Kırsal alanlar yeniden tanımlanıyor
AA

löml

Kalkınma Bakanlığının teknik desteğinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının koordinasyonunda hazırlanan ve 2020 yılını hedefleyen Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi-1 (2007-2013) belgesinde, Türkiye'de kırsal politikalara esas tanım olarak kır-kent tanımı kabul edildi. Bu tanıma göre, nüfusu 20 binden düşük il ve ilçe merkezleri ile belde ve köyler kırsal yerleşim olarak değerlendirildi.

6360 sayılı 14 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 27 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte büyükşehir belediyesi sınırları kırsal alanları da kapsayacak şekilde il sınırlarına genişletildi. Bu yasayla birlikte büyükşehir belediyeleri bulunan 30 ilde tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen köyler ve beldeler nedeniyle ülke geneli için gerek kırsal nüfus büyüklüğünün gerekse kırsal alan kapsamının mevcut tanımlar üzerinden tespit edilmesi ve gelecek yıllar için sürdürülmesi zorlaştı.

Mahallelerin tüzel kişilikleri bulunmadığı için, şehirlerdeki mevcut mahalleler ile kırsal alanlardaki yeni mahalleler arasında istatistiki bir ayrıma gidilememesi bu durumda etkili oldu. Bu nedenle mahalli idareler yapısındaki değişimlerden asgari düzeyde etkilenecek bir kırsal alan tanımının üretilmesi ihtiyacı ortaya çıktı.

KIRSAL ALANLAR NEYE GÖRE BELİRLENİYOR

Yeni tanımın, hem kırsal verilerin kesintisiz şekilde üretilebilmesi hem de kırsal politikaların uygulama kapsamının tespiti açısından işlevsel olması gerekiyor. Yeni tanımın üretilmesinde, kırsallığın küresel ölçekte kabul gören temel parametreleri olan uzaklık ve nüfus yoğunluğuna ilave olarak ülkenin idari yapısı, istatistiki bölge birimleri sınıflandırması, 6360 sayılı yasa ile şekillenen yeni mahalli idare yapısı, belediye mevzuatı, Köy Kanunu, tarımsal arazi mevzuatı, kırsal ve kentsel alanlar arasında gelişen fonksiyonel ilişkiler, kırsal alanlara ilişkin mekansal planlama mevzuatı ile kırsal kesimlerdeki genel kalkınma dinamikleri gibi unsurlar da dikkate alınacak.

YÖRE TEMELLİ POLİTİKALAR GELİŞTİRİLEBİLECEK

Kırsal alanlar için kademeli ve/veya çoklu tanımlar üretilmesi durumunda farklı gelişmişlik düzeyinde bulunan kırsal alanlar, münhasıran izlenebilecek ve bunlar için mekana özgü yöre temelli politikalar geliştirilebilecek.

Kırsal alan tanımının yenilenmesi çalışmaları Kalkıma Bakanlığı tarafından yayımlanan 2014 Yılı Programının ilgili hükümleri çerçevesinde yürütülecek. Bununla ilgili süreç Kalkınma Bakanlığı ve TÜİK koordinasyonunda ilgili kurumlarla işbirliği içerisinde tanımlanacak.

Söz konusu çalışmalar sonuçlanana kadar kırsal alan verilerinin üretimi için mevcut tanımların kullanılmasına devam edilecek. Bu süreçte kırsal alan kapsamıyla ilgili olarak, mevcut tanımlar da gözetilerek, ülkenin idari yapısına, ilgili mevzuatına ve kamu teşkilatlanmasına uygun olarak gerek ulusal gerekse uluslararası kaynaklarla desteklenen kırsal kalkınma faaliyetlerinin nitelik ve işlevine uygun düşecek şekilde sorumlu kurumlar tarafından farklı uygunluk kriterleri geliştirilebilecek.

KIRSALLIK ENDEKSİ

Kırsal alan tanımı dışında, ihtiyaç halinde bu alanlar için il veya ilçe düzeyinde genel bir kırsallık endeksi çalışması da yürütülecek.

Kırsal kalkınma faaliyetlerinde destekleme oranlarının bazı dezavantajlı mekanlar (dağlık alanlar, adalar, korunan alanlar, sulak alanlar, eko-sistem açısından hassas alanlar gibi) lehine farklılaştırılması ihtiyacı halinde ise tabi olunan mevzuat çerçevesinde bu özel nitelikli mekanların tanımlanmasında da kamu idarelerinin kullandığı tanımlar ve/veya yapacağı teknik çalışmalar esas alınacak.

MEVCUT TANIMLAR

Türkiye'de farklı kamu kurumlarınca uygulanan faaliyetlerin amacı ve kapsamına göre değişen kırsal alan tanımları bulunuyor. TÜİK tarafından üretilen kırsal alan istatistikleri esas alındığında 2 farklı tanım kullanılıyor. Buna göre, birinci tanımın temel kriterini yerleşim yerlerinin idari statüsü oluşturuyor. Bu tanımda, il ve ilçe merkezleri dışında kalan tüm yerleşimler köy (beldeler dahil) kabul ediliyor. TÜİK tarafından buna göre köy-şehir ayrımında istatistikler üretiliyor.

İkinci tanımda ise temel kriteri nüfus oluşturuyor. Kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülen ve 1982 yılında sonuçlanan Kent Eşiği Araştırması'na göre asgari kentsel fonksiyonları gösteren yerleşimlerin nüfusu 20 bin olarak kabul ediliyor. TÜİK tarafından bu kapsamda 1988 yılından itibaren kır-kent ayrımında istatistikler üretiliyor.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)