İsmet Sezgin yoğun bakımda
ensonhaber.com

Geçen Cumartesi günü saat 16.00’da Ankara, Keçiören'de eski Bakanlar Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu’nun aralarında olduğu bir grupla sohbette buluştuklarını belirten Yavuz Donat, İsmet Sezgin’in yoğun bakıma kaldırıldığı haberini aldıklarını anlattı.

Yavuz Donat Sabah'taki köşesinde şunları yazdı:

“Saat 19.00'da Fenerbahçe-Beşiktaş maçı var... Maç saatine kadar 'Yemek bahane, sohbet şahane.' Cemil Çiçek ile 'Anayasa'yı... Başkanlığı' konuşurken telefonumuz çaldı.

Arayan... Cemil Bey'in de tanıdığı bir arkadaşımızdı:

Prof. Dr. Yaşar Bilgin... Kalpçi...

Almanya'da... Gieben Üniversitesi'nde hoca.

Yaşar Hoca 'İsmet Sezgin iyi değil' diye söze başladı:

- Yoğun bakımda... GATA'da.

Cemil Çiçek'in kulağına eğildik... 'İsmet Abi ağır hastaymış' dedik.

Cemil Bey çatalı, kaşığı bıraktı... 'Kalk' dedi.

Masadan bir grup... Kalktık... Cemil Çiçek... Abdülkadir Aksu... Necati Çetinkaya... Ali Coşkun... Ramazan Aydın... Öner Günyeşil... Zeki Alaca...

10 dakika sonra GATA'daydık.

Hastaneye gidişimiz ‘Habersiz... Baskın gibi.’ ‘Bizleri’ gören şaşırıyor... Telefona sarılıyor...

‘Başhekime... Bölüm başkanına...

Klinik şefine’ haber vermek istiyor.

Cemil Çiçek, görevlilere ‘Kimseyi rahatsız etmeyin’ diyor.

Amacımız... İsmet Sezgin'i görmek.

Görüyoruz... O dağ gibi İsmet Abi gitmiş...

Yerine... ‘Yatakta... Bitkin... Zayıf...

Hareketsiz... Cihazlara bağlı’ bir insan gelmiş.

Doktorlara ‘Sağlığı nasıl’ diye sormuyoruz...

Soramıyoruz.

Zira... Her şey ortada... İsmet Abi ‘Yoğun bakımda.’

Hastane... Kardiyoloji bölümü... Yoğun bakım.

Doktor... Hemşire... Herkes ‘Fısıltı ile’ konuşuyor.

Hastalar... Kiminin gözü açık, kiminin kapalı...

Ama ‘Bu dünyadan kopuklar.’ Yaşam destek ünitesine bağlı olanlar... Hareketsiz yatanlar... ‘Manzara’ yürek parçalıyor.

Cemil Çiçek ‘Her şeyin başı sağlık’ diyor.

Abdülkadir Aksu ‘Allah dert verip, derman aratmasın’ diye söze giriyor.

Ali Coşkun ‘Sağlık, bir insanın en büyük hazinesidir’ diye söyleniyor.

Necati Çetinkaya... Kanuni Sultan Süleyman'ın ‘Ünlü sözünü’ hatırlatıyor:

‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Cumartesi... Öğleden sonra...

Keçiören'de... MYA'da...

‘Konuşuyorduk... Sohbet ediyorduk.’ Ama... Hastaneye gelince... ‘Yoğun bakımdaki’ İsmet Sezgin'i... Ve diğer hastaları görünce... Sanki ağzımızı bıçak açmaz oldu...

Bir süre sustuk.

Hastaneden çıkınca... Cemil Çiçek ‘Hastalık işte böyle bir şey’ dedi:

- Hastalık dediğin şey atla gelir, yaya olarak gider.

Necati Çetinkaya ‘Öyle’ dedi... Ve ekledi:

- Elden gitmeden değerini anlayamadığımız iki şey vardır... Biri sağlık diğeri de gençlik.

Bu defa biz ‘Doğru’ diyerek söze girdik:

- Sağlık... Her şeyin başı sağlık...

Bütün iyiliklerin hem anası, hem de babası sağlık.

Boşuna dememişler:

‘Sağlık, vücutları sağlam olanların başlarına konulmuş, altından bir taçtır.’"