Öldü zannettiği genç kadını diri diri yaktı

29 Eylül 2006 tarihinde Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu’nda yakılmış bir kadın cesedi bulundu. Jandarma, kadının kimliğini belirleyemezken, dosya da ‘faili meçhul’ olarak rafa kaldırıldı.

İçişleri Bakanlığı, jandarmanın sorumluluk sahasını da polise devredince geçmiş dönemdeki ‘faili meçhul dosyalar’ da yeniden açıldı. O dosyalardan biri de ‘Figen Hatun Cinayeti’ oldu.

DNA İLE KİMLİĞİ BULUNDU

Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Masası Büro Amirliği bünyesinde oluşturulan özel bir ekip, dosyayı da mercek altına aldı. Dosyası inceleyen ekipler Hatun Figen'in Antalya'da yaşayan annesine ulaştı. İfadesine başvuran ekipler Hatun'un mezarından ve annesinden DNA testi için örnekler aldı. Yapılan inceleme sonucunda ölen kişinin Hatun Figen olduğu tespit edildi.

CEZAEVİNDEN KAÇTI

Genç kadının katilini arayan polis, eşinden boşanıp Ömür F. ile birlikte ‘dost hayatı’ yaşayan Figen Hatun’un, bizzat sevgilisi tarafından erkeklere pazarlandığını tespit eden polis, Hatun’un en son Murat Kaz ile telefonda görüştüğünü tespit etti. Polis, o dönemde ‘hırsızlık’ suçundan yarı açık cezaevinde kalan Kaz ile görüşmeye başladı. Gerçeğin ortaya çıkacağını anlayan Kaz, cezaevinden kaçıp kayıplara karıştı.

"ALKOL VE UYUŞTURUCU ALDIM"

Yapılan aramalar sonuç verdi ve Kaz, İstanbul Pendik’te sahte kimlikle yakalandı. Emniyetteki sorgusunda suçunu itiraf eden Kaz, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Kaz, tutuklandığı nöbetçi mahkemede de; “Olay günü uyuşturucu madde aldım. Eşim evde olmadığı için Figen’i çağırıp, 2 saatlik cinsel ilişki karşılığında kendisine 200 lira verdim. Ancak ilişkiye girmek isterken, alkol ve uyuşturucu nedeniyle başarılı olamadım” dedi.

"GÖMMEK ZOR OLUR DİYE BENZİN DÖKÜP YAKTIM"

Kaz, “İlişkiye giremeyince Figen ile yatakta konuşmaya başladık. Kendisi gitmek istedi, çıkan tartışma bana hakaret ederek 'git kendini kontrol ettir' demesi üzerine ben de boğazına sarıldım. Uyuşturucunun etkisinde olduğum içi ne yaptığımı bilmiyordum. Figen hareketsiz kalınca öldüğünü düşünüp, evdeki iple el ve ayaklarını bağladım. Cesedi önce gömmeyi düşündüm, ancak zor olacağı için üzerine benzin döküp yaktım” savunmasını yapmıştı.