Demirtaş: Türklerin dili ve tarihi tehdit altında

ii

Seçim çalışmalarını Antalya'da sürdüren Selahattin Demirtaş, Durukan Düğün Salonu'nda sendikalar, yöre dernekleri, meslek odaları, kadın örgütleri, sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi. Saat 16.30 sıralarında Antalya Havalimanı'na inen Demirtaş'ı, Antalya'da İl Emniyet Müdürlüğü Devlet Büyüklerini Koruma Şube Müdürlüğü'nden iki polis korudu. Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçim çalışması sürecinde dile getirdiği düşüncelerin ortak bir çaba ve arayış içinde ortaya çıkan mücadelenin eseri olduğunu söyledi. "Ancak bu mücadeleyi yürütenler olarak sürekli devletin ırkçı mantığıyla karşı karşıya kaldık ve toplumu bölen, devleti bölmeye çalışan insanlar olarak adlandırıldık” diyen Demirtaş, asıl toplumu bölen şeyin devletin politikaları olduğunu söyledi.

BÖLÜNMEMENİN TEMİNATI ÇOĞULCULUK

Bütün bu devlet politikalarının toplumu hücrelerine kadar bölmeye dönük olduğunu, bunun da önemli ölçüde başarıldığını aktaran Demirtaş, bu politikaların geldiği noktayı “Başbakan gibi düşünmeyen, onun baktığı pencereden dünyaya bakmayan herkes insan yerine bile konulmayacak, mümkünse bu ülkeyi terk etmesi gereken yaratıklardır" diye özetledi. Buna karşın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘ileri demokrasi', ‘kardeşlik' gibi kavramlar kullandığını belirten Demirtaş, “Ardından da sıralıyor ‘Tek dil, tek millet' diyerek. Bunların hepsi ırkçı anlayışlarının, tekleştirme anlayışlarının devletin kodlarında olduğu gibi AKP'nin de kodlarında olduğunun göstergesidir. En büyük bölücülük tekçiliktir. Çoğulculuk bölünmemin teminatıdır" dedi.

Demirtaş: Türklerin dili ve tarihi tehdit altında

TÜRKLERİN DİLİ VE TARİHİ DE TEHDİT ALTINDA

Ak Parti'nin bu anlayış çerçevesinde sadece inançlar ve etnik kimliklerle sınırlı kalmayan, doğayı da hedef alan, tahrip eden, yok sayan bir politikanın yürürlükte olduğunu dile getiren Selahattin Demirtaş şunları söyledi: "Sanılmasın ki sadece Kürt halkının, dili, kültürü saldırı altındadır. En fazla Türk halkının tarihi, kültürü ve dili tehdit altındadır. Biz direniyoruz ama Türk halkı bunun farkında değil, direnç de geliştiremiyor."

DERS VERİN

Bu noktada 10 Ağustos'ta ilk turu gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir şans olarak ortaya çıktığını belirten Selahattin Demirtaş, şunları söyledi: "20 gün sonra elinize mühür verilecek. Ya eski anlayışla ‘Önceki devleti ben onaylıyorum, benim bunlardan şikayetim yok. İrademi, paramı, kimliğimi, inancımı, doğamı çalabilirler. İtirazımız yok' deyip oy vereceksiniz ya da ‘Hayır ben yeni bir yaşamın örgütlenmesini istiyorum. Devletin başına bizden biri geçsin, hepimizin hakkını eşit derecede savunsun, devlet bize haksızlık yaparsa bizim yanımızda olsun' deyip mührü doğru yere vuracaksınız. Bu kadar basit işte. Birileri saltanatına güvenerek, parasına puluna güvenerek, iktidarına güvenerek padişah gibi ‘Bir diktatörlük kuracağım' diyenlere büyük bir ders verirsiniz."

Demirtaş: Türklerin dili ve tarihi tehdit altında

EN AZ ŞANS VERİLEN ADAY BENİM

Cumhurbaşkanlığına etnik kimliği ve inancıyla kendi gücünü oluşturmak için aday olmadığının altını çizen Demirtaş, “İçinden çıktığım Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle onur duyuyorum. Kürdüm ve bu kimliğimle aday oldum. Ancak ben sadece Kürt halkının adayı değilim. Bütün ezilenlerin, yoksulların, emekçilerin ortak adayıyım” dedi. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturacak kişinin etnik kimliğinin önemli olmadığını, bu makamda daha önemli kavramların vicdan ve dürüstlük olduğunu dile getiren Demirtaş, “Türk olsun çamurdan olsun diye bakılırsa yanlış yapılır” dedi. Bununla birlikte makamlarda hep etnik kimlik olarak Türkler olmakla birlikte Türkiye'nin hep başkaları tarafından yönetildiğini kaydeden Demirtaş, "Bu milliyetçi ırkçı söylemlerin tuzağına düşmeyin” deyip, ilk defa halkın kendini cumhurbaşkanlığı makamında temsil etme ihtimali doğduğunu söyledi. "Yeterince devlet temsilci ve ama halkın başkanı yok” diyen Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu seçim bunun kararını verme seçimidir. Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir. En az şans verilen aday benim. Biz sanmayın ki kaybedeceğiz. Bu ilkeler Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak. Asıl kaybeden ‘Biz şu koltuğu kazanalım da ilkelerimizi unutalım' diyenler olacak. İlkeleri uğruna koltuktan, canından vazgeçenler kazanacak, yani biz kazanacağız."

BAŞBAKAN IRKÇILIĞIN DANİSKASINI YAPIYOR

Selahattin Demirtaş, verdikleri mücadelenin cumhurbaşkanı seçilmenin çok ötesinde yeni yaşamı inşa etme mücadelesi olduğunu belirterek devam ettiği konuşmasında, karşılarında ‘kimlik siyaseti ve ırkçılığın daniskasını' yapmakla itham ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğunu söyledi. Demirtaş, şunları söyledi: "Kullandığı kavramlar, kardeşlik, barış, ileri demokrasidir. Ama bunların altını doldururken mezhepçilik, ırkçılık yapıyor. Bunu gizlemekte ustadır. Sadece kendisine oy veren, kendisi gibi düşünenler onun için kıymetli. Geri kalanlar tehdittir. Bu ırkçılık, mezhepçiliktir. İsmini koymadan Alevi, Kürt ve laik kesimlere düşmanlık yapıyor. Ermeni, Süryani ve Yezidilere düşmanlık yapıyor. Kadınlara, gençlere düşmanlık yapıyor. Özgür düşünmek isteyen herkes onun gözünde tehdittir. Aynı cümle içinde ‘Biz 76 milyonu kucaklayan bir partiyiz' diyor ama sayarken sadece kendine oy verenleri kıymetli gösteriyor. Biz yok muyuz 76 milyonun içinde?"

Demirtaş: Türklerin dili ve tarihi tehdit altında

FOTOĞRAFLARA BAKIN

Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, Türkiye'de artık devlet anlayışının değişmesi gerektiğini, bu olmadığı takdirde Kürt ya da Türk olmanın bir kıymeti olmadığını söyledi. “Hepimiz ezilen kimliğimizle uğraşırken onlar malı götürmeye devam edecekler” diyen Demirtaş, konuşmasının sonunda 10 Ağustos'ta oy pusulasında yer alan üç aday fotoğrafına herkesten 30 saniye daha fazla bakmasını istedi. Demirtaş, “Toplam 3 aday var. Neyi savunduğu ortada. Hiçbir şey yapmasanız o oy kabininde 30 saniye daha fotoğraflara bakarak bir daha düşünün. Fotoğrafların gözlerine bakın size ne demek isteğimi anlayacaksınız. 30 saniye bakın” diye konuştu.

ANTALYA'DA ŞÖLENE KATILDI

HDP eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Antalya'da Konyaaltı Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen ‘Demokratik Değişim, Barışçı Türkiye Şöleni'ne katıldı.

PUL PUL DÖKÜLÜYORLAR

Açık Hava'yı dolduran yaklaşık 5 bin kişiye seslenen Demirtaş, "Siz olmasanız şu seçimin kahrı çekilmez” dedi. Demirtaş, kendileri de ‘Yeni Yaşam' olarak ortaya koydukları ilkelerle cumhurbaşkanlığı seçimine girmemiş olsalardı son derece sıkıcı bir seçim kampanyasıyla Türkiye'nin baş başa kalacağını söyledi. HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, "Birbirini andıran iki siyaset, umut vaat etmeyen, heyecansız, zaten 80 yıldır bize aynı şeyi söyleyen, tekçilik üzerinden bize parmak sallayan devlet yarışı olacaktı. Şimdi Antalya'da Van'da, Tekirdağ'da Hakkari'de umut var, şimdi bir yeni bir yaşamı yaratmaya dair heyecan var. İnanın ki, bugüne kadar bizlere dayattıkları tekçiliğe dair ne varsa devlet, millet adı altında bize söyledikleri ne kadar yalan varsa pul pul dökülüyor” dedi.

KABUSLA UYANIYOR

Şimdi ilk defa halkın kendi başkanını seçmenin eşiğinde olduğunu savunan Demirtaş, “Eskilerden kurtulma, bahar temizliği yapma zamanı geldi” dedi. Ak Parti iktidarının 12 yıldır kendisine oy verenleri beslediğini, kendi etrafı ve çevresini rantla, parayla beslediğini iddia eden Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a şöyle seslendi: "Bugünlerde gece yarısı kabusla uyanıyor, birileri oturduğu koltuğu altından çekiyor, kendisi de pat diye düşüyor. Bütün kabusu bu. Şu anda, her gün, her saat bu kabusu görmeye devam edecek. Çankaya yolları sana güllük gülistanlık olmayacak, öyle oynaya zıplaya oraya çıkamayacaksın demiştik. Ya halklara saygı göstereceksin, bütün kimliğimiz, inancımız ve ezilmişliğimizle bizi dikkate alacaksın, ya da biz elimizi masaya vuracağız. Halkları dikkate almadan, onların desteğini almadan Çankaya kimseye yar olmaz. Hiçbir koltuk bu şekilde huzur getirmez."

HERKESE BAĞIŞ YAPSA PARASI BİTMEZ

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarının eşit şartlarda cereyan etmediğini kaydeden Demirtaş, Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerine "Bağışlara ihtiyacı yok, ama aldığı bağışları açıklamıyor. Kendisi bütün Türkiye'ye, herkese bağış yapsa para bitmez ama kampanya parasını milletten, iş adamlarından topluyor” diyerek devam etti. Başbakan Erdoğan'ın mal varlığını doğru açıklamadığını iddia eden Demirtaş, “Bilsem ki sayıyorlar, o para seçime yetişmez. Seçime kadar saymak bitmez. Elde ne varsa saydıklarınızı açıklayın bari” çağrısı yaptı. Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'a yönelik ‘karşılıklı tartışalım' teklifini de yenileyerek, "Nasıl halk başkanı olacak? Kendi servetini açıklamayan halk başkanı olur mu? Adaylarla tartışmayı bile göze almayan halkıyla nasıl konuşacak. Bunlar önemli mevzulardır” diye konuştu.