Fikirci Bey yazdı: IMF ÖCÜ MÜ
Özel Yazı

Herkesin kafasında aynı soru: Ne zaman normale döneceğiz. Tabi, eğer normalden virüs öncesi gibi olmayı anlıyorsak onun 2021’den önce olmayacağı konusunda pek çok uzman hemfikir.

Herkes en azından yüz gün sonrasını görebilmek istiyor. Virüsün dünyayı derinden etkileyeceği, özellikle de bizim gibi gelişmekte olan orta gelir düzeyine sıkışmış ülkeleri çok daha kötü etkileyeceği kesin.

Şimdi İngiliz ve Alman basınında Türkiye ile ilgili olarak şeytanın avukatlığını yapanların birinci iddiaları Türkiye’nin battığı ve özellikle de ekonomisinin önemli bir kısmı turizme dayandığı için uzun süre belini doğrultamayacağı. Malum turizm salgının en ağır vurduğu sektör. İnsanlar sokağa çıkamıyor, hangi tatil?

Elbette bu haber değeri olan bir konudur ve yazılır, onda sorun yok. Ama asıl sorun üslupta. Böyle bir “oh olsun” havası, “giderek daha fazla diktatörleşirsen işte böyle olur” havası var. Takip edenler bilir, yabancı basının Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın adından önce besmelesi oldu bu “increasingly dictatorian Erdoğan” (giderek daha fazla diktatörleşen) tamlaması. Yalnız 15 yıldır giderek daha fazla diktatörleşiyor da bir türlü diktatörleşmesi bitmiyor. Şimdiye kadar Hitler’i Mussolini’yi geçmiş olması lazım ama yabancı basına göre hala da diktatörleşebiliyor. Doyma noktası yok.

Türkiye batacağı için kına yaktıktan sonraki ilk önerileri de “IMF’den borç alsın” şeklinde. Bir süre “alsın” dan sonra söyleyiş biçimi “eninde sonunda almak zorunda kalacak”a dönüştü.

Akbabaların tepemizde döndüğünü tabi ki biliyoruz ama IMF de hükümet için bir prestij konusu oldu. Çünkü IMF’ye olan tüm borçlarımızı ödemekle övünen bir hükümetimiz var. Doğru da. Ancak IMF’den borç almak gerçekten kötü mü? Elbette IMF’ye ihtiyaç duymamak en iyisi ama olaya kompleksle değil de nesnel bakarsanız, döndürebilecekseniz zaten sistem borç üzerine dönüyor. Asıl sorun borcu doğru kullanmak ve üretime dönüştürmek. Önceki hükümetlerin hatası IMF’den borç almak değil, alınan borcu yatırıma dönüştürmek yerine yemekti. Nitekim aynı hatayı AB içinde yapan Yunanistan da traktör alın diye AB’nin verdiği paralarla Mercedes alıp gezdiği için hala borç batağından kurtulamıyor. Pekçok ülke IMF’den aldığı sermayeyi doğru kullanmış ve zamanı gelince de geri ödemiştir. Bunda bir sorun yok. Ama tabi IMF içten içe “keşke ödeyemeseler de paramızdan daha fazla para kazansak” beklentisindedir. Tıpkı bankaların sizin kredi kartı borcunuzu ödeyememenize hiç kızmayıp tersine verdikleri krediden daha fazla para kazanmak istemeleri gibi.

Söylemek istediğim şu. Başı belada olan sadece Türkiye değil, sistemin ağa babaları da batmış durumda ve tabi ki sistemi kurtarmak isteyecekler. Bunun için de elleri mahkûm ortaya para sürecekler. Sistemin çökmesine seyirci kalacak değiller. İşte korona salgınından sonra başlayacak bu hareketten yararlanmak ve hareketi doğru kullanmak Türkiye’nin yararına olabilir.

@kalemciler