Öcalan ulus devletten neden vazgeçtiğini açıkladı

Öcalan ulus devletten neden vazgeçtiğini açıkladı

Abdullah Öcalan’ın İmralı’da 2010 yılına kadar tuttuğu notlardan oluşan yeni kitabı, ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü’ yayımlandı. Kitapta yaklaşık 16 yıldır cezaevinde olan Öcalan’ın kadın-erkek ilişkileri, din ve tarikatler, ulus devlet ve diğer birçok konudaki görüşleri yer alıyor:

Öcalan’ın savunmasını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının derlediği kitapta yer alan bazı bölümler:

"EMNİYET İSTİHBARATÇISI BİZİ HAFİFE ALMIŞTI"

"1970-80 Türkiye’sinde iki kelimeye dayalı siyasal bir kavramla yürüyebilmek ve yaşamak çok önemliydi. Yıllar değil; günler kurşun gibi ağır geçiyordu. Gerçekleşmesi beklenen hedefin kendisi hayalden daha muğlaktı. Fakat grup olmanın bile büyük bir gerçekleştirim olduğundan emindim. En değme emniyet istihbaratçısının gözleri önünde oynanan grup oyunumuzun ciddiye alınmadığını, hatta hafife alındığını ve alayla karşılandığını tahmin etmek zor değildi. (...) Kaldı ki akranımız olan bizleri ‘Yandım Allah Çetesi’ olarak değerlendirmekten geri durmuyordu."

"ULUS DEVLETİ REDDETMEKTE TEREDDÜT ETMEDİM"

"Benim için İmralı Cezaevi, Kürt olgusunu ve sorununu algılamak ve çözüm imkanlarını kurgulamak açısından tam bir hakikat savaşı alanına dönüştü. Pozivist bir dogmatik olduğumun farkına varmam, tecritle oldukça ilişkilidir demem mümkündür. Özellikle ulus devletçiliği aşmak benim için çok önemliydi. Bu kavram benim için uzun süre asla değiştirilmemesi gereken bir dogma niteliğindeydi."

"Toplumsal doğa, uygarlık ve modernite üzerinde yoğunlaştığımda bu ilkenin sosyalizmle ilgili olmayacağını, sınıflı uygarlığın bir tortusu ve kapitalizm eliyle meşrulaştırılmış azami toplumsal iktidarcılık olduğunu kavramam önemliydi. Dolayısıyla (ulus devleti) reddetmekte tereddüt etmedim”

"ÇIKARSAM NEREDE YAŞARIM.."

"İmralı’daki yaşamımla bağlantılı olarak halkımızca merak edilen bir soru, cezaevinden çıkış halinde nerede ve nasıl yaşayacağımla ilgilidir. Pek hayalcilik yapacak bir kişilik değilim. ‘Devrimci Gerçekçilik’ denilen bir yaşam tarzının sahibi olduğum çok iyi bilinmelidir. Cezaevinden çıkıştan sonraki yaşamıma değil; daha çocukluktan itibaren geçen yaşam çizgime bakılırsa bu tür soruların cevabı daha iyi verilebilir."