Gülay Göktürk'ten çok cesur 22 Temmuz yazısı

Gülay Göktürk'ten çok cesur 22 Temmuz yazısı

Cemaat'in gazetesi Bugün'de yazan Gülay Göktürk köşesinde Emniyet'te yapılan Paralel Yapı operasyonunu değerlendirdi.

Gözaltına alınan polisleri savunan Cemaat yazarlarına seslenen Göktürk "Şimdiye kadar istediğiniz bu değil miydi, o halde bu kolektif sahip çıkma hali nedir" diye sordu. 

İşte Göktürk'ün yazısından bazı bölümler:

Emniyet içinde başlatılan soruşturmaya verilen tepkilere baktıkça şaşırıyorum.

TOPLUMUN VARLIĞINDAN KUŞKU DUYMADIĞI BİR YAPI

Türkiye’de 7 Şubat’tan bu yana devlet içinde bir yapıdan, özellikle emniyet ve yargı içinde yuvalanmış bir yapıdan söz ediyoruz. 17 ve 25 Aralık operasyonlarının yürütülüş biçimini ve o günlerde yaşananları gördükten sonra, hele hele Adana’daki MİT aracının başına gelenleri; Dışişleri Bakanlığı’ndaki gizli toplantının deşifre edilişini yaşadıktan sonra, artık küçük bir azınlık dışında toplumun büyük çoğunluğunun varlığından hiçbir kuşku duymadığı bir yapı bu...

25 Aralık’tan beri şunu söylüyorduk: Polislerin, yargıçların yerini değiştirip durmakla olmaz. Eğer o insanlar görevlerini kötüye kullandıysa, tayin edildikleri yeni görevlerini de kötüye kullanacaktır. Bu soyut suçlamalar artık somut adli soruşturmalara ve iddianamelere dönüşmelidir. Adli süreç başlamalıdır.

NEDEN TOPLU HALDE SAHİP ÇIKILIYOR

Peki o zaman, tek tek kişilerin soruşturulmasına karşı verilen bu kolektif tepki ne oluyor? Bütün şüphelileri kapsayan bu “kolektif sahip çıkma” durumu, iddia edilen yapının varlığının bir başka delili değilse nedir? Bugün, gözaltındakileri aslanlar, kaplanlar, kahramanlar diye savunan, heykelini dikmekten bahsedenler, söz konusu kişilerin suçsuz olduğunu nereden biliyor?

KAMUOYU OLUŞTURMAKTAN VAZGEÇELİM

Ama o zamana kadar da kahramanlık edebiyatı yaparak, şeref madalyalarından bahsederek, “haram lokma yememekle” övünerek; “mübarek Ramazan”, “sahur vakti”, “ters kelepçe” gibi söylemlere sığınarak kamuoyu yaratma çabalarından vazgeçelim. Dünyadaki tek suçun haram lokma yemek olmadığının altını çizelim bir kere... Evren de haram yememişti muhtemelen. Kontrgerilla şeflerinin haram yediğine dair de herhangi bir kanıt çıkmadı ortaya. Ama bu onların işlenebilecek en ağır suçu işledikleri gerçeğini değiştirmedi.

KÖKLÜ TEMİZLİK FIRSATI KAÇMASIN

Bu soruşturmalarla birlikte, paralel yapıyla yargı önünde hesaplaşma dönemine girmiş bulunuyoruz. Ben bu sürecin sağlıklı ilerlemesinin hayati önemde olduğunu düşünüyorum. Eğer bu defa da birileri gerçekle yetinmez, gerçek dışı unsurlarla, hukuk dışı uygulamalarla bu davayı rayından çıkarırsa, Türkiye beş yıl sonra dizini döve döve devlet içinde köklü bir temizlik fırsatını nasıl kaçırdığını konuşuyor olur.