Güngör Dilmen, tarihsel gelişimi, tarihsel bir bilinçle değerlendiren yazarlarımızdan biri.
Oyunlarının en büyük özelliği, yazarın akıcı ve özenli, güzel Türkçe kullanması. Dilmen, fanteziye açık anlatımı, ince hiciv diyalogları ve şiirsel üslubu ile ülkemizin usta tiyatro yazarlarının başında gelmektedir.
Midas Üçlemesi, Frigya Kralı Midas'ın tutkularını, yanılgılarını anlatır. Midas'ın Kulakları, 1959 yılında tek perdelik yazılmış daha sonra genişletilmiş.
Oyun yazıldığı yıldan beri, yurt içinde, yurt dışında, birçok yerde sahnelenmiş, uluslararası şenliklere katılmış, Fransızca ve Almanca dillerine çevrilerek ödüller kazandı.
Dilmen, 8 Temmuz 2012'de aramızdan ayrıldı.
Güngör Dilmen
KRAL MİDAS
Oyun, sanatçı Ferit Tüzün tarafından opera olarak da bestelenmiştir. Midas'ın Altınları'nda, Kral Midas'ın kişiliğinin altın ve paraya olan tutkusu anlatılır.
Midas'ın Kördüğümü, mitolojiden bilinen kördüğümünün çözülmesini anlatan manzum bir oyun. Bir zamanlar bütün Ege bölgesi dediğimiz yerde yaşayan Frigyalılar krallarına Midas derlermiş.
MANZUM TİYATRO ESERİ
Eski çağlarda insanlar bütün işlerini tanrıların yaptığına inanır, her şeyi bir tanrıya bağlarmış. Yunan tragedyası biçimde manzum bir tiyatro eseri olarak kaleme alınan eser, sinema tiyatro dergisinin tek perdelik oyun yarışmasında birincilik ödülüne değer görüldü.
İKİ TANRI BİR YARIŞMA
Toplam iki bölümden oluşan tiyatro, gülünç olması özelliğiyle ön çıkıyor. Antik Yunan ve felsefesini ustaca kurgulayan Dilmen, Midas’ın Kulakları ile büyük üne kavuştu.
Tanrı Apollon ve Tanrı Pan, aralarındaki müzik yarışmasına yargıcı olarak Frigya Kralı Midas’ı seçmesi üzerine sahnelenen oyun, ilk yayımlandığında sanat çevrelerinde olumlu tepkiyle karşılandı.
MİDAS'IN EŞEK KULAKLARI
Yarışmanın galibi ise, Midas tarafından seçilen Pan olur. Çünkü Pan’ın çaldığı müzik daha dokunaklı ve dinleyiciler tarafından da beğeni kazanmıştı. Apollo, Midas’ın verdiği bu kararı sindiremez ve Midas’ın kulaklarını eşek kulaklarına benzetir.
Midas için tek kaygı kulaklarını saklaması olur. Derin düşünceler içerisinde kalan Midas, derdini bir berbere anlatır. Berbere sıkı sıkı tembihler; eğer olur da bu sırrı başkasına anlatırsa ayaklarını keçilere yalatıp, onu güldüre güldüre öldüreceğini söyler.
Bu sırrı tutmayacağını anlayan berber, bir kuyunun başına giderek her şeyi kuyuya anlatır. Kralın sırrını kuyu da saklayamamış ve su yoluyla etraftaki sazlara geçmiştir.
Rüzgarın çıkarttığı tiz sesle buluşan sazların çıkarttığı ses, “Midas’ın kulakları, eşek kulakları” olur.
Güldürü ögelerin bolca kullanıldığı oyunu izlemenizi öneririm. Zira oyunu ilk izlediğimde büyük keyif almıştım.
Ergül Tosun
ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış