdıklarından ötürü yargılanmıyorlar, başka şeylerden yargılanıyorlar. Şivan Perver'e yapılanlar faşizm değil de nedir? Şivan Perver diyor ki 'Toprağımı özledim, inan ki seni özledim'. Bu dizeleri dile getirecek kadar yanık bir sanatçıyı tehdit etmek sadece kürtlerin sadece kürtlerin sesini kesmek değil de nedir.

Onyıllar boyunca faili meçhullerden şikayet edeceksin sonra da o çetelerle işbirliği yapacaksın.. Kusura bakmayın, benim halkım sizin nasıl bir samimiyetsizlik içerisinde olduğunuzu biliyor!

DEVLET BAHÇELİ'YE MISIR TEPKİSİ

Eğer diktatör görmek istiyorsanız aynaya bakın beyler aynaya. Mübarek görmek istiyorsanız gidin aynaya bakın. Baraj altında kaldınız, o koltuğa yapışıp kaldınız. Ben mi siz mi Mübarek'i iyi görmeliyiz. Gittiniz 8 ay sonra tekrar geri geldiniz. Allah aşkına Mısır'ı Tunus'u örnek alacak olan siz misiniz, ben miyim? Siz halkın mesajını ne zaman okuyacaksınız? Siz ne zaman hangi durumda o koltukları ehline teslim edeceksiniz? Bize de teslim etmeyin tabanınıza verin. Bize talkın verenler maaşallah salkım salkım götürüyor. Bizi korkutmakla itham edenler kendin tabanlarını korkutarak ayakta kalma mesajı veriyorlar. Malum koronun MHP, CHP ve BDP'nin korku ve dikta söylemlerini arttırdığını görüyorum. CHP lideri Haziran seçimlerinde umudunu kesti. Kendi tabanını korkutarak bir çıkış yolu aramaya çalışıyor.

KAĞITTAN KAPLAN DİYEN YARDIMCINA NE DEDİN

CHP üzerinde o kara leke durdukça siz ne hakla bizi sivil dikta ile itham edersiniz. Kağıttan kaplan ifadelerini kullanan genel başkan yardımcınızla ilgili ne yaptınız. Sadece ben konuşurum demek midir cevap? O soru işareti orada dururken hangi hakla çıkıp bizi korku imparatorluğu kurmakla suçlarsınız? Arap kadınlarıyla ilgili ırkçı sözler söyleyen vekiliniz hakkında neler yaptınız? Siz sadece belirli kadınlara mı saygı duyuyorsunuz? Afrika'daki kadınları görmüyor musunuz? Bizim tüm yaratılanlara saygımız var. CHP'li hanım kardeşlerimizin de MHP'li kadın kardeşlerimizin de BDP'li kadın kardeşlerimizin de yeri bizde ayrıdır. Biz yaradandan ötürü seviyoruz.

IRAK'I SÖYLÜYORLAR AMA..

Eğer yüreğiniz yetiyorsa gidin Bağdat, Kerkük'e gidin, Basra'ya gidin orada Türkiye deyin Türk bayrağıyla bizi onlara sorun. Size bizi ne kadar güzel anlatacaklar bir görün. Bağdat'ın sokaklarında Türkiye'den geliyorum deyince boynunuza sarılıyorlar. Siz ellerinizde kayıp fişle Ergenekon'u aramayın gidin Şam'da Türkiye'yi sorun. Danıştay'ın ikinci dairesine git orada görürsün. Gazi'ye, Sivas'a, Maraş'a git, kanlı 1 Mayıs meydanına git orada onların kayıt bütroları var. Hiç birini yapamıyorsan Dersim'e git onlar sana anlatırlar.

8 YILDIR BİZE ARALIKSIZ HAKARET EDEN YAZARLAR VAR

Bundan 15 yıl önce talimatla manşetler atılırken, o gazetelerin patronları kendileri söylediler. Peki bizden size bu yönde bir şey geldi mi? Emirle köşe yazısı yazarlardı. Bugün serbestçe medyanın görüşlerini ifade edebildiği bir Türkiye var. Bizim 8 yıl boyunca müdahale etttiğimiz tek bir yayın organı yok. Yasalarımız da buna müsade etmez. Bir internet sitesine yönelik yargı bir adım atıyor hemen hükümet devreye giriyor. Anayasa'da medya mensupları dokunulmaz da biz mi habersiziz. Onlar yargılanamaz mı? Türkiye'yi tanımaz bilmez, çıkar orada tezgaha gelir bir açıklama yapar. Yargı burada ne yapacak bunu bir öğren. İşte buna acemi elçilik denir. Durun bakalım bunun altından neler çıkacak? 8 yıldır aralıksız bize hakaret eden yazarlar var. Hukukun dışına çıkılmasına tenezül etmedik. Öyle hakaretler yedik ki yargı dedi ki siz siyasetçisiniz bu ağır eleştiriye girer. Hakaretin bedeli ne zamandan beri ağır eleştiri oldu? Ama arapların bir sözü var. Men dakka dukka. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Biz boynumuzu büktük. Yola devam edelim dedik. 8 yıl önce atılamayan manşetler bugün atılıyor. 74 milyona samimiyetle sesleniyorum; her bir vatandaşımızın endişesi bizim endişemizdir. Her bir vatandaşımızın yaşam şekli bizim namusumuzdur. Korkuları anlama gayreti içerisindeyiz. Ama bu korkular sanal korkudan başka bir şey değil. Biz hesaba çekilmeden kendi kendimizi hesaba çekmenin önemini biliyoruz.

ART NİYETLİ BİLGİLERE KULAK ASMAYIN

Milletim korkmasın, CHP'li, MHP'li, BDP'li kardeşim asla korkmasın. Türkiye'yi uzaktan izleyenlere sesleniyorum, art niyetli bilgilere kulak asmayın. Yeterince araştırılmayan konulara inanmayın. Endişe hisseden vatandaşlarıma sesleniyorum. Köşesinde sürekli gerilim yaratan yazarlara sesleniyorum, o ağır eleştirilerden dolayı ne oldu? Yazılarınız mı engellendi? Her şeyi yine yapıyorsunuz. Lütfen arkanıza yaslanın ve söyleyeceklerinizi söyleyin. 4 ay sonra asıl kararını millet verecek.

CHP popülist vaadler vermeye başladı. Normal ülkelerde muhalefetin bu vaadi iç ve dış piyasada faizleri fırlatır. Neyse ki muhalefet içeride ve dışarıda kaale alınmıyor.

Devlet yardımlarımıza sadaka diyorlar. Bunların sadakadan anladıkları yok. CHP bu ülkedeki yoksulluğun bir numaralı müsebbibi olmuştur. Sandık yaklaşırken bütün hakaretlerini unuttu ve nihayet sosyal devleti hatırladı. CHP genel başkanına kaynak ne diye sormuyorum. Artık CHP'de kaynağın ne olduğunu herkes görüyor. CHP'de küçükler için aritmetik büyükler için matematik problemi var.

CHP DÖRT İŞLEMİ BİLMİYOR

Aile sigortası projesini açıklıyorlar. Yoksula 600 ila bin 200 tl yardım vereceklermiş. Bunların toplam maliyeti 7 milyar dolarmış. Ama yoksullara maaş bağlanırken verilen paraların toplamı 24 milyar dolar o da 600 TL verilirse. Ama ortalama 900 TL verildiğinde bütçeye vaadi 34 milyar dolar. Bunlar dört işlemi bilmiyor.

Ya sen kendi iktidarındaki belediyelerde uygula, hadi yap. Zaten iktidara gelemeyeceksin, bari kendi büyükşehir belediyelerinde yap. Kağıthane'ye Kağıttepe dedi sonra herkesi hayır demeye çağırırken kendisi oy kullanamadı. Kılavuzu iyi olmayan insanların durmu bu olur. Ekip iyi olmazsa patinaj yaparsınız.