Fikirci Bey yeni yazı: KAHRAMAN MI UYANIK MI OLMAK
ensonhaber.com

Fikirci Bey yeni yazı: KAHRAMAN MI UYANIK MI OLMAK

KAHRAMAN OLMAK MI, UYANIK OLMAK MI?

Akif’in İstiklal Marşı hakkında yaptığı yorumu en az İstiklal Marşı kadar güzel ve önemli bulurum:

“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”

Yazık ki bu güzel dilek gerçek olmuyor.

Bu millet yüzyıllardır olduğu gibi yine ihanetlerle sınanıyor ve tekrar tekrar destan yazmak zorunda kalıyor.

15 Temmuz da bunlardan biri. Tüm milliyetçi duygularıma karşın, hamaseti sevmem.

Elbette ki ulusal kahramanlıklar göğsümüzü kabartır. Fakat, benim kahramanlıklarla ilgi duygularım biraz daha karmaşıktır.

Kahramanlık neden ortaya çıkar?

Durup dururken değil elbette. Bir kötülük, bir ihanet, bir felaket olmuştur ki, birileri bu kötü durum karşısında herkesten daha özverili davranmış, insanları önemli felaketlerden kurtarmış ve kahraman olmuştur.

Yani kahramanlık öncesinde bir kötülük, bir felaket gereklidir. Benim gönlüm işte o kötülük, o felaket olmasın ister.

Zaten Akif’in söylediği de budur. Bir ihanet yaşadık, bu kez bir değil binlerce kahraman sokağa çıktı ve belki de Türklerin tarihinde ilk kez halk kendi iradesi hilafında ülkeye el koyanları, felakete sürükleyenleri durdurdu.

Bence bu modern dönemimizin en önemli, en bilinçli, en demokratik adımıdır.

Mutlaka bize çok şey öğretmiştir. Hepsinden önemlisi benzer bir kalkışmaya niyetlenenler eğer tam bir aymazlık içinde değillerse bu kez kendilerini bir değil, bin Halisdemir’in beklediğini bilecektir. Bu kez ilk kurşunu atmakta kimse tereddüt etmeyecektir.

Alınan dersler ve önlenen felaketin büyüklüğünün farkındayım. Bu ihanet girişimi her şeyden önce 249 insanımızın canını aldı ve bunun bedeli hiçbir şeyle ölçülemez. Onu da biliyoruz.

Peki, sonra neyle baş başa kaldık?

Demokratikleşme adımlarının yavaşlaması, Kürt sorununun askıda kalması, ekonomik reformların gecikmesi, ülkenin sarsılan imajı, “darbe yapılabilir” değilse bile en azından “darbe denenebilir” olmasının yarattığı güven kaybı, tam olarak hesaplanması güç ama bu güven kaybı nedeni ile yitirilen en az 50-60 milyar dolar, binlerce insanın aşının ekmeğinin küçülmesi, yine hesaplanması güç ama bugün varmış olmamız gereken yere 5-6 yıl sonra varacak olmamız, söyleyeceklerim akronik olacak ama, keşke vesayeti de, darbeleri de 20. yüzyılda bırakabilmiş olsaydık. Böyle bir sinsi ilerleyişi daha önceden engelleyebilir olsaydık.

(Laikçiler burada çıkıp hiç “biz önceden söylemiştik” demesinler, çünkü onların karşı çıktığı genelde bütün mütedeyyin insanlardı, tüm Müslümanlardı, ayrıca ne zaman ki FETÖ ihaneti başladı, o günden itibaren onu desteklemeye başladılar. 17-25 Aralık tezgâhlarına alet oldular, ihanet kasetlerini Meclis'te okudular, Diyarbakır’da onları arka kapıdan partilerine aldılar) Bunun için gerekli yasal ve kurumsal önlemleri önceden almış olsaydık, bu büyük ihanet tek başına Pensilvanya’daki bir bunağın işi olamayacağına göre, tüm bu yerli ve yabancı ajanları önceden görebilseydik. Kimsenin böyle girişimlerde bulunamayacağı mekanizmaları kurabilmiş olsaydık.

Peki, şimdi kurduk mu? Ne önlemler aldık? İşte benim hamasetten daha önemli bulduğum konu bu.

Ne yani? Tekrar denemeyeceklerini, hatta denemekte olmadıklarını mı sanıyoruz?

“We don’t need another hero” diyordu eski bir şarkı. Bir kahramana daha ihtiyacımız yok, pro-aktif olmaya ihtiyacımız var.

Twitter: @kalemciler