Başkan Erdoğan İSEDAK Toplantısı'nda konuştu
ensonhaber.com

ERDOĞAN

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 34. Toplantısı'na katıldı.

Başkan Erdoğan'ın, İSEDAK Toplantısı'nda yaptığı konuşmadan satır başları şu şekilde:

"FİLİSTİNLİLER DAVALARINA SAHİP ÇIKTIKÇA KİMSE YOK EDEMEYECEKTİR"

"Dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize gözü ve gönlü bize yönelmiş kardeşlerime en derin muhabbetlerimi gönderiyorum. Filistinliler davalarına sahip çıktıkça kimse Filistin'i yok edemeyecektir. Hiçbir zulüm, hiçbir baskı Filistinlilerin gönlündeki hürriyet ateşini söndürmeye yetmeyecektir.

Bütün savaşlara son vereceği söyleyen, ancak bir çok kanlı savaşa kapı aralayan Birinci Dünya Savaşı'nın gelişmelerini yakından izliyoruz.

Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçları ile doğrudan ilişkili problemlere çözüm üretebilmemiz sorunun kaynağını iyi analiz etmekle mümkündür. Tarih bizler için olmuş, bitmiş olaylar bütünü değil. Kuvvet, cesaret ile ibret aldığımız bir durumdur. Acı, tatlı her vaka biz Müslümanlar için üzerinde iyi düşünülmesi gereken olaylar silsilesidir.

Kendi tarihlerimizi oryantalist olarak ele almak bizi parçalamak isteyenlerin işine yarayacaktır.

SAVAŞIN BIRAKTIĞI ENKAZ COĞRAFYAMIZDAN HALA KALDIRILAMAMIŞTIR

Şu gerçek kendini alenen göstermektedir. 100 sene önce sona erse de savaşın bıraktığı enkaz coğrafyamızdan hala kaldırılamamıştır. Emperyalist heveslerle savaşı Ortadoğu'ya taşıyanlar huzur içinde yaşarken, biz bunun bedelini ödüyoruz.

Onlar farklı dayanışmalarla birlikteliklerini perçinlerken biz hala parçalanıp, bölünüyoruz. Filistin'den, Suriye'ye, Yemen'e kadar yaşanan olayların arkasında büyük savaşın ardından yapılan dizayn vardır. Bugün milyonlar aç, açık yaşıyorsa, bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu biziz, yani Müslümanlar, sözde Müslümanlar.

1948'i, 2018'in Filistin'i. 1948'in İsrail'i, 2018'in İsrail'i. Tam tersi. Buralara nasıl geldik? Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Batılı ülkeler kendilerini kemiren hastalıklı durumları Ortadoğu'ya sevk etmişlerdir.

Müslümanlar olarak yapmamız gereken nedir? Maziden, tarihten ilham alarak, aydınlık geleceği gerçekleştirmeliyiz. Gönüllerimize yeni hudutlar, yeni duvarlar örmemeliyiz. Bizi birbirimize kırdıranların oyunlarına gelmemeliyiz. Birinci Dünya Savaşı sonrası bize zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçilik geliyor. Kişinin meşrebini dininin önüne koyması hatta mezhebini dinleştirmesinin İslam'da asla yeri yoktur. Bizim inancımıza göre aynı kıbleye yönelen, aynı ilaha, aynı peygambere, aynı mukaddes kitaba inanan herkes, bizim din kardeşimizdir.

'BİR DAMLA PETROL BİR DAMLA KANDAN DEĞERLİDİR' DİYENLERİN TUZAĞINA DÜŞMEMELİYİZ

Kuşkusuz tarihi geriye doğru saramayız, maziyi inkâr etmek de mümkün değildir. Öyleyle Müslümanlar olarak yapmamız gereken Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinde tarihten ders almaktır. 'Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir' diyenlerin tuzağına artık düşmemeliyiz.  Bizi birbirimize kırdırmak isteyenlerin oyunlarına gelmemeliyiz.

Toplu vuran yüreklerin önünde kimse duramaz. Kardeş hukukunu gözetirsek hiçbir sorunumuz aşılmaz değildir. Çözümü başka yerlerde değil, bu topluluğun içinde arayacağız. Çözümü öncelikle kardeşlerimizden bekleyeceğiz. İçimizi yakan pek çok hadisede yabancı devletlerden medet ummanın faydasızlığını gördük. Kapısını çaldığımız uluslararası kuruluşlar bizi hayal kırıklığına uğratmadı mı? Biz onlardan daha ne bekliyoruz? Onlar bizim hayrımıza hiçbir zaman çalışmayacaklar.

BM'DEKİ TÜM ÜLKELERE DAİMİ ÜYE HAKKI TANINMALIDIR

BM, bir ülkenin iki dudağı arasında. Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar, Somalili çocukları düşünmediklerini gördüm. İşte Akdeniz'de, Ege'de göç esnasında ölenler ile ilgili bir dertleri var mı? Paranın, elmasın dışında değer verdikleri pek az şey olduğunu biliyoruz. BM'deki tüm ülkelere daimi üye hakkı tanınmalıdır. 5 asli üye, 15 geçici üye. 15 geçici üyenin bir hakkı var mı? Elini kaldır, indir. Hatta her şey bir ülkenin dudağının arasında. Uluslararası kuruluşların acziyetlerini görerek kendimiz bir çözüm üretmeliyiz. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.

Suriye'deki krizi başkaları değil, biz hal yoluna koyacağız. Vatandaşlarımızın Kudüs'ü ziyaretlerini teşvik ederek, işgalcilerin Kudüs'ün ateşini söndürmesine önce biz engel olacağız. İslam'ın kadim şehirlerinin yok edilmesine önce biz itiraz edeceğiz. Proje örgütlerle geleceğimizin karartılmasına biz hayır diyeceğiz. Savaşın ve zulmün yerlerinden ettiği Suriyelilere önce biz sahip çıkacağız."