The New York Times, onu överek zirveye çıkarıyor. “Bağdat’ın yeni edebi yıldızı” ifadesini o kullanıyor Frankestein Bağdat’ta için. Oysa Mary Shelley’in Frankestein’i ilk kez yazdığından bu yana geçmiş iki yüz yıl üzerine sayısız kez varyasyona uğratılmıştı. Ancak çok azı Ahmed Saadavi’nin Frankestein’i kadar vahşi olabildi…
Çarpıcı ve gerçeküstü kurgusu ile bu kitap, “Uluslararası Arap Kurgu Ödülü, Uluslararası Man Booker Ödülü finalisti" ve "Fransa Büyük Fantastik Kurgu Ödülü”ne layık görüldü.
(Ahmed Saadavi)
FRANKESTEIN BAĞDAT’TA
Hadi, ABD işgalindeki Bağdat’ın yıkıntıları arasında kalmış tuhaf sakinlerinden biridir. Eskicilik yapan bu tuhaf adam, boş zamanlarını kahvehanelerde hikayeler anlatarak geçirir. Onun bunca tuhaf bir adam olmasının sebebi kuşkusuz anlattığı hikayelerde yaşayan ceset parçalarıdır. Evet, Hadi, yıkık evler, çöp yığınları, patlama alanlarından sadece eskileri toplamaz. Onların yanında onu tuhaf kılacak ceset parçaları da toplamaktadır…
Bu parçaları toplarken bir amacı vardır aslında ya da bunu iddia eder. Hükumetin bu parçaları bir insan olarak tanıyıp, onların hak ettiği defini vermesini istemektedir.
Hadi’nin bu yürekli ve masum amacının üstüne kocaman bir gölge, bir ceset kaybolduğunda düşer. Bunun ardını da cinayetler izlemeye başlar. Alınan ifadelere göre bu cinayetlerin katili korkunç bir canavardır ve ne kadar vurulsa da ölmez. Hadi, işte o zaman anlar ki, bu canavarı o parçalardan kendisi yaratmıştır. Frankestein Bağdat sokaklarında gezinmeye başlamıştır…
Frankestein Bağdat'ta
Ahmed Saadavi
Çev.: Süleyman Şahin
Timaş Yay.
S.: 320
Kitabı satın almak için tıkayınız: idefix
Instagram: biyografivekitap
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış