Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı konuşması
AA

Fetullahçı teröristlerin 15 Temmuz'da milletin iradesine kanlı bir darbe girişimiyle el koymaya kalkmasının üzerinden 4 yıl geçti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında darbe girişimine ilişkin açıklamalar yaptı.

15 Temmuz'da darbecilerin arasından geçerek CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun evine giden ve geceyi kahve içip televizyondan takip eden CHP Lideri, yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı.

"MARMARİS'TE SAKLANDI"

Kılıçdaroğlu, "Erdoğan neden gider Marmaris'te saklanır. Yaverleri zaten FETÖ'cüymüş. Çünkü sen darbe girişimi olacağını biliyordun. Ne olur ne olmaz diye gitti. Yaveri biliyor, fatura kime çıktı? Sözcü gazetesine. Darbeyi biliyordu ve ne olur ne olmaz diye saklandı. 20 Temmuz'da OHAL yani sivil darbeyi yaptılar. Garibanlarının tamamı içeride. FETÖ'nün önünden kim geçtiyse içeride, FETÖ'cüler dışarıda. 50 sefer söyledim. Sen kendi avukatlarının mal varlıklarını araştırdın mı? Dolarları nereden geldi biliyor musun?" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'IN MARMARİS'TEN İSTANBUL'A GELİŞİ

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz'da darbeci teröristlerin Marmaris'te hedefi olmuştu.

Ailesiyle birlikte darbe girişimin devam ettiği anlarda milletinin yanında olmak için her şeye rağmen İstanbul'a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece darbeye karşı dik bir şekilde durmuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı konuşması

Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı konuşması

Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı konuşması

Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı konuşması

FOTOĞRAF: Kemal Kılıçdaroğlu, havalimanına indikten sonra darbecilerin arasından geçerek Bakırköy'deki eve gitti.

Kılıçdaroğlu: Erdoğan 15 Temmuz'da Marmaris'te saklandı İZLE


Kılıçdaroğlu'nun diğer açıklamalarından satır başları;

BİR SORUN VARSA ÇÖZMEK CHP'NİN GÖREVİDİR

Biz hep birlikte huzur içinde, kavgasız bir ortamda ama düşüncelerimizi dile getirebileceğimiz bir dünyada yaşamak istiyoruz. Biz bunun çabasını gösterirken bütün vatandaşlarımızla birlikte olacağız. Bir sorun varsa o sorunu çözmek CHP’nin görevidir.

ADALET AĞAOĞLU...

Bu sabah bir haber düştü. Adalet Ağaoğlu’nu yitirdik. Anılarıyla, günceleriyle, tiyatro oyunlarıyla edebiyat dünyasının önemli bir figürüydü. Bizim kültürümüzün dünyaya tanıtılması edebiyatçıların eliyle oluyor.

ŞEHİTLER ARASINDA AYRIM YAPMAYIN

Rize ve Artvin’deki sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum Irak’ın kuzeyinde bir askerimiz şehit oldu. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Buradan sürekli şehitler arasında ayrım yapmayın diyoruz.

Toprağa, sonsuzluğa uğurluyoruz ama şehitler arasındaki ayrımcılığın kalkması lazım. Sakarya’da bir patlama oldu. 11 yılda 5 defa patlamanın olduğu fabrikada vatandaşlarımız hayatlarını kaybetti. Sonra enkaz başka bir yere kaldırılıyor.

Orada da 3 askerimiz şehit oluyor. Asıl beni üzen nokta şudur. Bu ülkede Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan zat, ölen işçilerin ailelerini değil, fabrikanın sahibini telefonla aramasıdır.

Bu devletin temelinde acı ve gözyaşı vardır. Bu makama oturan her zat onların hakkını gözetmek zorundadır. Bu fabrikada iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak çalışan bir arkadaşımız var. Bu kardeşimiz, benim dediklerim olmuyor diye 5 gün önce işten ayrılıyor. Ama kendisi hapiste.

Biz hayatını kaybeden işçilerin hakkını ve hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Varsın onlar lale devrinde yaşasınlar, saraylarda otursunlar. Bir emeğin değerini sarayda yaşayanlar biliyor mu? Onların yaptıklarının bedelini 83 milyon olarak biz ödüyoruz.

"AŞEVİ İÇİN TOPLANAN PARALARA BİLE EL KOYDULAR"

Sakaryalıların da vicdanına seslenmek istiyorum. Artık gerçekleri görmeniz lazım. Daha cenaze kalkmadan patronu arayıp geçmiş olsun diyorsun. MÜSİAD toplanıp hemen ziyafetler düzenliyor. Bunlarda ahlak ve vicdan yok. Adalet duygusunu terazide tartan vicdandır.

11 büyükşehir belediye başkanımızla bir toplantı yaptık. Bunlar 5 maske dağıtamazken bütün vatandaşlara maske dağıtmak için neler yaptıklarını dinledim. Onlar 24 saat durmadan çalıştılar. Saray’daki beyler aş evi için toplanan paraya bile el koyarken, onlar günün 24 saati çalıştılar. CHP gelirse yardım kesilir dediler. Ama baktılar ki daha fazla yardım yapılıyor. Herkese ön koşulsuz yardım yapılıyor. Saray zevatının ezberi bozuldu.

"YOLSUZLUĞU YAPANLAR YOLSUZLUĞU SORUŞTURAMAZLAR"

Ankara Büyükşehir Belediyesi, daha önce 60 dolardan aldığı asfaltı şimdi aynı firmadan 25 dolardan alıyor. Şimdi Saray’ın sorması gerekmiyor mu burada malı kim götürdü diye. Onlar sormaz ama biz soracağız Yolsuzluğu yapanlar yolsuzluğu soruşturamaz.

Dedik ki yaptığınız her ihaleyi dijital ortamda yayınlayın. Biz diğerleri gibi olmayacağız. Biz dürüst insanlarız. Biz kul hakkı yemeğiz. Diğer belediye başkanlarımızla da toplantılarımız olacak. İl ve ilçe belediyelerimizin de güzel çalışmaları var 2013 yılında bir yasa çıktı. Engelliler, kamuda taşıtlara ücret ödemiyorlar. Parlamentodan bir yasa çıktı. Kamuya ait olan yerlerde ücretsiz ulaşımın yolu açıldı. Pandemi döneminde yasak geldi.

Ama pandemi başladı, engelliye sen binemezsin dediler. Bunu bütün engelli kardeşlerimizin bilmesini isterim. Bizim belediyelerimzde bir sorun yok. Ama TCDD’nin araçlarına gelince parasıyla bine binemiyorlar. Saray’a sormak istiyorum. Dünya kadar boş kadro var engellilerin atanması gereken. 18 yıldır bu kadrolar boş kaldı.

Eğer parlamentodan bir yasa çıkmışsa o kadroların doldurulması gerekmiyor mu. Saray’ın engelli diye bir derdi yok. İhaleleri alanların bir eli yağda bir eli balda.

Öyle olunca tüm ülke böyle sanıyorlar. Son 2 yılda tarımsal sulamada kullanılan elektiriğin bedeli yüzde 108 arttı. Mardin’de onlarca köyün elektiriği 14 Mayıs'tan bu yana kesik.

Aynı şekilde Şanlıurfa’da da çiftçiler perişan. Oturup Şanlıurfalıların düşünmesi lazım. İstanbul’da Ankara’da insanşlar rahat ediyor.

"50 BİN DOLARLIK ÇANTAYA OY VERİYORSUN"

Peki Şanlıurfalı ne yaptı? Bütün oyları AK Parti'ye verdi, elektirikleri kesiliyor. Onlar nasıl olsa sen bana oy vereceksin diyor. Bunu saray sosyetesi diyor. Urfalı kardeşim o hanımının elindeki çantanın değerini biliyor musun? 50 bin dolar. Sen alın terinin değerine değil, 50 bin dolarlık çantaya oy veriyorsun Sonra da ağlaşıyorsun. Çözümü belli. Sandığa gidip oy vereceksin. Artık kanmaycaksın bu sefer sana oy vermiyorum diyeceksin. Göreceksin bu sefer onlar ayağına gelecek sen niye oy vermiyorsun diye.

İnsanı yoksullaştırarak kendilerine bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Bizim karşı çıktığımız nokta bu. Ispartalı da Urfalı da bu hakkını savunacak. Her sene olduğu gibi yine fındık tartışması başladı. Çünkü o bölgede halkın tek geçim kaynağı bu. Dünyada fındık üretiminde 1 numarayız. Fındık ihraç ettiğimizde para olduğu gibi buraya geliyor. Ama fındık üreticisi bir yabancı firmanın eline bıraktılar. Toprak Mahsulleri Ofisi geçen yıl 14 liradan fındık aldı.

Sonra 24 liradan satışa çıkıtı, 400 bin ton fındık sattı. Şimdi yeni fındığın piyasa değerinin 18-20 lira arasında olduğu söyleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi bu fındığı 24 liradan satıyorsa üreticiden daha toprağa düşmeden en az 24 liradan almalı. Ordulu üreticilerin buna isyan etmesi lazım. Senin alın terini sömürüyorlar. O zaman bölge halkı itiraz etmeli ve taban fiyatı en az 25 lira olmalı.

"BUNA KARŞI ÇIKMAK CHP'NİN GÖREVİYDİ"

Bütün milletvekili arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim. Türkiye’yi bölecek çoklu baro düzenlemesine karşı tüm arkadaşlarımız yürekten çalıştılar. Bütün arkadaşlarımın konuşması akademik düzeyi yüksek bir konuşma gibiydi. Yanlışı bütün ayrıntılarıyla ortaya koydu. Ama iradesini Saray’a teslim edenler elini kaldırıp indirdi. Bu, çoklu hukuk porojesiydi. Buna karşı çıkmak CHP’nin göreviydi.

"MHP BU TEKLİFE NASIL OY VERİYOR"

Beni şaşırtan Sayın Devlet Bahçeli oldu. Partinin sempatizan ve üyelerine bir şey demiyorum. AK Parti Grup Başkaın Bülent Turan, “Bu yasa geçtiğinde PKK, FETÖ baro kurarlarmış, kursunlar arkadaş” dedi.

Peki nasıl oluyor da MHP bu teklife evet oyu veriyor. Vatanı bölmek değil, birleştirmek esastır.

Çoklu baro ile ülkenin birliği ve bütünlüğüne dinamit kondu. Bunu biz söyleseydik muhalefet söyledi derlerdi. Ama söyleyen iktidar partisinin grup başkanvekili. Hangi gerekçe ile el kaldırdılar merak ediyorum. Milliyetçilerini, bayrağını sevenlerin vicdanına sesleniyorum. Nasıl olur da bu kanuna evet dersiniz? Tarihinizi reddediyorsunuz.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)