İbrahim Kalın yazdı: Dünya Suriyelileri yalnız bıraktı

İbrahim Kalın yazdı: Dünya Suriyelileri yalnız bıraktı

BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura görüşmelerin 25 Şubat'a kadar askıya alındığını açıkladı. Zaten bir yandan görüşmeler devam ederken bir yandan da Rusya ve Esed rejimi bombardımanlarına hız kesmeden devam ediyordu. Günlerdir, hangi tarafların barış görüşmesine katılacağı ve 2254 nolu kararın nasıl uygulanacağı konuları sürüncemede kalmıştı.

SURİYELİLERİ ÖLÜM MAKİNESİ ESED'İN ELİNE BIRAKTILAR

Özetle, Cenevre görüşmeleri daha başlamadan akamete uğradı ve dünya, Suriyelileri bir kez daha ölüm makinesi Esed'in ve arkasındaki güçlerin eline bıraktı.

CENEVRE TİYATRODAN ÖTEYE GİDEMEDİ

Mevcut haliyle görüşmelerin devam etmesinin çok bir anlamı yok; zira 2254 kararına ve bütün ön-müzakerelere aykırı olarak başlayan bu sürecin Esed'in işine yarayacağı ortada. Esed Şam, Halep, İdlib, Lazkiye ve çevresinde ılımlı muhaliflere ve sivillere karşı bomba yağdırmaya devam ediyor. Rusya zaten 30 Eylül'den beri Suriye'de operasyon yapıyor. İran ve Hizbullah ile beraber hepsinin tek bir amacı var: muhalefeti zayıflatmak ve Esed rejimini hayatta tutmak. Son birkaç hafta saldırıların şiddeti arttı, hiç bir ayrım yapmadan her gün onlarca insan öldürüyorlar. Cenevre görüşmelerinin başladığı günlerde bile Esed-İran-Rusya ittifakı saldırılarını aralıksız devam ettirdi. Bu da Cenevre görüşmelerinin maalesef bir tiyatrodan öteye gitmediğini gösteriyor.

DAİŞ'LE MÜCADELE RETORİĞİ

Bütün bunlar yaşanırken DAİŞ'le mücadele retoriği yine en çok kullanılan araç olarak karşımıza çıkıyor. Esed rejimi bu barbar terör örgütünden binlerce defa daha fazla insan öldürdüğü halde sanki tek sorun DAİŞ'miş gibi bir hava yaratılıyor. Amerika, DAİŞ'e karşı mücadelenin başını çekiyor ama bu, gerçekçi ve etkili bir stratejiden yoksun bir mücadele… ABD, ne Rusya'nın bombardımanlarına son vermesi ne de Esed rejiminin siyasi geçiş sürecini kabul etmesi için ağırlığını koyuyor. Bugünlerde ABD'nin yaptığı, Kobani'de YPG'lilerle poz vermek.

Suriye'deki kötü gidişatı durdurmak, sivil kayıpları önlemek, göçü durdurmak ve destekleyeceğini açıkladığı muhaliflerin yanında durmak gibi bir önceliği yok görünüyor.

Esed rejimi ile mücadeleyi içermeyen hiç bir DAİŞ karşıtı stratejinin başarılı olması mümkün değil. DAİŞ ve Esed'in Suriye savaşının ikiz canavarları olduğunu bu sütunda birkaç kez ifade ettim. Her ikisinin de hedefi öncelikle muhalifler ve siviller, dolayısıyla etkili bir mücadele ancak iki yönlü bir strateji ile mümkün olabilir. Maalesef bugüne kadar ne Esed'e ne de DAİŞ'e karşı etkin bir mücadele verilmiş değil.

Suriye muhalefeti, ateşkes, insani yardım ve esirlerin serbest bırakılmasını talep ediyor. Bunlar zaten Cenevre görüşmelerinden önce üzerine mutabık kalınan talepler. Lakin görüşmelerin daha ilk gününde Esed rejiminin müzakere yapmak gibi bir niyetinin olmadığı belliydi. Rejim ve destekçileri görüşmeleri, zaman kazanmak ve sahada askeri üstünlük sağlamak amacıyla yürütmek istiyorlar. Bırakınız siyasi geçiş sürecini kabul etmeyi rejim şu ana kadar BM'nin insani yardım gönderilmesi taleplerini dahi ya reddetti ya da oyaladı. BM, Rusya-İran-Esed ittifakına karşı sönük ve cılız bir tutum takınmaktan başka bir şey yapmıyor.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN