Kapanmamış yaraların hesaplaşması: Düşerken
Özel İçerik

düşerken

Kitaplarında özellikle günlük hayatın içinde insanın varoluşunu irdeleyen Tarık Tufan, senarist kimliği ile bulunduğu filmlerde de kitaplarında açığa çıkardığı yönlerini kullanmıştır. Naif ve incelikli anlatımına eklediği çok katmanlı kurgusuyla okurunu ve de izleyicisini şaşırtmayı her zaman başardı…

Düşerken adını verdiği yeni romanında ise, yine çok katmanlı anlatımıyla uyumsuzluğun, arayışın, kapanmamış yaraların ve bir dizi keskin hesaplaşmasının açığa çıkışını paylaşıyor…

Tarık Tufan - Düşerken

(Tarık Tufan)

DÜŞERKEN

Tufan’ın,  başka dünyalardan bir kadınla bir erkeğin zamansız karşılaşmasını konu aldığı romanının tanıtım bülteninde, romandan bir küçük önizleme sunuyor: “Bir sabah kimselere bir şey söylemeden, göç vaktini kaçırmış, suskun, yorgun ve kederli bir kırlangıç gibi alıp başını uzaklaştı. Biraz daha bekleseydi kanatlarında o dermanı bulamayacaktı. Umut niyetine sırtında taşıdığı bir çift kanat, zaman geçtikçe zayıflayacak, gitgide çürüyecek ve ruhunu zehirleyen bir belaya dönüşecekti”.

Hiç durmaya izin vermeyen, sürekli yürüdüğümüz hayat yolu bizi bir yerlerde kesiştiriyordu işte. Dünyamızın ne yana döndüğünün bir önemi yoktu. Yine de "Nereye?" diye düşünmek gerekirdi belki. Çünkü “Nereye?” diye düşünmeden gitmek isteyenlerin varabilecekleri tek yer geçmişleriydi...

Karakterlerinin kapanmamış yaralarına dokunan Tufan, bizim de görmezden geldiğimiz yaralarımıza parmak basıyor. Bir anda kendimizi keskin hesaplaşmaların içinde bulabiliriz…

Tarık Tufan - Düşerken

Tarık Tufan

Düşerken

Profil Kitap

S.: 304

Kitabı satın almak için tıklayınız: idefix

Instagram: biyografivekitap