Düşünsenize; bir sabah uyandığınızda hiç tanımadığınız, belki üniformasını daha önce hiç görmediğiniz, başka bir dil konuşan bir yığın silahlı adam ordunuzun silahlarına el koymuş, ülkenizi işgal ediyor… İstanbul’un işgal devletlerince kuşatma altında kaldığı 5 yıl boyunca tarih, Türk halkının en büyük zaferlerinden birini yazdı. Hem de yeşil bir saha üzerine!
Sizlere uzun uzun dönemin kargaşasından ve politikasından değil, bu kargaşa döneminde Türk halkının yüreğine bir nebze teselli olmuş bir zaferden bahsedeceğim.
DEVLETLERİN FUTBOL MÜCADELESİ
Türk askeri hem cephelerde, hem de futbol sahalarında savaşıyordu. Devletler arasındaki siyasi mücadele, sahalarda da geçerliydi. Futbolun devlerinden biri olan Fenerbahçe, Nurizde Ziya Bey, Ayetullah Bey ve Enver Necip Bey tarafından sıkı yasaklara rağmen 1907’de gizlice kurulmuştu.
LİGİN DÖRT BÜYÜĞÜ
James Lafontaine ve Henry Pears adlı iki İngiliz’in 1904’te kurduğu İstanbul Sunday League (İstanbul Pazar Ligi) liginde dört takım mücadele ediyordu. Bu dört ekipten üçü İngiliz takımıydı: Cadi Keuy FC, HMS Imogene FC ve Moda FC. Yunan topluluğunun takımı Elpis FC, dörtlüyü tamamlıyordu.
TÜRKLER SAHAYA ÇIKTI, ORTALIK KIZIŞTI
Türk takımları, şampiyonluk mücadelesine katılmak için 1909’a dek beklemek zorunda kaldı. Geç oldu güç olmadı diyelim; Türk oyuncular ulusal ligin kurulmasına kadar, futbolu hakimiyet altına aldılar. Takımın sahalarda art arda gelen galibiyetleri, işgal devletlerini kızıştırıyor, hırslandırıyordu.
SİYASİ ORTAM SONUCA İLERLERKEN…
Mustafa Kemal liderliğindeki bağımsızlık mücadelesi 1923 Temmuz’unda imzalanan Lozan Antlaşması’yla neticeye bağlandı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruldu ve İtilaf güçlerinin İstanbul şehrinden çekileceği tarih de belirlendi.
(T.B.M.M Hükümeti İstanbul Komutanı Selahattin Adil Paşa ile işgal orduları başkomutanı General Harrington)
SON BİR RÖVANŞ MAÇI VARDI
Lozan gibi şartları ağır bir anlaşmanın ardından, İşgal devletleri şehirden ayrılmadan bir gün önce son bir savaş vardı; Taksim Stadyumu’nda!
İŞGAL DEVLETLERİ’NDEN MAÇ TEKLİFİ
İşgal devletlerinin başkomutanı General Harrington, işgal devletlerinden oluşan bir takıma karşı Fenerbahçe’yi maça davet ediyordu. Harrington’ın amacı İstanbul’u terk etmeden önce İstanbul’un takımlarından birine ağır bir mağlubiyet yaşatmaktı.
GENERAL HARRINGTON KUPASI’NIN SAHİBİ…
Fenerbahçe’nin Avrupalı oyuncularının karşısında 11 tane Türk askeri vardı. Oyuncular 29 Haziran 1923 günü Taksim Stadyumu’nda yüzlerce seyircinin karşısına çıkmak için hazırdı. Galip gelene verilecek ‘General Harrington Kupası’ -adam kazanacağına o kadar emin ki kupaya adını vermiş- sahibini bekliyordu.
ZEKİ RIZA SPOREL TOPU AĞLARA GÖNDERDİ
Fenerbahçe, sahaya Elkatipzade Mustafa yönetimindeki ünlü kadrosuyla çıktı. İlk yarıyı 1-0 geride kapatan takım Zeki Rıza Sporel’in golüyle beraberliği, ikinci yarıda ise yine Zeki’nin gölüyle öne geçti. Maçtan galibiyetle ayrılan Fenerbahçe milli bir zafere imzasını attı.
(İşte topun ağlara gittiği o tarihi an)
FENERBAHÇE’NİN MİLLİ ZAFERİ
Maçtan sonra işgal orduları Başkomutanı General Harrington, adını taşıyan bu büyük gümüş kupayı Fenerbahçe takımı kaptanı Hasan Kamil Sporel’e verirken, Taksim yer yerinden oynuyordu adeta.
İŞTE O OYUNCULAR
Fenerbahçeli futbolcular, ellerinde General Harrington Kupası’yla seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıktılar. İşte sahada tarihi bir galibiyete imza atan Fenerbahçe’nin 11’i…
Şekip Kulaksızoğlu- Hasan Kamil Sporel, Cafer Çağatay- Kadri, İsmet, Fahir- Sabih, Alaeddin Baydar, Zeki Rıza Sporel, Ömer Tanyeri, Bedri Gürsoy.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış