Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü
Özel İçerik

Isparta’yı dünyanın gül bahçesi haline getiren serüven, Bulgaristan’ın Kazanlık kentinde 1870’lerde başladı. Gülcüzade İsmail Efendi’nin bastonun içine gizleyerek Bulgaristan’dan getirdiği gül fidanı, Isparta’nın kaderini değiştirdi.

GÜLCÜZADE İSMAİL EFENDİ

İsmail Efendi, iyi bir medrese eğitimi almış, ufku geniş bir adamdı. Hırslı, meraklı ve öğrenmeye açık biriydi. Gülcüzade İsmail Efendi’nin ilk ticari teşebbüsü dokumacılık olsa da gülün kaynağına olan yolculuğu onu heyecanlandırmaya başlamıştı. Bulgaristan’ın Kazanlık kentinden Denizli’ye gelen bir memurdan ‘gül çiçeğinden yağ elde edebildiğini öğrenmesi’, merakını artırmış ve işe koyulmuştu.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü

ISPARTA’DA GÜL YAĞI ÇIKARMA PLANLARI

O zamana kadar Isparta ovasına ne ekilip dikildiyse istenen gelir elde edilememiş, çabaların hepsi boşa gitmişti. İsmail Efendi'nin gül yağının peşine düşmesi, koca kentin bütün kaderini değiştirecekti. Bunun üzerine komşu illere (Burdur, Denizli, Çal) doğru bir geziye çıktı. Yolculuğu boyunca gül bahçelerinde şahit olduklarının ardından, Isparta topraklarında gül yetiştirmenin, kenti kurtaracağı düşüncesine kapıldı.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü

BULGARİSTAN’A GİTTİ

İlk iş olarak aldığı otuz dekarlık toprağa, içinden yağ çıkarabileceği gül fidanlarını ektirdi. Gül yağı çıkarma işinde kullanılan araçların yetersiz kaldığını görünce, bu işin memleketi Bulgaristan’ın yolunu tuttu.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü

TOHUMLARI BASTONUNA SAKLAYIP ÜLKESİNE GETİRDİ

Bulgaristan’da gördüğü gül yağı tohumları, İsmail Efendi’yi büyülemişti. Hayallerine giden gül bahçesinin tohumlarını bulduğunu düşünüyordu. Bu tohumları mutlaka bahçesinde denemeliydi. Öyle de yaptı. Eline kaptığı bir avuç tohumu bastonunun içine sıkıştıran Gülcüzade, Isparta’ya geri döndü.

BAHÇESİNE EKTİ

Bulgaristan’dan getirdiği tohumları güzelce bahçesine ekti, dikti, biçti. Herkes büyük bir heyecanla bu bahçenin vereceği tohumları düşünüyordu. Bu gül bahçesi için oldukça masrafa giren İsmail Efendi, gelecek gül yağı geliriyle borçlarını ödeyecekti.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü

BAŞTA BİR HAYAL KIRIKLIĞIYDI…

Sabırsızlıkla beklenen üçüncü dönüm yılı geldiğinde bahçesinde bir hayal kırıklığı duruyordu; kara kış toprakları verimsizleştirmiş, emekleri boşa gitmişti. Sonraki yılda da istediği verimi alamayan İsmail Efendi azminden ve sabretmekten hiç vazgeçmedi. Hatta köylüler onun akıl hastası olduğunu düşünürken, o bunlara bir gram aldırış etmiyordu.

BAHÇE DOLUSU GÜL, DESTE DESTE PARA

Soğuk kış günlerinin ardından İsmail Efendi’nin bahçesinde güller açmaya başladı. Bakımlı, tertemiz bahçedeki insan boyunu aşan gül ağaçları, önce yeşil yeşil yaprak, sonra da pembe gül tomurcukları vermeye başladılar. Ortalık gül kokusundan geçirmiyor, herkes bahçedeki dev gül ağaçlarına bakıyordu. Aldığı verim sonucu elde ettiği gül yağlarını değerinden satarak tam da istediği gibi borçlarını kapattı. Kalan geliri de gül bahçesinin büyümesine harcadı.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü

ISPARTA ŞİMDİ BİR GÜL YAĞI ŞEHRİ

İsmail Efendi’nin azmi ve ısrarı, halkı en başta düşündürse de, gelinen bu noktada insanlar da Isparta topraklarında gül yetiştirmenin elverişli olduğunu öğrenmiş oldu. İsmail Efendi’nin o yıllarda küçük bir alanda başlattığı gül üretimi, daha sonra onlarca nesil tarafından sürdürüldü. Bugün Isparta, gül alanında ticari olarak ciddi bir söz sahibi olmasının yanında, gül yağı üretiminin büyük bir kısmını kendisi karşılıyor.

Bulgaristan’dan kaçırılan Isparta gülü