Hem iktidara hem ana muhalefete yüklenen Devlet Bahçeli, başörtüsü ya da türban düzenlemesinin sadece üniversitelerle sınırlı olması gerektiğini ileri sürdü. Bahçeli, 'Kaldı ki yapılması gerekli olan düzenleme yalnızca üniversitelerle sınırlı olmalıdır ve bu konuda asgari mutabakat özenle ortaya konulmalıdır.' şeklinde konuştu.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları:
Başlarını kapatan hanımlarımıza büyük bir haksızlık yapılmaktadır. Başka zamanlarda lokomotif olmayı elden bırakmayan Başbakan'ın şimdi vagon olmakla yetinmesi anlaşılmamaktadır. Ana muhalefet partisinin yapmış olduğu belirsiz adımlar tartışmayı dar ve yapay zemine oturtmuştur. Sudan bahaneler oluşturulmuştur. Kimi zaman İran modeli kimi zaman Pakistan modeliyle konu gündeme getirilerek konu sulandırılmıştır..
CHP o gün Anayasa Mahkemeine başvurarak iptal başvurusunda bulunmuştu.
BU BİR İNANÇ MESELESİDİR
Madem ana muhalefet ve hükümet adım atıyor o zaman gelir Meclis'te bu konuyu çözeriz. Üniversitelerde türban sorunun çözümü için biz varız ve buradayız. Bu inanç meselesidir. Bu üniversite eğitimi alan kızlarımızı ilgilendiriyor.
AKP sorumluluk almalıdır. Herhangi bir evladımızın kıyafetinden ötürü dersten çıkartılması kabul edilemez. Laiklik bu olaylarla zarar görecek kadar basit bir konu da değildir. Yapılması öngörülen düzenleme sadece üniversitelerde sınırlı olmalıdır. AKP ve CHP'yi sorumluluk almaya davet ediyoruz.
HSYK İSTİFALARININ SORUMLUSU ERDOĞAN'DIR
HSYK'nın 6 üyesi görevlerinden istifa etmişlerdir. Ayrılan yedek üyelerden sonra kurulda 3 üye yer almıştır. Hakimler ve hükümet arasındaki çatışma bugün yaşanan gelişmelerin sebebidir. Bu çok büyük bir vakaadır. Adaleti siyasi hırslarına feda eden Erdoğan bu istifaların yegane sorumlusudur.
Adaletin tarafsızlığının önüne geçen tartışmalar var. AKP iktidarıyla birlikte hukuk devleti darbe üstüne darbe almıştır. Adalet vicdanlarda karşılık bulmamaktadır. Başbakan Erdoğan'ın kural ve hukuk tanımaz tavrı ortadadır. Sayın Gül devreye girmeli ve gerekli girişimleri bir an önce yapmalıdır.
Ekonomik politikanın merkezinde işsizler, gün yüzü görmemiş memurlarımız, umutları tükenen dul ve yetimlerimiz almıştır.
Özellikle son zamanlarda karşılıklı ticaret kanalları arasındaki tıkanıklığı ortaya koymuştur. Özellikle Çin parasının değerlenmesine izin vermeyerek ekonomideki aktif bir rol almaya devam etmiştir.
Dünya üzerinde 4 trilyon doları aşan bir sermaye kendisine uygun ekonomik alanı bulma derdine düşmüştür. Bu paralar Türkiye gibi ülkelere geldiğinde değerli TL'ye neden oluyor. Gelen sıcak para TL'ye çevrilerek çeşitli yatırım araçlarıyla ekonomimize girmiştir. bu ekonomide sahte bahar havasının doğmasına neden olmuştur.
TÜRKİYE SICAK PARA SALDIRISINA UĞRAMIŞTIR
Türkiye sıcak para baronlarının saldırısına uğramıştır. Eğer gelen para Tokatlı kardeşimize iş imkanı sağlıyorsa başımızın üstünde yeri vardır. Ama geldiklerinin üzerinden gitmeleri karşısında sessiz kalamayız.
TL değerlenirken vatandaşımız pahallı eti yemeye devam etmektedir. dövizini getirip TL'ye bağlayanlar Başbakan Erdoğan'ın destekçisidir. Ekonomi üretim temelinden kopmakta ithalat artmaktadır. TL'nin temelsiz değer kazanması vatandaşımızın cebindeki para değer yitiriyor.
Dünyanın bir çok ülkesi sıcak paranın ülkelerini istila etmesinin önüne geçmeye çalışırken, biz sıcak para baronlarının gelişi için kırmızı halılar seriyoruz.
Hükümet tarafından açıklanan orta vadeli mali plan eleştiriye açıktır. 2011 ve 2013 orta vade olanında büyüme tahmini 6.8 olarak belirlenmiş. IMF büyümemizi yüzde 7.1 olarak öngörmüştür.
Büyüme konusundaki tahminler tutarlı değildir.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış