Güvenlik uzmanı Mete Yarar PKK ve DAEŞ'i anlattı
ensonhaber.com

Güvenlik uzmanı Mete Yarar "Terör konsepti değişti, DAEŞ de PKK da maymuncuk" ifadeleriyle DAEŞ ve PKK'nın diğer devletlerin menfaati için Türkiye'ye saldırdığını belirterek, Star Gazetesi'nden Fadime Özkan'a konuştu.

Güvenlik uzmanı Mete Yarar PKK ve DAEŞ'i anlattı

Harp okulu mezunu olan ve 20 yıl boyunca silahlı kuvvetlerin çeşitli birimlerinde görev yapan Yarar, son görev yeri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan binbaşı rütbesiyle kendi isteğiyle ayrılmış bir isim. Daha sonra kendi şirketinde ağırlıklı olarak Ortadoğu ülkelerinde risk analizleri hizmeti verdi. Basın yayın organlarında güvenlik uzmanı sıfatıyla köşe yazarlığı ve programlar yaptı. Enerji konusunda masterı bulunan Mete Yarar’ın “Son Gün” adında yayınlanmış bir de kitabı bulunuyor.

DAEŞ DE PKK DA TÜRKİYE'YE VEKALETEN SALDIRIYOR

Yarar şu şekilde konuştu; "Konvansiyonel savaşlar dönemi kapandı. Gayri nizami savaş düzeninde ve üçüncü dünya savaşının içindeyiz. Devletler menfaatlerini sahada adam tutup terör örgütleri kurarak koruyor artık. Bu nedenle terör örgütleri devletlerin imkân ve silahlarını kuşanmış durumda. Bu bakımdan DAEŞ de PKK da Türkiye’ye vekâleten saldırıyor.

EŞ ZAMANLI OLARAK AYNI AMACA HİZMET EDEN TERÖR SALDIRILARI

Türkiye çok boyutlu ve çeşitli terör saldırılarıyla karşı karşıya. Terör örgütleri DAEŞ ve PKK eş zamanlı olarak, aynı amaca hizmet eden terör saldırıları gerçekleştirdiler. DAEŞ saldırdı İstanbul Sultanahmet’te 10 Alman turist hayatını kaybetti. PKK tonlarca patlayıcı ile sivillere saldırdı, ikisi bebek, biri çocuk olmak üzere altı kişi yanarak can verdi. Şehitlerin bedeni soğumamıştı ki 1128 kişi, akademik titrlerinin arkasına saklanarak ve PKK’ya tek kelime sitem dahi etmeden devleti katliam yapmakla suçladı, Türkiye’yi uluslar arası ceza mahkemelerine şikayet etmekle tehdit etti.

KONJONKTÜR DEĞİŞTİ

PKK değişti çünkü konjonktür değişti. Türkiye çözüm sürecine giden süreçte, bu meselenin bölgedeki diğer muhataplarının, İran, Irak ve Suriye’nin de masaya oturabileceği bir zemin hazırlamaya çalışmıştı. Dönemin MİT müsteşarı defalarda tur attı, bu ülkelerle toplantılar yaptı, kalıcı çözüm için uğraştı. O zaman ki konjonktür çözüm için çok uygundu aslında. Ama Suriye’deki durum ve DAEŞ-IŞİD’in çıkmasıyla başlayan süreç, konjonktürel anlamda vekalet savaşı yapacak terör yapılarının elini güçlendirdi. Ve PKK hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayan ve başka aktörler tarafından şiddete teşvik edilir hale geldi. Karşılığında da daha fazla ödüller verildi ona. PKK’yı tanıyoruz evet, tecrübemiz var evet. Ama bizim tanıdığımız ve Kürtlerin desteğine ihtiyaç duyan PKK, şehirlerde sivilleri bu kadar bile isteye arada bırakıp ölsünler diye uğraşır mıydı, cami yakar, minarelerden halay müzikleri yayınlar, Kürtlerin değerlerine bu kadar hoyratça hakaret eder miydi? Etmezdi.

ARTIK KARŞIMIZDAKİLER PKK DEĞİL

Sonuçlara bakmakla yetinmemek nedenlere ve aykırılıklara bakarak analiz etmek gerekiyor sorunları. Ben kendi tecrübem içinden baktığımda PKK’nın bu kadar hunharca ve Türkiye’nin sinir uçlarına basarcasına saldırmasının arkasında yalnızca PKK olmadığın görebiliyorum. Artık PKK değil karşımızdakiler. Kim? KCK’yı organize eden güçler. Şu anda Suriye’de vekâlet savaşını sürdüren grupların arkasındakiler kim ise onlar. PKK’yı kurduran ve ilk yaşatan baba Esed’di. Organizasyon olarak, istihbarat olarak hala Suriye rejimi var PKK’nın arkasında. PKK içinde çok sayıda Suriye’nin istihbarat örgütü El Muhaberat’ın adamları var. Ayrıca üçüncü ülkeler de var. Bu üçlü grubun ağırlığının olduğu bir KCK’nın eski KCK olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır! Vekalet savaşı veren bir örgütten bahsediyoruz artık."