Şehri ziyaret eden Gülden Akıncı, Skylife Dergisi'ne bir gezi yazısı hazırlayarak Dubrovnik'i anlattı: Öyle görkemli binaları, paha biçilmez eserlerle dolu müzeleri ve meydanlarını süsleyen gösterişli sanat eserleri olmasa ne çıkar? Dubrovnik’in kendisi kusursuz bir tablo kadar güzel çünkü. Teleferikle çıkılan tepeden baktığınızda Eski Kent; mavi bir avucun içinde duran kırmızı bir mercanı andırıyor.
TURİSTLERLE DOLU
Surlarla çevrili ve trafiğe kapalı olan Eski Kent’e, taş bir köprünün üzerinden geçip Pile Kapısı’ndan giriyorum. Stradun Caddesi, üzerinde insanlar yürüdükçe parladığına inanılan ve verniklenmiş gibi duran beyaz taşları ile bir anda beni dışarıdaki dünyadan söküp alıyor.
Hırvatistan'ın Dubrovnik kentinden görüntüler
Ayaklarım Ortaçağ’a basıyor. Büyük Onofrio Çeşmesi’nin etrafı şişelerine su dolduran turistlerle dolu. Surları ve dokuz müzeyi ücretsiz gezmemi sağlayacak Dubrovnik Kart satın alıyorum.
KÜÇÜK BİR MÜZE VAR
Çeşmenin tam karşısındaki Fransisken Manastırı’nın içerisinde XIV. yüzyılda bitkilerden ilaç yapan rahipler tarafından açılan ve dünyanın en eski eczanesi olduğu söylenen eczaneye ait gereçlerin sergilendiği küçük müzeyi geziyorum.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış