Burak Sağyaşar: Hatice seti basmadı

Burak Sağyaşar: Hatice seti basmadı

Yaz döneminde "Sudan Bıkmış Balıklar" dizisiyle seyirci karşısına çıkacaksınız. Nasıl dahil oldunuz bu projeye?
- "Karadağlar" dizisinin ardından "Budala" adında bir dizi çekecektik ama olmadı. Aldığım diğer teklifleri değerlendirirken, bu proje geldi. Üç gün içinde "Evet" dedim ve hemen çekimlere başladık.

Bu projenin hangi özelliği size "Evet" dedirtti?
- Son işimde kötü bir karakteri oynamıştım. Sonraki işimde oyun alanı daha geniş, daha fazla performans sergilememe olanak sağlayacak bir karakter istiyordum. "Sudan Bıkmış Balıklar"daki Selim, tam istediğim gibi bir karakterdi. Kendimi rahat ifade edebileceğim bir karakter olduğu için projeyi kabul ettim.

Nasıl biri bu Selim?
- Çok rahat bir adam. Asi ve isyankâr bir tavrı var, anne-babasını pek dinlemiyor. Aile baskısından da sıkılmış zaten. Bir gün İstanbul'u terk etmeye karar veriyor ve motoruna atlıyor. Ancak bir trafik kazası geçiriyor ve o kaza sayesinde hayatının aşkını buluyor.

SUDAN BIKMIŞ BALIKLAR MUTLU BİR AŞK HİKAYESİ

"Sudan Bıkmış Balıklar" için gençlik dizisi diyebilir miyiz?
- Kadrodaki isimler genç ama "Kavak Yelleri" ya da "Küçük Sırlar" tarzında bir dizi değil bu. Bir aşk hikâyesinin genç bir kadro ile anlatıldığını söyleyebilirim.

Seyirci nasıl bir aşk hikâyesi izleyecek?
- Mutlu bir aşk hikâyesi izleyecekler. Duru bir aşk var bu dizide. Seyircinin "Ah şunlar bir kavuşsa" diyeceği bir dizi olacak. Ben aşk acısı da çekeceğim.

Dizi için herhangi bir ön hazırlığınız oldu mu?
- Diziye son dakikada dahil olduğum için çok fazla hazırlanma fırsatı bulamadım.

Çekimlerin bir bölümünü Kaş'ta yapmışsınız. Nasıldı orada çalışmak, zorlandığınız oldu mu?
- Milletin tatile gittiği bir yere biz çalışmaya gittik, bunun zorluklarını da yaşadık tabii. Hava çok sıcak, önünde deniz var, sen pantolonla çekim yapıyorsun! Bir de su altındaki çekimlerde çok zorlandık. İlk defa su altında çekim yaptım, benim için farklı bir deneyim oldu.

KARADAĞLAR'DA GERÇEKTEN PİS BİR ADAM YARATTIM

Selim'in asi tavırlı bir genç olduğunu söylediniz, ya siz? Sizin de asi bir yapınız mı vardır?
- Hayır, asla! Selim, Burak'ın tam zıttı bir karakter. Ben asla onun gibi aileme karşı çıkmam. Ayrıca planlı programlı yaşayan biriyim ben. Sabahlara kadar sokaklarda gezen bir adam olmadım hiçbir zaman.

"Karadağlar"daki kötü karakterin ardından böyle bir rolü canlandırmak sizi zorluyor mu?
- Kötü bir karakteri oynamak istiyordum ve "Karadağlar" dizisinde de gerçekten pis bir adam yaratmıştım. Ama ondan önce "Küçük Kadınlar"da canlandırdığım karakter herkesin sevgisini kazanmıştı. Selim de o karaktere yakın bir rol olduğu için zorlandığımı söyleyemem.

Oynamayı çok istediğiniz bir karakter var mı?
- Karakter değil ama bir sinema filminde oynamayı çok istiyorum. Özellikle aksiyon tarzı bir filmde. Bunun için son bir yıldır sporsalonlarından çıkmıyorum, vücut geliştiriyorum. Ayrıca gitar çalmayı, at binmeyi öğrendim. Bu tarzda bir film teklifi gelirse hemen kabul ederim.

Hiç sinema filmi teklifi gelmiyor mu?
- Teklifler var ama çekimler hep yazın yapılıyor, dizi de aynı dönemde çekildiği için tarihler uyacak mı bilmiyorum.

Tiyatroda oynamayı düşünmez misiniz?
- Aslında lise son sınıfta ve üniversite yıllarımda tiyatroda oynadım. Ama eğitim almadan yapılacak bir iş olmadığını düşünüyorum tiyatronun. Zaten teklif de geldi, kabul etmedim. Eğitimini aldıktan sonra tiyatroda yer almayı düşünebilirim.

İLİŞKİMİZ ÇOK GÜZEL NAZAR DEĞMESİN

Gelelim aşka... Sevgiliniz Hatice Şendil'in kıskançlık yüzünden dizinin Kaş'taki setini bastığı öne sürüldü, doğru mu bu? Nedir işin aslı?
- Evet, öyle bir iddia ortaya atıldı ve biz çok güldük buna. İşin aslı şu; Hatice "Dila Hanım"ın çekimleri için Adana'ya gidecek ve ben onu bir yıl boyunca sadece repo (tatil) günlerinde görebileceğim. Uzun bir ayrılık olacak yani. Hazır Kaş'tayken onun da yanıma gelmesini istedim, ben çağırdım.

Yaşayacağınız bu uzun ayrılık dönemi, ilişkinizi zedelemesin?
- Zedeleyeceğini sanmıyorum. Güven seviyemiz çok yüksek. Ayrıca oyunculuğa işimiz olarak bakıyoruz. Uzun vadede iyi şeyler düşünüyoruz. Bu onun işiyse, her yere gitmeye hakkı var.

İkiniz de oyuncusunuz, birbirinize mesleki açıdan nasıl destek oluyorsunuz?
- Biz Hatice'yle bütün dizileri, programları ve filmleri takip etmeye çalışıyoruz. Hangi yönetmen ne iş yapmış, hangi dizide kim oynuyor, yeni başlayan diziler hangileri, bunlara bakıyoruz. Kendi dizilerimizi de izleyip eleştirilerde bulunuyoruz.

Ne kadar zamandır berabersiniz?
- 1,5 sene oldu.

Evliliği düşünüyor musunuz?
- Evlilik için henüz erken ama ilişkimiz maşallah çok güzel gidiyor. Allah nazar değdirmesin.

HATİCE'YE İLK GÖRÜŞTE AŞIK OLDUM

Burak Sağyaşar, aşkı nasıl yaşar?
- Bir stratejim yok, içimden geldiği yaşıyorum. Hatice'ye ilk görüşte aşık oldum ve duygularımı bir hafta içinde hemen söyledim. İçimden nasıl geliyorsa öyle davranıyor, ne söylemek istiyorsam söylüyorum. Ayrıca biz aşkımızı birbirimizi yormadan yaşıyoruz. Bazıları kavgayı sever ama biz sevmiyoruz. Hatta "Ya siz niye hiç kavga etmiyorsunuz?" diyenler oluyor. Biz birbirimizi rahat bırakıyoruz.

Peki hiç kıskançlık olmuyor mu?
- Olmaz mı? (Gülüyor) Ama olması gerektiği kadar. Tatlı kıskançlıklar yaşıyoruz.

KABUL EDİYORUM BEN MAÇOYUM

Sizde maçoluk var mı?
- Evet, kabul ediyorum; ben maçoyum. Bundan da gurur duyuyorum. Biraz geri kafalıyım. O yüzden günümüzde yaşanan bazı şeyleri gerçekten anlamıyorum. Ben dedemlerin, annemlerin zamanında yaşadığı aşklardan yaşıyorum.

Bu kadar maço olduğunuza göre, sevgilinize "Dizilerde öpüşemezsin, sevişemezsin" gibi kurallar da koyuyorsunuzdur...
- Hayır, kesinlikle öyle bir şeyimiz yok. 80 kişinin içinde sahne gereği öpüşmek, tokalaşmak ya da ağlamak kadar normal bir olay. Bu konuda birbirimize bir kısıtlamamız yok, asla da olmaz

Hürriyet