Amerikalı yazar John Steinbeck’in Pulitzer Ödülü alan Gazap Üzümler 1939 yılında yayımlandı. Edebiyata yaptığı katkılardan dolayı 1962 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Yazarın Gazap Üzümleri dâhil birçok eseri filme uyarlandı. 1940’da beyaz perdeye taşınan roman ABD yapımı dramatik filmdir. Özgün adı The Grapes of Wrath'tır. (Ateşin Üzümleri) Senaryosunu Nunnally Johnson'ın uyarlayıp yazdığı filmi John Ford yönetmiştir. Kitap ilk kez ABD'de Viking Press tarafından New York'ta basıldı.
Gazap Üzümleri filmin tanıtım afişi
YÜZYILIN 100 KİTABI ARASINDA
Steinbeck özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra kaleme aldığı ideolojik ağırlıklı kitaplarıyla büyük takdir topladı. En çok okunan klasiklerin başında gelen Gazap Üzümleri, Le Monde’nin yüzyılın 100 kitabı arasında da yerini almıştır. Fareler ve İnsanlar, Cennetin Doğuşu, İnci, Sardalya Sokağı, Aysız Geceler ve daha birçok kitaba imza atan dünyaca ünlü romancı Steinbeck; realizm akımının özelliklerini eserlerine fazlasıyla yansıtmış.
JOAD AİLESİNİN HİKÂYESİ
Toplumcu gerçekçi yazar Jack London’la aynı kaynaktan beslendiğini de belirtmekte fayda var. Amerika’da yaşanan işçi hareketlerini, sorunlarını çıplak bir şekilde Demir Ökçe romanında dile getiren London’ın, Steinbeck’le benzeştiği nokta tam da burasıdır. Yazar; 1929’da Amerika’da başlayan ve kısa sürede bütün dünyayı etkisi altına alan tarihe “Kara Perşembe” olarak geçen ekonomik bunalım sonucunda ortaya çıkan işsizlik ve zorlu hayat koşullarını ustalıkla anlatıyor. Gazap Üzümleri, binlerce emekçi insanın verimli topraklara yolculuğunu dramatik bir şekilde ele alıyor. Roman, Oklahoma'dan Kaliforniya'ya doğru yola çıkan Joad ailesinin hikâyesidir.
Başkarakter Tom (filmden bir sahne)
KÖTÜLÜĞÜ YARATAN YOKSULLUK
İşlediği bir cinayetten dolayı 17 yıl olan hapis cezasını tamamlayan Tom Joad, geride bıraktığı ailesini bulmak için yola çıkar. Çiftçilikle uğraşan ailesinin tek geçim kaynağı ise budur. Ohlahoma’da ailesini bulamayınca gerçeği kısa sürede öğrenir. Çiftlik sahibi gelişen makinalı tarım araçlarını kullandığı için Joad ailesine ihtiyacı kalmaz ve onlar çiftliğinden kovmuştur. Bu Tom için kabul edilemez bir durumdur.
Joad ailesi
İnsanların kendi topraklarından atılmasını insanlık suçu olarak görür. Bütün bu düzensizliğin ve adaletsizliğin ana kaynağı zenginlerin yoksulları sömürdüğü gerçeğinde yattığını ifade eder. Tom’a göre; yeryüzünde kötülüğü yaratan yoksulluktur.
TOPRAK AĞALARININ ACIMASIZLIĞI
Kuraklaşan topraklarda eskisi gibi iyi hasılat alamayan toprak ağaları bunun karşılığında çiftçileri büyük borç batağına sürükleyerek, işçileri köle gibi çalıştırır. Kapitalizmin vahşi çarklarına kapılan çitçiler için her şeyin sonudur. I. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan ekonomik sıkıntının ilk kurbanları da işçiler olur. Amerika’da insanlar boyunlarına astıkları ilanlarda şu yazılıydı; “I'm looking for a job” Türkçesi “iş arıyorum” bu da yaşanan sefaletin ve açlığın acı bir tablosuydu.
Filmin sendika yanlısı duruşu, hem romanın yazarı John Steinbeck'in hem de filmin yönetmeni Ford'un kapitaller tarafından eleştirilmesine neden oldu
VERİMLİ KALİFORNİA TOPRAKLARI
Papaz Casy’nin yardımıyla ailesini bulan Tom, onları yeni bir göçe hazırlanırken bulur. Tom, bu göçün anlamsız olduğunu ve doğup büyüdükleri topraklarda kalmayı ailesine teklif eder. Ailesi ise, toprak ağalarının sadece bir makineyle bütün işleri yaptığını ve kendilerine ihtiyaç kalmadığını dile getirirler. Onlar için en verimli topraklar Kaliforniya’dır.
Meyve bahçelerinde çalıştırılmak için binlerce işçi alınacağına dair her yere ilan asılmıştır. Ellerinde ne var ne yoksa satan aile bu parayla ufak bir kamyonet alırlar. Kalabalık olan aile böylece batıya doğru hareket ederler. Bu aynı zamanda Joad ailesi için yeni bir hayatın başlangıcıdır.
Kalifornia'daki verimli topraklar için göçe hazırlanan Tom ailesi ve çiftçiler
"İNSANIN SADECE MALI MÜLKÜ BÜYÜKTÜR"
"Eğer bir adamın küçücük bir malı varsa, o onun malıdır, parçasıdır, benliğidir. Üstünde yalnızca kendisinin yürüyebileceği, işleyeceği, iyi ürün alamadığı zaman üzüleceği, yağmur düştüğünde sevinebileceği bir karış toprağı varsa o onun malıdır ve bir bakıma o adam büyüktür çünkü malına sahiptir.
Başarılı olamasa dahi onun malıdır. Böyledir işte. Ama bir adama görmediği, elini bile değdirmediği ayağını basmadığı toprak verin o zaman o mülk insanlaşır, istediğini yapamaz. Ne istediğini bilemez. Toprağı ondan daha güçlü olur. Büyümez tam tersine küçülür. İnsanın yalnızca malları mülkleri büyüktür, kendisi ise malının uşağı olur. Bunu iyi bil."
20.yüzylın çağdaş edebiyatçısı John Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanında Joan ailesinin iç burkan hikâyesini okumakla kalmayıp; yaşanan insanlık dramlarına da şahitlik edeceksiniz.
Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış