Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın Temel Bilimler Bölümü’nden 1989 yılında mezun olan Duygulu; Anadolu’nun çeşitli yörelerinde, Trakya’da Balkanlar’da yerel müzikler üzerine araştırmalar yaptı ve bu alan araştırmalarının sonucunda 3000 civarında halk ezgisi, halk edebiyatı örneği, 80 kadar yerel çalgı ve çeşitli etnografik ürün derledi.

MÜZİĞİMİZ HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Ünlü bestekâr, Hollanda, Almanya, Belçika ve Fransa’da Türkiye’deki yerel müzikler hakkında konferanslar verdi. Türk Halk Müziği Sözlüğü kitabı müziğimiz hakkında bilinmeyen terimleri detaylı açıklamalarla okurlara sunuyor. Her zaman başvurulması gereken bu değerli eseri kitaplığınızda mutlaka bulundurun; okuyun, okutun.

Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

DUVARDA ASILI KALAN SAZLAR

Müziğimizin köklü bir geçmişi vardır. Türk Halk Müziği alanında önemli sanatçılar ve ozanlar yetiştirdi bu topraklar. Coğrafyamızın her köşesinde elinde sazıyla, dudaklarından dökülen sevda sözleriyle nice âşıklar gelip geçti. Ozanların atışmalarını dinlerdik hayretler içerisinde kalarak. Birbirlerine ince göndermelerde bulunan âşıklar bu diyarları terk ettiğinde duvarda tellerine artık asılamayan boynu bükük sazları kaldı.

Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel

Bize de gönlümüzün gönül tellerine dokunan türküleri, deyişleri, sözleri kaldı. Âşık Veysel, ama olmasına rağmen onca türküyü bize kazandırdı. “Güzelliğin beş para etmez bendeki bu aşk olmasa” dediğinde aşkın ne anlama geldiği iliklerimize kadar hissettik. 17. yüzyılda yaşadığı rivayet edilen Karacaoğlan “İncecikten bir kar yağar,

Tozar Elif, Elif deyi...

Deli gönül abdal olmuş,

Gezer Elif, Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı,

Sözlerini sazının telleriyle buluşturduğunda dağlar yankılanırdı.

Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

Karacaoğlan

BİR İLETİŞİM ARACI OLARAK MÜZİK

Müziğin bir iletişim aracı olarak insan hayatındaki öneminin artmasıyla birlikte, temel müzikal unsurlardan ses, saz ve sözün kavramsal niteliği belirgin bir hal almış, zaman içinde bu unsurların ve bunlara bağlı olarak gelişen müzikal davranışların tarif edilebilmesi için özel terimler kullanılmaya başlanmış, böylelikle müziğin kendine özgü anlatım biçiminin ve araçlarının yanına bu terimlerin eklenmesiyle, devasa bir müzik terminolojisi meydana gelmiştir. Müziksel sesin ve sesle ilgili tüm davranışların sözle ifadesi olan müzik terminolojisi, bazı halkların köklü müziklerinde eski çağlardan beri önemli bir yer işgal etmektedir.

Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

SÖZLÜĞÜN METODU VE YAZIM ESASLARI

Sözlük iki katmanlı bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Bunlardan birincisi yıllar süren alan araştırmalarında derlenen yerel müzik terimlerinden oluşan verileri içermektedir. Otuz yıldır devam eden terim toplama çalışmaları son beş yıl içerisinde yoğunlaşmış, Türkiye’nin ala dili Türkçe olan toplulukları ile yapılan çalışmalarda toplanan malzeme kendi arasında düzenlenerek sözlük formatına getirilmiştir. Bu çalışmalara sırasında gidilemeyen bazı illerde son dönemde gidilmiş veya daha önce gidildiği halde çalışmaların yarım kaldığı şehirler beş yıllık süreçte tekrar taranmış şekilde ortaya çıkan kitap çok özel.

Melih Duygulu’dan Türk Halk Müziği Sözlüğü

NE NEDİR? KISA KISA...

ABDAL AĞZI:

Abdal Aşireti’ne mensup kişilerin, müzik icraları sırasında kendilerine özgü söyleme biçimidir.

AĞIR NEFES:

Bektaşi erkânında söylenen birinci nefese verilen isim.

BURGA:

İnce ve tesirli ses.//Konya

BUÇI:

Bir çeşit kopuz, iyi ses veren çok inleyen.

CİMBAR:

Çam ağacından yapılan çocuk çalgısı, düdük.// Denizli

CÖHER:

Kuvvetli ses. Sözcüğün Arapça”cevher”’den türetilmiş olma ihtimali yüksektir. // Bolu

ÇİVİ:

Burgu. Telli çalgılarda tellerin sarıldığı burgulara verilen isim.

ÇONUR:

Bir çeşit çoban düdüğü. //Samsun

DAHDİRİ HAVASI:

Yozgat’ta mani katarlarından oluşan ve bağlantıları “dahdiri” ünlemleriyle söylenen türkülere verilen ad.

ÇIBIH:

Kemane yayı.//Antalya

ÇİBU:

Taze kabak yaprağının sapından yapılan beş perde delikli üflemeli çocuk çalgısı. //Rize

ECE:

Acele, çabuk hızlı.

EĞRİ KAVAL:

40-45 cm uzunluğunda şimşir ağacından yapılan dilli kaval. Sert ağaçtan yapılan kavalın nemli ortamda eğrilmesinden ötürü bu isimle anılır.

Müziğimizle ilgili geniş bilgilerin yer aldığı bu değerli çalışama başucu niteliğinde.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com