Meclis KİT komisyonundan Halkbank'a suç duyurusu

Meclis KİT komisyonundan Halkbank'a suç duyurusu

TBMM KİT Komisyonu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna adı karışan Türkiye Halk Bankası'ndaki usulsüzlük iddialarını el koydu. TBMM KİT Komisyonu üyeleri, bankaya giderek, batık krediler hakkında bilgi istedi. BDDK ve Halk Bank yönetimi ise, batık kredilerle ilgili bilgi vermek istemedi. Bunun üzerine, toplantıda gerilim yaşandı. Komisyon üyeleri, banka yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldı.

RUTİN DIŞI İNCELEME

17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, TBMM KİT Komisyonu üyelerini de harekete geçirdi. KİT Komisyonu üyeleri, operasyonda evinde ayakkabı kutusu içinde 4.5 milyon dolar çıkan Süleyman Aslan'ın genel müdürlüğünü yürüttüğü Halk Bankası'na rutin dışı inceleme yapma kararı aldı. Bu çerçevede KİT Komisyonu'ndan 8 milletvekili bankaya giderek, iddialar hakkında yönetimden bilgi aldı. Baskın gibi teftişte, Sayıştay ve BDDK temsilcileri de bulundu.

KREDİ RİSKİ YÜZDE 700 ARTMIŞ

Kurul üyeleri, kredi riskinin 2001'den 2012 yılı sonuna kadar yüzde 700 oranında arttığını tespit etti. Konuyla ilgili olarak incelemelerini derinleştiren üyeler, bankanın son yıllarda kullandırdığı ve geri dönmeyen kredileri mercek altına aldı. Milletvekilleri, bu tespitler üzerine, yüksek montanlı açılan ve geri dönmeyen kredi bilgilerini istedi. Taraf'ın haberine göre; Banka yönetimi ile BDDK, bilgilerin ticari sır niteliğinde olduğunu belirterek, kredisini geri ödemeyen firmalar hakkında vekillere bilgi vermedi. Bunun üzerine komisyonda gerginlik yaşandı. CHP'li üyeler duruma tepki göstererek, firma bilgilerinin yazılı olarak kendilerine verilmesini istedi. Üyeler ayrıca, banka yöneticilerini de bilgileri vermemeleri halinde haklarında, suç duyurusunda bulunulacağı konusunda uyarıda bulundular. Toplantıda, İran ile yapılan altın ticareti ve kara para aklama iddiaları da gündeme geldi. Banka yönetimi, İran'dan yapılan petrol ve doğalgaz ticareti için bir hesap oluşturulduğunu ve İran ile ilişkilerin tamamen resmi statüde yürütüldüğünü öne sürdüler.