Orhan Pamuk kimdir

Orhan Pamuk kimdir

Orhan Pamuk, 7 Haziran 1952’de varlıklı bir ailenin son çocuğu olarak İstanbul’un Nişantaşı semtinde dünyaya geldi. Babası da dedesi ve amcası gibi yüksek mühendisti. Babası, IBM firmasının Türkiye bölümünde genel müdürlük yapmış olan Gündüz Pamuk, annesi 1700’lü yıllarda Girit valiliği yapmış olan İbrahim Paşa’nın soyundan gelen Şeküre Hanım’dır.

EĞİTİM HAYATI

Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları (1982) kitabındaki gibi bir ev ve ailede, İstanbul’un Nişantaşı semtinde büyüdü. Uzun yıllar ressam olma hayali kurarak Robert Koleji’nde okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okurken mimar ya da ressam olamayacağına karar verip okulu bıraktı. Orhan Pamuk, devam zorunluluğu olmadığı için yazıya daha çok vakit ayırabileceğini düşünerek İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’ne girdi ve buradan mezun oldu.

ÖĞRETİM ÜYELİĞİ YAPTI

Sonrasında başladığı yükseklisans eğitimini yarım bıraktı. Orhan Pamuk, 1982 yılında Aylin Türegün’le evlendi. 1991’de Rüya isimli bir kız çocuğu sahibi olan çift, 2001 yılında boşandı. Pamuk, 2014 yılında Anadolu Hastanesi’nde Uluslararası Hizmetler Direktörü olarak görev yapan Aslı Akyavaş birlikteliğe başladı. Orhan Pamuk’un ağabeyi Şevket Pamuk, İktisat tarihçisi olup Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

IWP KURSU İLE YAZIN HAYATINA GİRİŞ YAPTI

1985-1988 yılları arasında Iowa Üniversitesi tarafından verilen International Writing Program (IWP) kursuna katılarak kariyerinde ilerleyen Orhan Pamuk'un, amacı dünyanın değişik bölgelerinden gelen ve gelecek vaat eden yazarların Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını yazabilecek güzel bir ortama kavuşmaları olan kurs sonrasında kendi deyimiyle “hayatı değişti”.

CEVDET BEY VE OĞULLARI

Orhan Pamuk, yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile katıldığı Milliyet Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Aynı romanı 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adı altında tekrar yayımlandı. Bu sefer de 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülü'ne layık görüldü.

Yayınlanan ilk kitabı olan Cevdet Bey ve Oğulları’ndan itibaren yurt içinde ve yurt dışında ödüller aldı. Kitapları hem çok sattı hem de edebi açıdan olumlu tepkiler aldı.

KİTAPLARI 24 DİLE ÇEVRİLDİ

Pamuk’un bundan sonra yazdığı kitaplar çok sayıda ödüller kazanmaya devam etti. İkinci romanı olan Sessiz Ev, 1984 yılında Madaralı Roman Ödülü'nü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi ise 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne Ödülü'nü almaya hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale, 1990 yılında ABD’de Independent Award for Foreign Fiction Ödülü'nü kazandı ve Türkiye dışında daha geniş bir şekilde tanınmasını sağladı.

Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiye’nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar adlı kitabı, Amerika’da 2004 yılında “yılın en iyi 10 kitabından biri” olarak gösterildi. Yıllar geçtikçe Orhan Pamuk’un Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı, dünyada 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda’nın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award Ödülü'nü kazandı.

Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavur’un yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazıldı.

301. MADDE İLE YARGILANDI

Orhan Pamuk, romancılığının yanı sıra insan hakları, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve benzeri konulardaki düşüncelerini makaleler ve söyleşiler yoluyla aktarmaktadır.

Şubat 2005 tarihinde İsviçre’de yayımlanan Tages-Anzeiger, Basler Zeitung, Berner Zeitung ve Solothurner Tagblatt adlı gazetelere haftalık ek olarak çıkan Das Magazin dergisine verdiği demeçte ifade ettiği “Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü ama hiç kimse bunları konuşmaya cesaret edemiyor” sözleri, Türkiye içinde büyük eleştirilere neden oldu.

Yazar, Kürt sorunu ve Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bu sözleri yüzünden TCK 301. Madde ile Türklüğe Hakaret suçuyla 6 ay ila 3 yıllık hapis istemiyle mahkemeye verildi. Mahkeme dünya çapında büyük ilgi uyandırdı ve Orhan Pamuk’a karşı açılan bu dava ile ilgili, T.C. Adalet Bakanlığı ceza onayını vermediği için, 23 Ocak 2006 tarihinde mahkeme yetkisizlik kararı verdi ve dava düştü.

DÜNYAYI BİÇİMLENDİREN 100 KİŞİ ARASINDA SEÇİLDİ

Orhan Pamuk, ABD’de yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihindeki kapak yazısında yer aldı. “Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler” başlıklı yazıda tanıtılan 100 kişiden biri oldu.

2006 YILINDA NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ KAZANDI

Orhan Pamuk’un yazarlık kariyeri, 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasıyla zirveye erişti. Kazandığı bu ödülle Nobel Ödülü'nü kazanan ilk Türk vatandaşı olarak tarihe geçti.

Nobel ödüllerini dağıtan İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ne (Svenska Akademien) yakın çevreler,   Orhan Pamuk’tan ziyade Adonis adıyla tanınan Suriyeli şair Ali Ahmet Said’e şans tanımaktaydılar. Ancak Akademinin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı basın bildirisindeki "2006 Nobel Yazın Ödülü kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuk’a verilmiştir" sözleriyle Nobel Edebiyat Ödülü'nün Orhan Pamuk’a verildiği resmen açıklandı.

Pamuk, 7 Aralık 2006'da, İsveç Akademisi'nde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı.Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf'ın elinden aldı.

NOBEL SONRASI ELEŞTİRİLER

Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Ödülün Pamuk'a Türkiye tarihi ile ilgili demeçleri dolayısıyla verildiği eleştirilerinde bulunuldu. Orhan Pamuk, Nobel Ödülü'nü almadan on ay önce 19 Aralık 2005 Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Erol Manisalı'nın "Orhan Pamuk Nobel'i Garantiledi" başlıklı yazısı Pamuk'un ödülü almasının ardından popülerleşti ve Orhan Pamuk'un kazandığı Nobel Ödülü hakkındaki olumsuz eleştiriler bu yönde gelişti.

TRT'de Banu Avar'ın hazırlayıp sunduğu "Sınırlar Arasında" adlı belgeselin Pamuk'un Nobel Ödülü'nü almasından bir gün sonra yayımlanan bölümünde Pamuk, Nobel ödülleri ve İsveç ile ilgili olumsuz eleştiriler yer aldı. Demirtaş Ceyhun hazırladığı imza metninde Orhan Pamuk'un kitaplarını "Amerikan patentli postmodern romanlar olarak" adlandırmış ve "Nobel Ödülü'nün Pamuk'a verilmiş bir ücret" olduğunu söylemiştir.

Basında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Orhan Pamuk'u kutlamadığına dikkat çekildi. Ödüle yabancı basından olumsuz eleştiriler de gelmiş ödülün siyasi sebeplerden dolayı verildiği belirtildi. Aynı zamanda Orhan Pamuk'un Sri Lanka'da düzenlenecek olan Edebiyat Festivali'ne katılması Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (Reporters sans frontières) tarafından eleştirildi. Örgüt, Orhan Pamuk'u ve festivale katılmak isteyen diğer edebiyatçıları Sri Lanka'daki baskıları meşru hale getirmekle suçladı.

ROMANLARINDA SAHTECİLİK İLE SUÇLANDI

Bir kısım edebiyatçı, Orhan Pamuk'un eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiğini savunmakta, özellikle bazı romanlarındaki belli kısımların diğer kitaplardan neredeyse tamamen alıntı olduğunu öne sürmektedir.

Hürriyet gazetesi yazarı Murat Bardakçı 26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçlamıştır. Murat Bardakçı'ya göre Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanı, hikâyesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer'in Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır.

Ayrıca suçlamalara göre Orhan Pamuk'un Beyaz Kale adlı romanı Mehmet Fuat Carım'ın Kanuni Devrinde İstanbul isimli eserinden birebir pasajlar içermektedir. Orhan Pamuk, günümüze dek bu konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.

DİĞER ÖDÜLLERİ

Aralarında Boğaziçi Üniversitesi, Yale Üniversitesi, Berlin Serbest Üniversitesi ve Georgetown Üniversitesi gibi 12 üniversiteden Fahri Doktora unvanı kazanan Orhan Pamuk, aynı zamanda edebiyattaki başarısı nedeniyle Norman Mailer Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Alman Yayıncılar Birliği'nin Barış Ödülü ve Sonning Ödülü gibi 21 ödüle layık görülmüştür.