Kentsel dönüşümün yıkım maliyeti 5 milyar lira

dönüşüm

Yıkım Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bulut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde ilk kez patlatmalı yıkım tekniği kullanılarak başlatılan kentsel dönüşümde gelinen süreç ve önümüzdeki dönem gelişmelerine ilişkin bilgi verdi. 2012 yılında başlayan sürecin, halkın ve toplumun bilinçlenmesi ile her yıl artarak devam ettiğini kaydeden Bulut, süreç içinde öngörülmeyen bazı sıkıntılar yaşandığını, bunlardan birinin de hak sahiplerinden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu belirtti.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ HIZLANDIRACAK"

Bulut, dönüşüm yapılacak alan içinde çoğu hak sahibinin muvafakat vermesine karşın birkaç kişinin sona kalıp rantı yükseltebilmek adına sorun çıkardığını, bunun da kentsel dönüşümde süreci ciddi şekilde engellediğini savundu. Söz konusu durumun en son örneklerinin Fikirtepe'de yaşandığını ve son hak sahibinin bu tavrının ilk anlaşan hak sahiplerinin hakkını ihlal ettiğini iddia eden Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu aynı zamanda 'sona kalırsam daha fazla hak alırım' mantığı oluşturacağı için dönüşümün önünde ciddi engel teşkil ediyordu. Bununla ilgili bir düzenleme gerekiyor. Zaten Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki, kısa bir süre önce bununla ilgili bir açıklama yaptı, gerekirse bakanlık olarak bölgede çalışma yürüteceklerini, hak sahiplerine haklarını bakanlığın vereceği yönünde bir çalışmadan bahsetti. Sürecin önündeki engellerin kalkması ve hızlanması için bu düzenlemeler gerekli. Bundan sonraki süreçte, tedbirlerin alınması ile kentsel dönüşüm süreci hızlanacak diyebiliriz. 2012 yılında süreç daha çok yeniyken bile kamu binaları ile proje başladı, bu her yıl artarak devam etti. 2012 yılında 4-5 bin bina ile başlanan süreç, 2013 yılında 10-12 bin binaya çıktı, 2015 yılında bu rakam 35 bin seviyelerine yükseldi. 1 milyon konutun yıkılacağını düşünürsek, bu sayının artması lazım ki, süreç 10-15 yıl içerisinde tamamlansın. Yapılması planlanan düzenlemelerle bakanlığın sorunlara müdahale etmesi ile 2017 yılında bu rakam 200 bin seviyelerine çıkabilir."

Bakanlığın dahil olmasıyla sürecin hızlanacağına işaret eden Bulut, yıllık ulaşılan 30-35 bin rakamının düzenlemelerle birlikte 80-85 binlere çıkabileceğini, 2015 yılında aldıkları resmi olmayan bilgilere göre 35 bin dönüşümün 10 bine yakının İstanbul'da gerçekleştirildiğini kaydetti.

YIKILAN BİNALARIN YÜZDE 20'Sİ İSTANBUL'DA

Yıkımda oluşturulan maliyetlerin yüzde 70'inin enkaz atımı maliyeti olduğunu ve bu atıkların ciddi maliyet oluşturduğunu belirten Bulut, 50 milyon metreküplük totaldeki 100 bin binanın bütçesinin 5 milyar lira seviyesinde olduğunu, bunun 3 milyar lirasının tamamen enkaz atımına harcandığını, geriye kalan 2 milyar liranın da yıkım maliyetini oluşturduğunu bildirdi. Bulut, yıkımlarda bir hurda değeri de olduğunu ve bu değerlerin yıkım maliyetinin yüzde 70'ini karşıladığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Şöyle düşünebiliriz, 5 milyar liralık yıkım harcamasının 3 milyarı enkaz maliyeti, 2 milyarlık yıkım maliyetinin de 1,5 milyarı hurda geri dönüşümünden karşılandığı için 500 milyon liralık yıkım maliyeti oluşuyor. İstanbul'a bakarsak, deprem riskinde bulunan bir şehir... Bundan dolayı kentsel dönüşümde ilk hedef İstanbul'du. Yıkılan binaların yüzde 20'sinin İstanbul'da olduğunu baz aldığımızda, 20 bin binanın da bu süreçte İstanbul'da dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. İstanbul'da ulaşılan enkazın da bu kapsamda 10 milyon metreküp civarında olduğunu tahmin ediyoruz."

"TECRÜBELİ FİRMALARA VERİLMEZSE HERKES İÇİN BÜYÜK RİSK OLUŞTURUR"

Bulut, patlatmalı yıkımlar başta olmak üzere, yıkımların işi bilen ve bu işe yetkisi olan firmalar tarafından yapılması gerektiğini vurguladı. Aksi halde yıkımların herkes için büyük risk oluşturabileceğine işaret eden Bulut, sözlerini şöyle tamamladı: "Geçen sene biliyorsunuz Maltepe'de, dönemin bakanı Sayın Fatma Güldemet Sarı'nın katılımıyla bir patlatmalı yıkım yapıldı. Bunu Gazi Üniversitesi ihale etti ve ihaleye Türkiye'de bu konuda yeterliliği olan firmalar davet edilmedi. Şu an Türkiye'de yeterliliği olan uzman firma 1 ya da 2 firmadır. Söz konusu ihalede bu işte tamamen amatör olanları, tecrübesi olmayanları ihaleye çağırdılar. Patlatamadılar, bina ayakta kaldı ve Bakanımız da alandan ayrılmak zorunda kaldı. Bunun araştırılması gerektiğini düşünüyorum, bilinçli bile yapılmış olabilir. Sadece gelişmiş ülkelerin uygulayabildiği "patlayıcılı yıkım" faaliyetlerinin ülkemizde de hızlandırılması gerekmektedir. Böylece Türk Yıkım Müteahhitleri tecrübe kazanabilir ve dünya pazarında yer bularak ülkemize kazanç sağlayabilirler."