Erdal Şimşek'ten Devlet Bahçeli'ye suikast iddiası

Erdal Şimşek'ten Devlet Bahçeli'ye suikast iddiası

Milliyetçi Hareket Partisi'nin İstanbul Esenyurt'taki seçim bürosuna yapılan silahlı saldırıda 7 kişi yaralanmış, saldırda ağır yaralanan partinin basın danışmanı Cengiz Akyıldız, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

Adli bir vaka gibi görünen olayın ardından bu kez Şişli Belediyesi'ne kalaşnikoflu saldırı düzenlendi.

Daha önce de Van'da AK Partili adaylara yönelik çeşitli saldırılar düzenlenmişti.

Dershane polemiğiyle başlayan, 17 Aralık operasyonuyla devam eden hükümet - cemaat çekişmesinin gölgesinde Türkiye'nin hazırlandığı yerel seçimler öncesi bu tarz münferit olayların yaşanması, akıllara "Birileri yine düğmeye mi bastı?" sorusunu sordurtuyor.

Milat Gazetesi'nden İbrahim Sarp, yaşananlarla ilgili gazeteci Erdal Şimşek'in görüşlerine köşesinde yer verdi.

BAHÇELİ'Yİ VURACAKLAR

Ben demiyorum. Erdal diyor. O'nun yalancısıyım.

Erdal Şimşek, yılların savaş ve terör muhabiri. Çeyrek asırlık arkadaşım. Tribünlere oynamayı sevmez. Adeta siyaset kahini. İran'dan Turan'a, Hizan'dan Fizan'a bütün dünyayı turlamış elemiş bir gazeteci. Örneğin, yıllar önce 3 bin 700 kilometre ötedeki Basra'nın şu mahallesinde bir bomba patladığında kendisine sorardık. O da failini söylerdi. Bizi şok eden ise uluslararası ajansların dört saat sonra Şimşek'i teyit eden haberi servis etmesi olurdu.

Veya Afganistan'ın kuş uçmaz kervan geçmez Veziristan kırsalında kaçırılan yabancı işçilerin memleketlerine göre, hangi örgüt tarafından kaçırıldığını bilirdi. Hiç yanıldığını görmedim.

Türkiye'nin paralel devlet yapılanmasının kontrolüne girdiğini bize ta 2010 yılında söylemişti de inanmamıştık.

Dün akşam Kızılay'da buluşup son yaşanan terör olaylarını konuştuk.

MHP Esenyurt seçim bürosuna yapılan terör saldırısının adresini sordum. O da her zamanki gibi beni şaşırttı. Buyurun beraber şaşıralım:

"ESENYURT FAİLLERİNİ VAN'DAKİ EYLEMDE BULURSUNUZ"

"Esenyurt'ta şehit edilen gazeteci arkadaşımızın faillerini, AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan adayının evine atılan ses bombasının partiküllerinde bulursunuz.

Neden öldürücü bomba değil de ses bombası?

Hem uyarı yapmak için hem de ses bombasının tahribi değil tedhişi çok yüksek. Amaç başkan adayını öldürmek değil siyaseti sindirmekti.

İkinci uyarı MHP Esenyurt seçim bürosuna yapılan kanlı baskındır. Saldırganlar yakalanmadan hemen olayı Kürtler yaptı dediler. Burada amaç Türk-Kürt çatışması çıkartmak. Bu 1970'lerdeki Çorum olaylarına çok benziyor.

ÜÇÜN UYARI ŞİŞLİ'DE

Üçüncü uyarı ise Şişli Belediyesine yapılan saldırıdır. Şişli Belediyesi'ne otomatik tüfekle yaylım ateşi yapıldı. Bu bina Türkiye'nin en sağlam binalarındandır. Adeta kale gibi. Roket bile tesir etmez. Ayrıca o bölge, devletin bütün özel kurumlarının bulunduğu bir mahal olduğu için, metrekareye neredeyse 10 tane güvenlik kamerası düşmektedir. Böyle bir yerdeki, böyle bir binaya pervasızca saldırı düzenlenmesi, devlete meydan okumadır.

"KILIÇDAROĞLU KASETÇİLERİN EMRİNDE"

Şimdi filmi geriye sarıp CHP lideri Deniz Baykal'ın kaset olayına gelelim. Baykal'a kaset, okyanus ötesinden hazırlandı. Adım gibi eminim. Bunu doğrulayan birçok veri var elimizde. CHP teslim oldu bu yapıya. Kasetin amacı, CHP'yi lidersiz bırakmak, Baykal gibi İradeli bir figürü Türk siyasi hayatından silmek ve CHP'yi sağcılaştırmaktı. Bunu başardılar. CHP'yi kontrol altına aldılar. Sayın Kılıçdaroğlu kasetçilerin izni olmadan nefes bile alamıyor.

"BİR TEK BAHÇELİ DİZ ÇÖKMEDİ"

Aynı operasyonun daha acımasızı MHP'ye yapıldı. MHP 12 Eylül'de bile bu kadar hırpalanmadı. Ama Devlet Bahçeli, dimdik durdu. Sarstılar. Birinci halkadaki bütün yol arkadaşlarını tasfiye ettiler. Buna rağmen Bahçeli diz çökmedi.

Burada Devlet Bey'in Türk siyasetindeki adını koymamız lazım. Bahçeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetinin kilitlenmek istendiği dönemlerde hep devreye girdi ve o kilidin açılmasına destek oldu. Kurulan tuzakları bozdu. Cumhurbaşkanı seçiminde olduğu gibi. Çözüm sürecinde de kürsüde çok sert muhalefet yapmasına rağmen, sokağa, tabanına tam hakim oldu.

Bütün provokasyonların önüne geçti, İspanya ETA ve İngiltere IRA ile barış görüşmeleri yaparken metropollerde maytap gibi bombalar patlamasına rağmen, Türkiye çözüm sürecinde böyle bir şeyi hamdolsun yaşamadı. Bu anlamda bütün Türkiye Devlet Bahçeli'ye bir teşekkür borçludur.

Bugünlerde Sayın Bahçeli'yi kendi siyasi ve ekonomik emellerine engel olarak gören eski Türkiyeciler, onu ve partisini yine hedefe koydu.

Esenyurt'taki provokasyonda özellikle Devlet Bahçeli ve İstanbul İl Başkanı Abdullah Başkan'ın soğukkanlı, tansiyonu düşürücü açıklamaları ile BDP'lilerin olayı anında protesto etmeleri, planlanan Kürt-Türk çatışmasını şimdilik engelledi.

"BAHÇELİ'YE SUİKAST İHTİMALİ VAR"

Ancak bu yapılar boş durmayacak. Özellikle Sayın Bahçeli'nin hemen provokasyona işaret etmesi okların kendisine yönelmesine sebep oldu. Çünkü Bahçeli partinin başında olduğu sürece, emellerine ulaşamayacaklarını anladılar.

Şimdiki hedefleri ise, bütün MHP tabanını sokağa dökecek, şiddet sarmalına çekecek büyük bir operasyon. Bu da ya Devlet Bahçeli'ye ya da ülkücü camiada idol olan Azmi Karamahmutoğlu'na suikast düzenlenmesi olabilir.

Bunun tam tersi, yani Kürt siyasetinde önemli bir isme yönelik suikast de düşünülebilir. Ama buna ihtimal vermiyorum. Çünkü Kürt siyasetindeki tek önemli aktör Abdullah Öcalan'dır. O da iyi korunuyor.

Emniyetin ve yargının paralel devlet çetesinden arındırılmasıyla birlikte bu eylemlerin adresi çok net ortaya çıkıyor. Aslında failin kim olduğunu gösteriyor.

Fakat onlar şunu kavrayamıyorlar. Türkiye'nin devlet paradigması değişti. Ceberrut devlet yerine demokratik devlet anlayışı geldi. Siyaset, bürokrasi ve sermaye soğukkanlı olursa paralel devlet örgütünün bu provokasyonlarını sancısız bir şekilde atlatır."

Erdal Şimşek gibi olayları doğru ve zamanında okuyabilen bir gazetecinin sözlerini yabana atmamak gerekir. Bunu yılların tecrübesiyle söylüyorum.

Allah Memleketimizi korusun...