Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan S-500 açıklaması
Ajanslar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan ziyaretin dönüşünde uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

İşte o açıklamaların bir kısmı:

(Rusya’dan alınacak S-400 füzelerinin ortak üretimi, Türkiye Patriotlarla da ilgileniyor mu)

PATRİOTLAR DÜNYADA TEDAVÜLDEN KALKIYOR

S-400’lerle alakalı bir sıkıntı yok. Birinci pakette ortak üretimimiz olmayacak. Birinci paketi onlardan alacağız. Ama ikinci paketten itibaren artık ortak üretimin adımlarını inşallah atacağız. Sayın Putin’le görüşmelerde işi S-400’lerle bitirmeyi düşünmüyoruz. S-500’lerle ilgili de görüşmelerimiz oldu. Temenni ederim ki bu görüşmelerimizi de (S-500’lerle alakalı) hayata geçiririz. Patriotlar dünyada tedavülden kalkıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan S-500 açıklaması

(ABD’yle vize krizi konusunda iki ülke Dışişleri Bakanlarının görüşmesi yumuşama belirtisi mi)

Sayın Dışişleri Bakanı (Tillerson) Dışişleri Bakanımıza ‘Komisyon oluşturalım’ demiş. ‘Nasıl bir adım atalım ki bu sıkıntıları aşalım’ demişler. Onun için bu komisyonun nasıl olacağına ilişkin metni bizim tarafa ileteceklerdi. (Bakan Mevlüt Çavuşoğlu: Büyükelçiyi aramışlar ‘bildireceğiz’ demişler.)

(Tutuklu ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un avukatı ile görüşmesi bir adım olabilir mi?)

10 EKİM'E KADAR MÜRACAAT OLMADI

Ayın 4’ünde tutuklama oldu. Bana gelen bilgilere göre ayın 4’ünden 10 Ekim’e kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılmış bir görüşme müracaatı yoktur. Ne aile tarafından ne de avukatları tarafından. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Böyle bir şey olursa zaten tavrımız bellidir. Ailesi de avukatı da elbette görüşebilir.

(ABD’yle komisyon kurulunca kriz aşılma yoluna girecek mi)

"MİSİLLEME OLAMAZ"

Bir defa krizin sebebi büyükelçidir. Zaten 2-3 gün içinde de gidiyor. Biz niye hemen mütekabiliyet kuralını işlettik? Burası Türkiye. Kabile devleti değiliz. ‘Bizim büyükelçiliklerimizde, konsolosluklarımızda çalışan Türk personeli gözaltına almak, tutuklamak böyle bir şeyin olmaması lazım. Bunlar aramızdaki sözleşmelerde yer almalı…’ tarzında bir yaklaşım olamaz.

(Topuz’a tutuklamanın bir misilleme olduğu, hukuki olmadığı iddiaları)

Türkiye bir hukuk devletidir, misilleme olamaz. Ama onların neler yaptıklarını da biliyoruz. Örneğin benim vatandaşım eşiyle beraber kapılarına gitmiş, gözaltına almışlardır. İki yıl oldu neredeyse daha mahkemeye çıkarmadılar. Kefalet, onu da kabul etmiyorlar. Arkadan Halkbank Genel Müdür Muavini 6 kere ABD’ye giriyor, çıkıyor; 6. veya 7. girişinde tutukluyorlar. Benim 13 korumamla ilgili gözaltı, tutuklama kararı çıkarıyorlar.

Üstelik, bunların bir kısmı ABD’ye hiç gitmemiş. Bir kısmı orada eşimin yanında, olay yerinde bile değil. Bunları bana izah edemiyorlar. Öbür taraftan, terör örgütünün bana saldıran bir iki elemanını göstermelik olarak alıyorlar ama, o saldırganlara karşı çıkmış vatansever vatan evlatlarından iki kişiyi alıyorlar. Onlar hâlâ içeride, PKK’lılar ise bırakılmış durumda. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil..

"15 TEMMUZ OLAYININ FAİLLERİ ORTAYA ÇIKIYOR"

Bütün bunlardan sonra FETÖ olayı çok daha farklı bir yere doğru bir zemin tespit ediyor kendine. Bu zemin de şu: 15 Temmuz olayının failleri ortaya çıkıyor. Konsolosluklarının içerisinde FETÖ faili ajanlar bulunuyor. Bunlar diplomat değil, bunlar ajan. Benzer ajanlar şu anda Amerika’da da var. O ajanlar da Kongre ile çok sıkı ilişki içinde. Bütün bunlar bir gerçek olarak ortada.

Zaten FETÖ’nün baş ajanı Pensilvanya’da. Buradan 170 devleti yönetiyor. Bütün bunlara rağmen ABD’nin bu işlerde seyirci kalmaya devam etmesi, kusura bakmasınlar, stratejik müttefikle bağdaşan bir tavır olarak değerlendirilemez. Suriye’de bir terör örgütüne, 3 bin 500’ü aşkın TIR silah verdiler.

Bu yaptıkları, Kuzey Suriye’deki terör koridorunu güçlendirmekten başka bir şey değildir.

(YPG heyetinin Moskova’da ağırlanması)

İçeriğini tam bilmiyoruz. Sadece ağırlandığını duyduk. Yani Rusya kendine göre mi manevra yapıyor? YPG şu anda ABD ile Suriye’de ortak çalışma içinde. Nedir gerekçesi? Bunun bilgisini istihbarattan alırız.

(Irak Merkezi Hükümeti’nin Barzani’nin ekibine tutuklama kararı çıkartması ve bundan sonra Türkiye’yi neyin beklediği)

Bizi ne bekliyor diye bir şey yok.

(Barzani’yi ne bekliyor)

Evet, onu ne bekliyor, o önemli. Bunu da biz zaten söyledik. Ne dedik? Birincisi, ambargo olayı var. Nedir? Kapılar… Bizim şu anda eşzamanlı olarak İran ile bunu yürütme kararlılığımız var. İşte biz yarın arkadaşlarla tekrar değerlendirmemizi yapacağız ve bu uygulamaya hemen gireceğiz.

Irak halkının ihtiyaçlarının, Irak Merkezi yönetimi tarafından böylece sağlanması gündeme gelmiş olacak. Yani Kuzey Irak yerel yönetimine bunları vermiyoruz, ama bütün bu ihtiyaçlar insanidir, dolayısıyla merkezi yönetime biz bunları vereceğiz ve merkezi yönetim de Kuzey Irak’a, halka ulaştırma yollarını arayacak. İkincisi ise hava sahasıyla ilgili adımdır. Uçuşları zaten durdurmuştuk. Şimdi diğer hamle Erbil ve Süleymaniye’ye iniş-kalkışlara hava sahalarımızı kapatmak. Takvimi bugün-yarın belirleriz. Temennim başka adımlara gerek kalmadan çözülmesi.

"HALK İSYAN EDECEK"

Kuzey Irak Yerel Yönetimi yaptığı hatayla, oradaki halkı dünyaya kapalı hale gelmesine sebep oluyor. Yönetimin yaptığı hata yüzünden oradaki insanlar İran’dan çıkamayacak, Türkiye’den çıkamayacak, güneyden gidemeyecek, Suriye tarafından gidemeyecek. Peki ne yapacak? İsyan edecek. Katalanlar’da olduğu gibi. Bak ne oldu? Şimdi ertelemeden söz ediyorlar. Biz ertelemeyi kabul etmiyoruz zaten.

"İÇ POLİTİKA UĞRUNA HER ŞEYİ KURBAN ETTİ"

Arkadaşlar, bu işin buraya gelmesinin tek sebebi vardır. O da Kuzey Irak yerel yönetiminde mevcudun artık yerini koruyamama sürecidir. İç politika uğruna her şeyi kurban etmiştir. Kendi şahsi çıkarları için… Bundan sonra onun bir daha seçilme şansı yok.

(Sorun ancak referandumu iptal ederlerse mi çözülür)

Bizim açımızdan değil, Irak yönetimi açısından. Zira şimdi burada en büyük sıkıntı DEAŞ’tı. DEAŞ ile ilgili zaten büyük oranda iş çözüldü… Şimdi utanmadan kalkmışlar, mesela Sincar’ı birilerine parselleme havası… Bizim derdimiz Sincar’ın, Telafer’in, Musul’un, Kerkük’ün gerçek sahiplerinin oralara yerleşmesidir. Ama gerçek sahiplerine müsaade etmezler, başkalarına parsellemeye kalkarlarsa, makul karşılanamaz.

(Suriye’de İdlib’in ardından Mümbiç ve Afrin konuşulacak mı)

AFRİN’DE YANLIŞ UYARISI

Zaten konuşuyoruz. İdlib sağlıklı şekilde devam ediyor. Mümbiç ile ilgili, gerekirse orada da gerekli adımlar atılacak. Ama Afrin ile ilgili konuşmama hiç gerek yok; zaten şu anda kontrol altında. Afrin’de en ufak bir yanlışa tahammülümüz yok. Çok açık söylüyorum.