Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan 2004 yılında kendi isteğiyle istifa eden Yarar, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde 20 yıl boyunca çeşitli görevlerde bulundu. Emekli hayatını daha çok yazarak ve okuyarak geçiriyor. Tartışma programlarında sık sık gördüğümüz uzman araştırmacının son kitabı olan Darbenin Kayıp Saatleri 15 Temmuz'u bütün yönleriyle ele alıyor. Kanlı darbe girişiminin üzerinde bir yıldan fazla zaman geçti. Bu sürede 15 Temmuz’u konu alan birçok kitap yazıldı.
Yarar’ın başka çalışmaları da mevcuttur.
Onlardan bazıları;
60 Yıllık İttifakta Son Gün, Bu Delileri Bir Araya Getirmeyecektiniz, Vatan Uğruna.
DEMOKRASİYE DARBE
Türkiye’nin 15 Temmuz’da maruz kaldığı küresel işgal girişiminin başarısız olmasından sonra, ülkenin siyaset, iş adamı, gazeteci ve kurumlarına yönelik dış destekli ihanet ve kumpaslarla dolu yakın tarihi yeniden canlanmaya başlandı. Fetullahçı Terör Örgütü, ülkemizin bütün damarlarına zehrini akıtmış, bir ahtapot gibi ülkenin önemli kurum ve kuruluşlarına nüfuz etmişti. Bununla yetinmeyen azılı örgüt, son olarak 15 Temmuz 2016’da kanlı bir darbe girişimiyle Türkiye’nin meşru yönetimini alaşağı etmek istedi. Ama hesaplamadıkları başka bir şey vardı.
O da milletin feraseti ve gücüydü. İnsanlar, canları pahasına tankların önüne yattı. Milletin azim ve kararlığı Türkiye’nin siyaset tarihinde yeni bir darbenin yazılmasını engelledi. Halk, darbeye geçit vermeyerek demokrasiye sahip çıktı.
DARBEYE GEÇİT YOK
Hain 15 Temmuz kanlı darbe girişiminde o akşam devletin bütün kurumlarında neler yaşandığına dair kapsamlı bilgiler titiz bir çalışma sonucunda bu kitapta bir araya getirildi. Türkiye’nin demokrasisine kast eden FETÖ lideri terörist başı Fetullah Gülen’in Pensilvanya’da verdiği emirle ülkemiz kaos gibi bir gece yaşadı.
Resmi rakamlara göre 251 vatandaşımızın hayatını kaybettiği darbe girişiminde binlerce insanımız da yaralandı. O gece halk sokaklara dökülerek “darbeye geçit yok” dedi. Dünya siyaset tarihinde başka bir örneği bulunmayan bu kahramanlık destanı daha nice kitaplara ve filmlere konu olacak.
DARBENİN KAYIP SAATLERİ
Temmuz günü başta Milli İstihbarat Teşkilatı olmak üzere devletin diğer kurumlarında da sakinlik hâkimdi. Özellikte MİT’te her zamanki hareketlilik devam etmekteydi. Gerek yurtiçi, gerekse de yurt dışındaki gelişmeler, gelen raporlar, bilgiler, analizler v.s.
Saatler 14.45’i gösterdiğinde MİT nizamiyesinin bir taksi yavaşlar ve nizamiyenin biraz ilerisinde durur. Taksinin içinden çıkan bir kişi başı öne eğik, bir şekilde kimliğini çok belli etmemek için sakin adımlarla nizamiyeye doğru harekete geçer.
Saat 15.05’tir…
Şahıs çok fazla çok fazla kişiye gösterilmeden gizli bir koridordan geçirilerek sorgu odasına götürülür. Öncelikle konuşmaya onunla ilgili olan bölüm birim yetkilileri gider.
Konuşma başlamıştır.
Olayın ne olduğunu anlatmaya başlar. Şahıs ısrarla şunu söylemektedir.
“Buraya geldim. Ama öldürüleceğimi biliyorum."
Devam eder…
“Ama ben böyle bir olayın içerisinde yer almak istemiyorum. Ne olursa olsun bedeli ödemeye hazırım.”
Beklenmedik bu misafir Binbaşı rütbesinde bir subay olduğu anlaşılır. Darbe girişimini MİT’e iletmek için gelen vatansever asker bütün bildiklerini anlatmaya başlar…
Darbe günü MT'te hem de devletin diğer önde gelen kurumlarında neler yaşandığına dair kapsamlı bir çalışma olan Darbe'nin Kayıp Saatleri 15 Temmuz'u masaya yatırıyor.
Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış