Cahit Zarifoğlu’dan Hikayeler

Cahit Zarifoğlu’dan Hikayeler

Türk Edebiyatında tartışılmaz bir yeri olan Cahit Zarifoğlu’nun Hikayeler kitabını bütün öykü severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.

SANATSAL YOĞUNLUK

Şiirleri kadar yazdığı düz yazılarda da yazın hayatımızda silinmez izler bırakan Zarifoğlu’nun yazıları şiirleri gibi derin anlam yüklüdür. Eserlerinde sanatsal yoğunluk nevi şahsına münhasır şekilde işlenmektedir.

GÜÇLÜ BİR KALEM

“Korku ve Yakarış” kitabıyla Suffe Edebiyat Ödülünü kazandı. 1962’de Açı Dergisini çıkartan Zarifoğlu, ömrünü edebiyata adamış güçlü bir kalemdir. Yazar, arkasında birbirinden güzel eserler bırakarak 1987 yılında aramızdan ayrıldı.

Eserlerinden bazıları;

- İşaret Çocukları
- Yedi Güzel Adam (Diziye uyarlandı)
- Menziller
- Korku ve Yakarış
- Savaş Ritimleri
- Bir Değirmendir Bu Dünya

Cahit Zarifoğlu’dan Hikayeler

BİRÇOK DALDA ESER YAZDI

Cahit Zarifoğlu’nun edebi kişiliği alışılmışın dışındadır. Şiir hayatında başarılı bir çizgi sürdüren yazar, yazın hayatına şiirle giriş yapmıştır. Sadece şiirle yetinmeyen Zarifoğlu, roman, deneme, hikâye, günlük gibi edebi dallarda da eserler kaleme almıştır.

Özellikle çocuklar için yazdığı Serçekuş, Katıraslan, Ağaçkakanlar, Yürekdede ile padişah isimli hikâyeleri çocuklar tarafından çok sevilmiş ve büyük beğeniyle okunmuştur.

HİKÂYELER

192 sayfadan oluşan Hikâyeler kitabı, toplam 11 bölümden oluşur.

- İns
- Sizi Görmeliyim
- Savunma
- Kentin Ortasında Bir An Suçlular
- Zal Tepesine Doğru
- Yabancılık
- Bir şey Var Belirmiyor
- Sessizlik
- Karşı Çıkış
- Şeyhana
- Suçlular

FARKLI ANLAMLAR KAZANDIRIR

Her öyküsü okuyucuya başka anlamlar kazandırarak onlara farklı kapılar açmaktadır. Zarifoğlu’nun şiirleri kadar öyküleri zordur. Zordan kastettiğim mısraları farklı biçimde işlenmiş ve okuyanda hemen anlaşılması güç bir iz bırakır.

GARİP AKIMININ ETKİSİNDE BİR HİKAYE

Zarifoğlu'nu araştırdığınızda kimi yerde Garip Akımından kimi yerde de Yenicilerden etkilendiğini görürsünüz. Nereden etkilendiğini kestirmeye çalışmak yerine kendine has bir üslubu olduğunu kabul ederek hakkını teslim etmek gerekir. Yazılarındaki ince benzetmeler, her halinden belli eder her satırın özenle yazıldığını...

İNS

“İns” öyküsü okuyucuyu edebi bir yolculuğa çıkarıyor. Bu edebi dil, yer yer okuyanı önce boğsa da sayfalar ilerledikçe teslim alır.

İns karanlık bir gecede sessizce doğdu. Hemen büyüdü ve başka dağları, ovaları, ırmakları kaplayan geceyi ve gündüzü yerlerinde görmek üzere tek başına atını, keçisini ve kadınını hazırladı. Beyaz saçlı anayla beyaz saçlı baba da yola çıktılar.

Onlara amaç yoktu, artık gönüllerine amaç konuk gelmiyordu, toprağa girdikten sonra kendilerini devam ettirecek olan oğullarının peşini bırakmadılar. İnsan düşüncelerini, yapacaklarını katı ve ihtiyar beyinleriyle, buruşuk derileriyle, ilgiyle izleyeceklerdi.

İyice yaşlandıkları için çadırdan ayrılırken ölümlerini yanlarına aldılar.

AŞK VE SEVGİ ÜZERİNE

Zarifoğlu’nun kaleminden damlayan mürekkebi, hayatımızın her alanına değdirmeyi başarmıştır. “Sizi Görmeliyim” bölümünde aşkın tarifini kendine has diliyle anlatmaktadır.

Yazara göre aşk;

Bedenin, bizim için mutlu olan bir andan yararlanarak kendini yalnızlığa sunduğu zamanlarda ortaya çıkar. Aşkın kadınla erkek arasında doğuşunun kuvvetli sebepleri vardır.

Çünkü onu anneyle baba, çocukta beraberce hazırladılar. Babanın aceleyle bağışladığı, annenin ise uzun uzun dinlendirdiği bir periyottur. Aşkın ve sevginin hakları vardır.

Yeni okumalar yapmak istiyorum ama bir türlü ne okuyacağıma karar veremedim diyenlerdenseniz, bu kitap tatlı telaşınıza fazlasıyla yardımcı olacaktır.

Zarifoğlu’nun satırlarına kendinizi bırakın. O sizi nerede bırakacağını iyi bilir. Çünkü okundukça anlaşılan ve sevilen bir edebiyat işçisidir.

Bir maden işçisinin kömür çıkarması gibidir onun sözcük arayışı.