Fikirci Bey : Eşit değil, adil hiç değil?

Fikirci Bey : Eşit değil, adil hiç değil?

Yarışa eşit şartlarda başlamıyoruz.

Böyle diyor Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun siyasi çatı ustaları. Bir yandan da kendi içlerindeki muhaliflerin kırdığı kiremitler yüzünden daha şimdiden damı aktarmaya başladılar.

Başbakanın onbinleri bulan mitinglerine karşı, Sayın İhsanoğlu, Marmaray vagonlarında toplantı yapıyor, Gezi'de geziyor, çevresinde 50 kişiyi aşan kalabalıklar göremiyoruz.

Daha da vahimi, tanıdığım kadarıyla okumuş olsa yazdıklarını hiç onaylamayacağına inandığım faşistlerin dergileri eline verilip resim çektiriliyor.

Biraz okusa, ilgisiz biriyle resmi çekilmiş mankenler gibi “bana komplo yaptılar” diyebilir.

ŞARTLAR EŞİT DEĞİL ÇÜNKÜ..

Tabi ki eşit şartlarda başlamıyorsunuz. Karşınızda 8 kez sandıktan çıkmış bir siyasetçi var. O mitingleri 12 yıldır yapıyor zaten. Siz ise hiç sandık görmemiş bir aday “atayıp” üstelik “cumhurbaşkanlığı siyaset yapılacak makam değildir” diyerek kendisinden siyasetçi olmamasını istiyorsunuz.

GENLERİNDE "ATAMA" VAR

“Atayıp” diyorum, çünkü bu muhalefetin genlerinde var Cumhurbaşkanı atanır. Tercihan Genelkurmaydan veya yargıdan biri atanır.

Şimdi de öyle yaptılar; hiçbir kurullarında görüşmeden bir aday atadılar ve şimdi onun “seçilmesini” bekliyorlar. Kendi “seçimleri” bile atamayla. “Eşit şartlarda başlamıyoruz, Recep Tayyip Erdoğan başbakanlıktan istifa etsin” diyor muhalefet.

Diyelim ki etti, (Tabi burada sizin muhtemel kurnazlığınızı bir yana bırakalım, hani “işte istifa etti, erken seçime gidilmeli” gibi çakallıklar yapmayacağınızı var sayalım) O zaman eşit şartlarda mı mücadele etmiş olacaksınız?

HALK ERDOĞAN'I UNUTUR MU SANIYORSUNUZ

12 yıl başbakanlık hizmetini, bir o kadar da belediye başkanlığı hizmetini halk unutacak ve sanki Erdoğan'ı yeni tanıyormuş gibi mi davranacak sanıyorsunuz?

NEDEN HALKIN TANIDIĞI BİRİNİ ADAY BULMADINIZ

Günahıyla sevabıyla halkın karşısında olacak, üstelik ne dediğini de, ne yaptığını da halk net olarak biliyor. Neden siz de hizmetleri ile halk tarafından çok iyi bilinen, sevilen bir siyasetçiyi aday çıkarmadınız?

Yoksa öyle biri yok mu aranızda? Neden kendiniz aday olmuyorsunuz da muhtemel bir hezimeti, konudan habersiz bir adayın üzerine yıkıyorsunuz? Her şeyden önce bu ayağınıza dolaşan süreci de siz başlatmadınız mı?

Eşi türbanlı cumhurbaşkanı istemiyoruz diye 367 garabetiyle Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalışırken siyasetin önünü tıkayıp sonra da istemeden de olsa cumhurbaşkanını halkın seçmesine siz neden olmadınız mı?

Üstelik de referandumda “halk seçmesin” diye oy vermediniz mi? “Eşi türbanlı” itirazı ile başlattığınız süreci 7 yıl sonra İslam İşbirliği Teşkilatı başkanını aday göstererek bitirmediniz mi? Yani yüzünüze gözünüze bulaştırdığınız, ayağınıza dolaşan bütün bu süreç sizin yüzünüzden ortaya çıkmadı mı? Tabi ki bu kadar akılsız değilsiniz, sadece öngörüsüzsünüz.

YENİ TÜRKİYE'Yİ OKUYAMADINIZ

Yeni Türkiye'yi okuyamadınız. Tecrübelerinize dayanarak, 1980 öncesinde olduğu gibi “cumhurbaşkanı seçme sorunu çıkarırsak darbe olur belki” hayali ile geldiniz bu hale. Oysa Türkiye'nin bir cumhurbaşkanı bulma sorunu yokmuş, sayenizde bunu da 40 yıl sonra öğrendik hepimiz.

Cumhurbaşkanı siyasetçi olmasın, bir de tarafsız olsun. Siz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir Cumhurbaşkanı gördünüz mü?

Atatürk mü siyasetçi değildi, İnönü'mü? Cumhuriyetin ilk 30 yılında “tek taraf” vardı. Siz karşı tarafın sesi çıkmayınca bunun tarafsızlık olduğunu mu sandınız? Tek kutupluluk, kutupsuzluk değildir.

Öteki kutubun sesini çıkaramaması demektir. Cumhurbaşkanı sembolik kalsaydı, mümkündü. Tarafsız olmasa bile fazla karışma hakkı olmazdı ama zamanında darbecibaşına verdiğiniz yetkilerin bir gün gelip sizi tırmalayacağını düşünemediniz.

Şimdi Cumhurbaşkanının hali hazırda zaten yarı başkanlık sistemi kadar yetkileri var sayenizde, daha doğrusu hani şu değişmesin diye yenisini yapma komisyonunu kilitleyip kaçtığınız Anayasa'da yazılı bu yetkiler. Üstelik meclisin bu yetkileri daha da genişletmesini nasıl engelleyeceğiniz de meçhul. Eşitsizliği aşmak için bir fikir bulmuş Sayın İhsanoğlu'nun sponsorları, Amerikalıların “grass roots” (tabandan) dedikleri noktadan başlamaya karar vermişler.

YİNE YANLIŞ OKUDULAR

Ekmekten başlamışlar. Ekmek için Ekmeleddin… Tabi, bizde taban “ekmek”tir. Ekmeğin kutsal bir anlamı vardır. “Ekmeğini kazanmak”, “Eline ekmeğini almak”, “kimsenin ekmeğiyle oynanmaz” gibi. Yalnız burada yine bir Türkiye'yi yanlış okuma sorunu var. Ülkeyi “elli sente”, insanları “bir lokma ekmeğe” muhtaç ettikleri ve bundan zevk duydukları günler geçti.

“Yoksul ama saf halkım” edebiyatı yemiyor artık. Ülkede muhalefetten safı kalmadı haberleri yok. Artık herkes biliyor ki yıllardır süpürge tohumundan ayıklayıp tertemiz, bembeyaz yaptığımız ekmek, maalesef en zararlı ekmekmiş. Peki, bunu CHP'nin deniz kıyısı seçmenleri bilmez mi?

CHP'NİN OY DEPOLARINDA EKMEĞE İLGİ YOK

Karatay diyetini duymayan mı kaldı? Bugün CHP'nin oy deposu Nişantaşındakilerin ekmekle ilgisi facebook'ta, tweeter'da paylaştıkları Nazım Hikmet'in “seviyorum seni, ekmeği tuza banıp banıp yer gibi” dizelerinden ibaret.

Tabi şiirin devamı hiç paylaşılmaz: “Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz alır beni” Ee, iftarı falan hatırlatır neme lazım? Hasılı, Türkiye'de ekmek edebiyatını yutacak kimse kalmadı. O da “püsgevit” edebiyatı kadar komik kalıyor.

Ekmek için Ekmeleddin mi? Ne diyor şimdi bu slogan?

Madem tarafsız bir Cumhurbaşkanı adayınız var, ekmek kavgası/davası nerden çıkıyor? Siyaset dışı ve tarafsız bir cumhurbaşkanı adayı eline ekmek alırsa insanlar bunu “kimsenin tavuğuna kış demeyeceğim, siyasetle işim olmaz ben ekmeğimdeyim” diye okur.

GOOGLE'IN EKMEK GÖRSELİ

Google'ın ilk ekmek görseli ile yapılan kampanya da ancak bu kadar olur. Bu kadar öngörüsüzlüğü muhalefet tabanı hak etmiyor. Bir an önce siyasetçi olduğunuzu hatırlayın ve siyasetçi istemiyoruz saçmalıklarını bir yana bırakıp hizmet üretin, çözüm önerin ki gerek başbakanlık gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy istemeye yüzünüz olsun.