Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikayesi: Karadut
Özel İçerik

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Eyüboğlu, ülkemizin yeniden inşa edildiği bir dönemde dünyaya geldi. Çocukluğunu Anadolu’da geçiren aydınımız, yarattığı eserlerde çocukluğunun derin izlerini hep yansıttı. Şiir yazmaya küçük yaşta başlayan Eyüboğlu, hocası Ahmet Haşim’in onu alaycı bir tavırla eleştirmesi ile uzun bir süre şiirden uzaklaştı. Böylece ressamlığa yöneldi; ancak şiirden hiçbir zaman kopmadı. Gelin birlikte Eyüboğlu’nun çarpıcı aşk hikâyesine bir bakalım.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

KARADUT’UN HİKÂYESİ

“Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam

Sensiz bana canım dünya haram olsun.”

Ernestine Levibovici, Romanyalı zengin bir ailenin kızıydı.  Resme karşı olan sevgisi onu Paris'e getirdi. Bir Fransız resim atölyesinde çalışmaya başladı. Eyüboğlu ile bu atölyede tanışıp birbirlerini sevdiler. Eyüboğlu da sevdiği kadın gibi resim eğitimi için Paris’e gelmişti. Zaman içinde sevgileri vazgeçilmez bir tutku haline geldi. Birbirlerine "İlk ve son sevgili" diye hitap ediyorlardı. Ne olursa olsun her türlü zorluğa göğüs gerip, karşı koyup aşklarını koruyacaklarına söz verdiler.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Levibovici, sevdiği erkekle evlenmek için İstanbul’a geldi. Ne var ki Eyüboğlu’nun ailesi tarafından kabul edilmedi. Bunun nedenini bir türlü anlayamadı. “Sevginin yaşı, vatanı ve milliyeti olmadığını bu aile bilmiyor muydu acaba?” Bu durum onu yıldırmadı ve aşkına sahip çıktı. Romanya ve İstanbul arasında sürekli gidip geldi.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Sonunda aşk galip geldi. Tüm zorlukların üstesinden gelerek evlendiler. Sevgilisi kendisine hep "Eren" diye hitap ediyordu. Artık resmen Eren Eyüboğlu oldu. Bundan sonra öz ismini hiç kullanmadı.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Kocası, hep sevda şiirleri yazdı aşkları için. Bu şiirler yazılır yazılmaz en çok okunan şiirler oldular. Hele “Karadutum” şiiri... Bu şiir her yerde en çok sevilen ve okunan şiirler arasına girdi. Kocası bu şiiri yazdığında 35 yaşındaydı ve on yıllık evliydiler. Sevdiği kocasının, Karadutu, Çatal karası, Çingenesi oldu. Aşktan, sevdadan, mutluluktan başı göklere değdi, meleklere eş oldu; ama maalesef gerçek böyle değildi. Şiirin bir kısmı şöyle:

KARADUTUM

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.

Bu Şiirin yazıldığı 1946 senesinde “Karadut” hastalandı ve aynı sene öldü.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Aşk evliliği yapmışlardı ve çok mutluydular. Eyüboğlu, Güzel Sanatlar Akademisinde asistan olarak ders vermeye başladı. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Atölyenin heykel bölümünde misafir bir kız öğrenciyle tanıştı ve kıza âşık oldu. Kızın adı Mari Gerekmezyan’dı. O'na "Karadut" dedi. "Karadutum" dedi. “Karadutum” şiirini onun için yazdı. Aşktan gözü kör olan Eyüboğlu, “Karadut” ile birlikte yaşamaya başladı. Çok sürmeden sevdiği kadın vereme yakalandı. Şair ilaç almak için ünlü tablolarını yok pahasına sattı, gece gündüz çalıştı; ancak “Karadut” öldü.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Böyle bir durum karşısında herhangi bir kadın ne yapardı acaba? Eren Eyüboğlu evini dağıtmadı, aşkını yüreğinden çıkartıp atmadı. Kocası eve dönünce O'nu sevgiyle karşıladı Onu kendi kollarında teselli etti.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

3 sene sonra, 1951 yılında İstanbul Büyük Kulüp’te verilen bir gecede ısrarla kendisinden şiirlerini okuması istenilen şair, şiirlerini okurken karısının yanında ağlayarak, gözyaşları içinde şiirleri kimin için yazdığını söyledi. Böylece herkesin karısı için yazdığı sanılan şiirlerin kimin için yazılmış olduğunu öğrenilmiş oldular. Klasikler arasına girmiş olan bu ask şiirlerini kendisine yazdıran askın sahibi karisi Eren değildi…

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Bu durum, Eren Hanımın beynine sıkılmış son kurşundu. Her onurlu kadının yapması gerekeni yaptı. İster istemez Paris'e döndü. Onur ve aşk… Hangisi güçlüydü acaba? Bunu bilmek zordu. Dürüst, düzgün çok onurlu bir kadındı. Ama onun aşkı onurundan güçlüydü. Zaten kalbini İstanbul'da bırakarak gelmişti Paris'e. İki taraf da birbirini özlüyordu. Nihayet yalnızlığa daha fazla dayanamayarak yuvasına, sevdiği kocasına döndü.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir aşk hikâyesi: Karadut

Eyüboğlu, aşkı, özlemi, acıyı hem şiirleriyle hem de tablolarıyla bize en güzel şekilde resmetti. Aydın kişiliğiyle ülkemizin ölümsüz değerlerinden biri oldu. 44 sene önce bugün vefat etti. Sevgi saygı ve özlemle…

“Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.

Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.”


*

Sonay Karaman

Instagram: biyografivekitap