Başbakan'ın Almanya'daki son açıklamaları

Başbakan'ın Almanya'daki son açıklamaları

Türkiye'nin Libya'ya yönelik neden sert tepki göstermediği eleştirilerine cevap veren Başbakan Erdoğan, 'Orada bir tek vatandaşımızın canını kaybetmesinin hesabını kim verecek. Kimse o ülkedeki petrol kuyularının hesabını yapmasın. Bizim Yunus Emre isimli vatandaşımız hayatını kaybetti. Ya daha fazla vatandaşımız ölmüş olsaydı ne yapacaktınız? AB'nin aldığı yaptırım kararı Libya halkı adına kaygı verici ' diye konuştu.

İşte Erdoğan'ın Türk-Alman Ekonomi Kongresi'ndeki açıklamalarından satır başları:

Türkiye hiçbir olaya siyasi çıkar noktasında bakmamaktadır. AB artık demir çelik birliği değil siyasi ve sosyal bir birliktir. Son yaşanan olaylar Türkiye'nin önemini bir kez daha ortaya koydu. AB üyesi ülkelerin bütçelerini yan yana koyun adeta dökülüyor. Ama Türkiye'nin ekonomik görünümü gittikçe daha iyi bir görüntü çiziyor.

TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ EN FAZLA ALMANYA DESTEKLEMELİ

Şunu açık açık ifade etmek zorundayım; Türkiye'nin AB üyeliğini en fazla desteklemesi gereken ülke Almanya'dır. Sahip olduğumuz dostluk bu noktada da kararlı tutum sergilemelidir ve bu tutum diğer ülkelere de örnek teşkil edecektir. Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye neler katacağını en iyi Almanya bilmektedir. Zaten Almanya'da yaşayan Türk kökenli vatandaşların sayısı bir çok AB üyesi ülkelerin nüfusundan daha fazla.

EN BÜYÜK TİCARET HACMİMİZ ALMANYA İLE

Almanya ülkemizin bir numaralı ticaret ortağı. İkili ticaret hacmimiz yaklaşık 29 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam 2009 yılına nazaran yüzde 20'lik bir artışa işaret ediyor ki bunu olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Türkiye'de en çok şirketi bulunan ülke Almanya.. Türkiye uluslararası yatırımcılar için bulunmaz nimetler sunuyorlar.

Bugün itibariyle 5 kıta ve 83 ülkede faaliyet gösteren müteahhitlik faaliyetleri Alman ortaklarıyla önemli yatırımlara imza atacaklardır. Ülkemize gelen her 10 turistten 6'sı Alman vatandaşı. Küresel krize rağmen turist sayısını artıran Türkiye daha fazla Alman'ı ağırlamaktan büyük memnuniyet duymaktadır.

TÜRKİYE'DE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLI DEĞİL

Türkiye'de inanç hürriyetinin kısıtlı olduğu, inanç hürriyetine saygı duyulmadığına yönelik propagandalar yapılıyor. Bunlar bizi ciddi anlamda üzüyor.

Rum Patrikhanesi konusunda attığımız adımlara karşın Yunanistan aynı adımı Batı Trakya konusunda atamadı.

Bir diğer konu; Yetimhane sorunu vardı. Gittik gezdik, çökmekte olan ama İstanbul'un en güzel mekanı. Biz hemen tapusunu verdik.

Almanlar'ın bana söylediği bir şey vardı. Tarsus'ta her yıl ayin yapmak istediklerini söylediler. Biz hemen talimatı verdik yaptılar. Dördüncüsü Trabzon'da Sümela Manastırı var ve bizden ayin yapmak için izin istediler, bir çok istihbarat bilgisi hayır yapmayın dedi ama hayır arkadaş yapılacak dedik.

Son olarak Van'daki Akdamar kilisesinde de ayin olanağı tanıdık.

İNANÇ HÜRRİYETİNİN EN BÜYÜK GARANTİSİ BİZİZ

Normal olarak Türkiye'deki azınlıklar, yoğun olarak yaşadıkları yerlerde, inanç hürriyetlerini istediği gibi yaşamaktalar. Bunun en büyük garantisi ve teminatı biziz. Her inanç grubu devletin güvencesi altındadır. Eskiden bütün imar bölgelerinde camii yazardı ama biz bu ismi çıkardık ve mabet yazdık.

BREZİLYA'YA BOLİVYA'YA VİZE VAR AMA TÜRKİYE'YE YOK NEDEN

Brezilya'ya, Bolivya'ya vize muafiyeti vereceksiniz ama Türkiye'ye vermeyeceksiniz. 50 yıldır Avrupa'nın içerisinde olan Türkiye'ye hala kalkıpta Şengen'i dayatıyorsun. O zaman benim aklıma başka şeyler gelir. Avrupa medeniyetler ittifakının merkezi olmayı düşünmüyor, hristiyan birliğinin merkezi olmayı düşünüyor. Benim gizli ajandam yok, açık konuşurum, çıksın söylesinler biz Türkiye'yi istemiyoruz, başım gözüm üstüne. Ama bizi oyalamayın. Birbirimize çalım atmayalım. Maç başlamış bunlar kural koyuyorlar, bunlar penaltının kuralını değiştiriyorlar. Ahde vefa denilen bir şey var, ki AB'nin en önemli şartı bu. İkili olunca ahde vefa hani nerede ahde vefa. Geçen hafta sayın Sarkozy'e de bunları söyledim. Bekliyoruz ne yapacaksanız yapın.

KALKIP KIBRIS'I TEK BİR BAYRAKLA TEMSİL ETTİRİYORSUNUZ

Kalkıp Güney Kıbrıs'ı Kıbrıs diye AB'ye alıyorsunuz. Kıbrıs Adası senin değil ki; Kuzey'de Kıbrıslı Türkler var. Annan Planı'nda Kuzey Kıbrıs Türkleri diye geçer. Annan planı referanduma götürülecekti ve Kuzey'den evet çıktı güneyden Hayır çıktı. Sayın Shroder'in hatıralarında bunlar geçiyor. Orada Türkler'e yapılanlar çok açık ifade ediliyor. Ben siyaseti dürüstlük olarak anlıyorum. Eğer bu temele dayanmıyorsa bu ülkeler bu bedeli er yada geç öderler. Bu noktada Alman iş adamlarımızın desteklerini bekliyorum. İlişkilerimize popülizm bulaşmadıkça daha iyi ilişkiler kuracağımıza inanıyorum.