LPG'li araçta rekor artış

LPG'li araçta rekor artış

TÜİK verilerinden derlenen bilgilere göre, son 9 yılda (2004-2012) LPG'li otomobil sayısı yüzde 350 oranında artışla 793 bin 81 adetten 3 milyon 569 bin 143 adete ulaştı. Öte yandan 2012 yılında LPG'li otomobil sayısındaki artış bir önceki yıla göre yüzde 10 artarken söz konusu yılda trafiğe kayıtlı otomobiller içerisinde LPG'li otomobil oranı yüzde 41,3 oldu.

Söz konusu dönemde benzinli otomobil sayısı ise yüzde 27,8'lik azalışla 4 milyon 62 bin adetten 2 milyon 929 bin adete geriledi.

Aralık sonu itibariyle 2012 yılında trafiğe kayıtlı otomobil sayısı 8 milyon 648 bin 875 adet olarak gerçekleşirken son 9 yıllık dönemde otomobil sayısındaki artış yüzde 60,1 oldu. 2004 yılında otomobil sayısı 5 milyon 400 bin düzeyindeydi.

TÜİK verilerine göre trafiğe kayıtlı araç sayısı 17 milyon 33 bin 413 oldu.

'Sokakta gördüğümüz her 10 binek araçtan 4'ü otogazlı'

LPG'li araç sayısında son yıllarda yaşanan artışa ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye LPG Meclis Başkanı Yağız Eyüboğlu, LPG'nin sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda dünyada da en çok tercih edilen alternatif yakıt olduğunu söyledi.

LPG'nin özellikle son 10 yılda otomotiv yakıtı, yani otogaz olarak yıldızının sürekli parladığını ifade eden Eyüboğlu, dünyada otogaz tüketiminin son 10 yılda yüzde 60 arttığını ve 21 milyondan fazla aracın bu yakıtı kullandığını kaydetti.

Dünyadaki otogazlı araçların yüzde yüzde 15'inin ise Türkiye'de olduğu bilgisini veren Eyüboğlu, ''Sokakta gördüğümüz her 10 binek araçtan 4'ü otogazlı... LPG'nin, muadil araç yakıtlarına kıyasla ekonomisini bugüne kadar olduğu şekilde koruduğu sürece, sektörde istikrarlı bir büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz'' dedi.

Yurt dışında gittikleri konferanslarda kendilerine, hep ''Türkiye otogazda neden bu kadar başarılı?'' sorusunu sorduklarını aktaran Eyüboğlu, sektörün başarısının ardında beş ana unsur olduğunu belirterek bunları şu şekilde sıraladı:

''Fiyat, tedarik zinciri, LPG kit üreticileri ve dönüşümcüler, üretici garantili LPG'li araç çeşitliliği ve müşteri algısı...''

LPG'nin fiyatının ekonomik olmasının Türkiye'ye has bir durum olmadığına dikkati çeken Eyüboğlu, otogaz kullanılan tüm ülkelerde bu yakıtın çevreciliği ve enerji arz güvenliği açısından devletler tarafından desteklendiğini ve Avustralya, İtalya, Polonya, İngiltere, Cezayir, Fransa, Meksika ve Hollanda'nın bu ülkelerden birkaçı olduğunu ifade etti.

Tedarik tarafında 10 bin otogaz istasyonun ürünü ulaşılır kıldığını kaydeden Eyüboğlu, bu konuda Türkiye'nin çok iyi bir noktada olduğunu belirtti.

'DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ SEKTÖRÜ BÜYÜTÜYOR'

Dönüşüm merkezlerinin sektörü büyüttüğü bilgisini veren Eyüboğlu, dönüşüm sistemleri üreticilerinin LPG'nin geleceğine yatırım yaptıklarını kaydetti.

Bugün otogazın gelişimini tetikleyen temel etkenin yalnız ürünün ekonomik olması da olmadığına değinen Eyüboğlu, gerek ürün, gerekse otogaz sistemlerinin daha da geliştirilmesi, kaliteyi ve güvenliği yükseltip performansı artırarak tüketici algısına ve dolayısıyla pazarın büyümesine olumlu etki ettiğini anlattı.

Dolayısıyla otogazın, güvenli, çevre dostu ve yüksek performanslı bir yakıt olarak değerlendirilmeye başlandığını ifade eden Eyüboğlu, ''Artık bilinçli tüketiciler otogazın en az diğer yakıtlar kadar güvenli, performanslı ve çevre dostu olduğunun bilincinde...'' dedi.

Otogazın kullanılmaya başlandığı 1997 yılında Türkiye'de fabrika çıkışlı ya da üretici garantisinde dönüştürülmüş otogazlı araç seçeneği sunan üreticiler olmadığını ifade eden Eyüboğlu, şunları söyledi:

''Ancak zaman içinde, otogaz pazarının kaydettiği büyüme ve tüketicilerden gelen talep ile birlikte, otomobil markaları da çift yakıtlı taşıtların sunduğu fırsatların farkına vardı. Bugün, birçok otomobil üreticisi Türkiye'de sıfır kilometre araçlarında, garantili olarak, otogaza dönüşüm seçeneği sunuyor.

Kuşkusuz bu değişim ve gelişim, otogaz pazarının sürdürülebilir büyümesi açısından büyük önem taşıyor. Gün geçtikçe otogazın tüketici gözündeki saygınlığı artıyor. Lüks araç sınıfları da dahil olmak üzere pek çok kişi otogazı tercih ediyor. Dolayısıyla, sektörümüzün geleceğinin umut verdiğini düşünüyoruz.''

Tüketicilerin her üründe olduğu gibi, kullandıkları yakıt konusunda, ürünler arasında kıyaslama yaptıklarını ve LPG için ödedikleri bedel ile aldıkları performansı karşılaştırdıklarında, tüketicilerin ürünün avantajını rahatlıkla gözlemlediklerini belirten Eyüboğlu, pazarın gelişimini sadece fiyata odaklamamak gerektiğini ve pazarın büyümesinde yukarıda sıraladığı beş faktörün ayrı ayrı rol oynadığını söyledi.

Aynı zamanda çevre ve iklim değişikliği üzerine tüketicilerin duyarlılığının da arttığını dikkate almak gerektiğine değinen Eyüboğlu, çevre bilincinin artmasıyla bu konuya önem veren tüketiciler tarafında, en çevreci yakıt olan LPG'nin kullanımının da dogru orantılı olarak gelişim gösterdiğini ve bu durum dünyada da böyle gelistiğini kaydetti.

'SON 10 YILDA YAKLAŞIK 20 MİLYON TON OTOGAZ TÜKETİMİ'

LPG'nin bugün dünyada giderek daha önem kazanmasının aslında Türkiye'de LPG sektörünün ne kadar öngörülü olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Eyüboğlu, ''Birçok ülkenin 2020 yılı için hedef olarak belirlediği otogaz kullanım miktarlarına çoktan ulaştık. Hedefimiz, çevreci ve ekonomik bir alternatif yakıt olan LPG'nin kullanımının ve tüketicilere sunulan faydanın daha da arttırılmasıdır'' dedi.

Son 10 yılda ve 2012 yılında gerçekleşen otogaz tüketimine ilişkin de bilgi veren Eyüboğlu, Türkiye'de 1997 yılından bu yana kullanılmakta olan otogaz ürününün, 2003 yılında dönüşüm standardının yürürlüğe girmesi ile düzenli bir büyüme trendi yakaladığını ve pazarın 2012 yılını 2,7 milyon ton büyüklük ile tamamlayacağının öngörüldüğünü ifade etti.

10 yıl önce toplam LPG pazarının yüzde 35'i seviyelerinde olan otogaz tüketiminin günümüzde yüzde 70'in üzerine çıkarak, otogaz ürününün LPG sektörünün en önemli bileşeni haline geldiğini ifade eden Eyüboğlu, şunları aktardı:

''Toplam miktara bakıldığında, son 10 yılda yaklaşık 20 milyon ton otogaz tüketiminin gerçekleştiği görülmektedir. Sektörümüzün büyümesini sürdürmesini sadece çevreye olan olumlu etkisiyle değil, aynı zamanda ülkemizin enerji arz güvenliğine sağladığı katkı açısından da değerlendirmek yerinde olur. Sektörümüz bu konuda üzerine düşeni şimdiye kadar layıkıyla yerine getirmiş olup, bundan sonra da aynı katkıyı sağlamayı sürdürecektir.''