Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muhtarlar Toplantısı'nda
ensonhaber.com

W

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Batı'ya seslenerek, "Biz 200 yıldır, dört bir yandan üzerine üşüşen leş kargagaları, akbabalar tarafından didiklendiği halde hala ayakta kalabilmiş bir ülkeyiz." dedi ve şu ifadeleri kullandı:

"KARŞINIZDA NE OSMANLI'NIN HASTA ADAMI..."

"Açık konuşuyorum, karşınızda ne Osmanlı'nın hasta adamı, ne Cumhuriyet'in çömez devleti, ne de 1970'lerin 1990'ların güçsüz ülkesi var. Artık karşınızda cumhurbaşkanından muhtarına kadar 2023 hedeflerine kilitlenmiş, 2053 ve 2071 vizyonuna inanmış bir millet var."

Erdoğan: Artık karşınızda inanmış bir millet var  VİDEO

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 43. muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmasından satır başları şu şekilde:

MUHTARLARA MÜJDE

"Bugün size yeni bir müjdem var. Ülkemizin her yerinde ihtiyaç duyulan yerlerde muhtarlık binası yapılması kararı aldık. Kaymakamlar toplantısının ardından bunu görüştük ve kararını aldık. Hazine arazileri valilliklere ve kaymakamlıklara verilecek. Onlar da bunu inşa edecekler.

İçişleri Bakanlığı şahsında valilikler bu binaları inşa edecekler. Bakanlığımız tip projeler üretecek, binalar süratle yapılacak.

Mevcut 50 bin 256 muhtarlığımızdan 17 bin muhtarlığımızın belediyeler tarafından hali hazırda yapılmış binaları var.

Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Bütün bunlar karşılığında sizlerden tek bir beklentimiz var o da mahallenize en güzel hizmeti yapmanızdır. Sizler mahalle halkının meseleleri ile ne kadar yakından ilgilenirseniz milletimiz de ülkesine o derece güçlü şekilde sahip çıkacaktır.

ALT VE ÜST SINIR GETİRİLEBİLİR

25-30 bin nüfuslu mahalledeki bir muhtarın herkese ulaşması elbette mümkün olmaz. 2019'da yeni yönetim sistemine geçerken muhtarlıkların nüfus ve alan olarak büyüklükleri konusunda bir alt ve üst sınır getirilmesi düşünülebilir. Muhtarlarımızdan beklediğimiz verimi alabilmemiz ancak bu şekilde mümkün olabilecektir.

Muhtarlıklardaki bilgisayar sistemlerinin, kaymakamlıklarımızdaki ilgili birimlerle entegrasyonu sayesinde kamu kurumlarından bir kısmının bilgi toplaması muhtarlıklar üzerinden düşünülebilir. Türkiye bir çadır devleti hiç değil. Biz güçlü bir ülkeyiz. Bizim çok büyük hedeflerimiz var. Attığımız her adımda çok büyük mücadeleler veriyoruz. Muhtarlarımızın katkı sağlamaları bize güç verecektir. Biz muhtarlarla buluşmalarımızda aynı zamanda ülkemizin, bölgemizin üzerinde değerlendirmeler yapıyor, mesajlarımızı milletimizle paylaşıyoruz.

"BENZER KAOS DÖNEMİNİ 1990'LARDA DA YAŞADIK"

1950 yılı seçimleri Demokrat Parti'nin değil, asıl milletin zaferi ile sonuçlanmıştır. Tüm baskılara rağmen sandıktan çıkan irade üstün gelmiştir. Buna rağmen bizim vesayet diye ifade ettiğimiz seçilmiş iradeye karşı ülkeyi yönetme anlayışı varlığını devam ettirmiştir. Darbeler, cuntalar devreye girmiştir. Rahmetli Menderes ve arkadaşlarını gerçekten uydurma delillerle idama götürenlere bu millet hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir. Benzer bir kaos dönemini 1990'larda da yaşadık. Tuzakları milletimizle birlikte birer birer bozduk. Sosyal ve ekonomik anaforların maliyeti de çok ağır oldu.

Eğer MİT Müsteşarı tutuklansaydı arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorduk. Kendisine kesinlikle gitmeyeceksin dedim. Polis gelir seni almak isterlerse, güvenlikçilerine talimat ver, polisi de içeri sokmayacaklar dedim. O günün FETÖ yargısı ile verdik bu mücadeleyi. Emniyet'in içinde FETÖ'nün de kendi temsilcileri var, onlarla temsil almaya gidiyor. Müsteşarı teslim alacak, ardından sıra, hedefleri büyük ya oraya gelecekti.

Onlar şunu bilmiyordu, İspanya'nın Endülüs Sarayı'na bir gitme imkanı olursa, İçişleri Bakanı burada, peyderpey bir seferberlik yapsa da muhtarlarımızın içinden grup grup buralara muhtarlarımızı da götürmekte fayda var. Kubbede bir ayet yazar; Allah'tan başka galip yoktur.

"MUHTARLARIMIZI DÜNYA TURUNA ÇIKARACAĞIZ"

Muhtarlarımızın bir dünya turu gibi, bu batıda olacak, bunu başarmış olacaklar. Milletimiz de bütün bu olanları gördük, her türlü desteği verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi milletimizin tüm saldırılara bir meydan okumasıydı. Siz Kudüs'e giderseniz birileri ürker. Bütün planları, görevi İçişleri Bakanımıza verdik, Kudüs de bunun içinde olabilir. Paket tur gerçekleştirilebilir.

Millletimizi ve bizi sandıktan yenemeyeceklerini görenler bu kez terörü sahaya indirdi. Terör cephesini tahkim ettiler.

"YA BU ÜLKEYİ TERK EDİP GİDECEKLER YA BU İŞİ BİTİRECEĞİZ"

Şu anda bizim askerimiz, polisimiz, jandarmamız bütün bölgelerde var mı? Var. Nerede tehdit varsa, inlerine kadar gireriz ve giriyoruz. Yaptıkları şeyler geçti artık. Haftada 50-100 gidiyorlar. Artık bunlar gidici. Ya bu ülkeyi tamamen terk edip gidecekler, ya da bu işi bitireceğiz. Bunların arkasında Pensilvanya var, onun arkasında Amerika var. Bundan sonra sen bizden herhangi bir teröristi istediğin zaman bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın. Müslüman, bir yılan deliğinden bir kere sokulur. Bir taraftan stratejik ortağız diyeceksin, Suriye'nin kuzeyinde 4 bini aşkın silahla görevlendirme yapacaksın. Bunlar PKK'nın yan kuruluşları, terör örgütü. Yeni istiklal harbimizi savunmadan taarruza dönüştürdük. Güvenlik güçlerimiz teröristleri açtıkları çukurlara gömdü. Eylemlerin önü büyük ölçüde kilitlendi.

"BENİM KURMAY SUBAYIM AYRI BİR CAMBAZ"

Benim kurmay subayım da ayrı bir cambaz. Psikiyatrik bir vaka olduğuna dair raporlar oluşturmuş. Bunlar her şeyi yapar. Biz kuyumcu hassasiyeti ile bunları da birer birer ayrıştırarak suçluları hak ettikleri cezalara çarptırmak suretiyle mücadeleyi başarı ile sonuçlandıracağız.

Birilerinin terör koridoru oluşturma çabalarına sabrımız azalıyor. Suriye'de ve Irak'ta yaşanan hadiselerin, kurulan düzenin amacı her geçen gün daha net anlayışılıyor. Yalan söylenmesine daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. Fırat Kalkanı Harekatı ile attığımız adımını genişletecek güce sahibiz.

Açık konuşuyorum karşınızda ne Osmanlı'nın hasta adamı ne Cumhuriyetin çömez devlet ne 1970'lerin 1990'ların güçsüz ülkesi var. Artık karşınızda cumhurbaşkanından muhtarına kadar 2023 hedeflerine kilitlenmiş, 2053 ve 2071 vizyonuna inanmış bir millet var."