Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, yeni kitabı Toplu Oyunları 1’i anlatıyor
Özel İçerik

Bihter Dinçel

Bihter Dinçel’i hepimiz ekranlardan tanıyoruz. Yazar yönüyle tanışmış olanlar çıkaracak şimdi en çok bu cânım kitabın tadını. Yeni tanışacaklara da Bihter Hanım’ın, o güzel enerjisini bulaştıracağı kesin…

Bihter Hanım çok erken bulmuş dünyaya geliş nedenini ve emin adımlarla ilerlemiş yolunda. Başarılı bir grafik çizdiğine de bir yerden sonra hepimiz şahidiz zaten. Şimdi onunla Toplu Oyunları 1 Aşiyan – Manit Atak – Ortanca kitabı hakkında söyleşimizi okurken göreceksiniz naifliğini, hissedeceksiniz enerjisini; tıpkı konuşurken benim hissettiğim gibi. Bu arada kitabı kitap satış sitelerinde Tiyatro kategorisinde. Bu kitapta, 2012’de Ortanca, 2016’da Aşiyan ve 2018’de yazdığı Manik Atak oyunlarını bir araya getirerek, renkli karakterleriyle bambaşka bir deneyim sunuyor. Tabii, evet bir tiyatro metni olduğunu biliyoruz; ama okurken bir roman hissiyatında oluyor insan…

Baştan söyleyeyim, bu söyleşinin yanında bir fincan kahve iyi gider.

Hazırsak başlayalım...

Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, Toplu Oyunları 1 röportajı

YAZMAK, YAZAR OLMAK EN BÜYÜK HAYALİM OLDU

- Üniversitede Felsefe okumuşsunuz. Oyunculuk yapmaya nasıl karar verdiniz?

Oyunculuğa karşı çok küçük yaşlarda başlayan bir tutkum vardı. Kendimi bildim bileli diyebilirim. Fakat oyunculuk aile büyükleri tarafından, hele de bizim çocukluk yıllarımızda, meslekten sayılmadığı için, başka bir okul okumam gerektiği anlatıldı hep bana.

- Ya yazarlık serüveni, o nasıl başladı?

Ergenlikle beraber müziğe ve edebiyata yöneldim. Hepsi harmanlandı ve içimdeki fırtına başladı. Yazmak, yazar olmak en büyük hayalim oldu; ama oyunculuk hep bir köşede bana göz kırpıyordu. Üniversitede felsefe tek tercihimdi ve sınava girmeden iki sene evvel kararımı vermiştim. Ömrüm yettiğince yazmak istiyorsam, felsefeden daha büyük bir derya yoktu...

- O zaman Felsefe’ye isteyerek gittiniz, sizi hayallerinize ulaştıran bir yoldu…

Bile isteye girdim, çok büyük bir keyifle okudum okulumu. Okulun ilk yılında, ilk tiyatro oyunum Hiç’i yazdım ve küçük bir tiyatro ekibi kurdum; o oyunu sahnelemeye başladık. Derken ikinci oyun ve devamı geldi. Ailem de çalışma disiplinimi ve bu meseleyi ne kadar önemsediğimi görünce, beni azad ettiler. :)

Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, Toplu Oyunları 1 röportajı

- Peki, Felsefe bölümünde okumanın düşündüğünüz gibi yazmanıza bir katkısı oldu mu?

Biraz önce de anlattığım gibi, yazarlık hevesimi beslesin diye, ilmimi ilerletsin, ufkumu genişletsin diye felsefeyi seçtim. Yazdıkça daha çok seviyorum felsefeyi. Bu yaşımda tekrar fakültenin ilk gününe dönmek ve şimdiki aklımla bir kere daha o cânım süreci deneyimlemek isterdim.

- Peki sonrası?

Üniversiteyi bitirene kadar, hem oyunculuk hem yazarlık yaptım. Kendi yazdığım oyunlarda oynadım, başka tiyatro ekipleriyle çalıştım ve okulun son senesinde İzmir Devlet Tiyatrosu’na sözleşmeli oyuncu olarak girdim. Usta-çırak ilişkisiyle oyunculuğu öğrendim. Bu sırada, üçüncü sınıftayken BKM ile bağlantılar kuruldu ve orada yazarlık deneyimim temellenmeye başladı. Okul biter bitmez de İstanbul’a gelip BKM ailesine dahil oldum; hem oyuncu hem yazar olarak. Felsefe, yazmak ve oyunculuk yapmak bir bütün olarak büyüttü beni. Müzik derseniz, o da kendi dünyamdaki hakikatim olarak bu bütüne eşlik ediyor hâlâ.

Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, Toplu Oyunları 1 röportajı

DÖNEN ETEK KISMI, BENİM BAMTELİM

- Harika bir ilerleyiş… Peki gelelim buluşma sebebimiz, kitabınıza. Aşiyan, Manik Atak ve Ortanca’da hayatınızdan yansımalar var mı? Yoksa tamamen kurmaca diyebilir miyiz?

Elbette benim gerçekliğime dair çok şey var. Kendi hikâyelerimden, geçmişimden birçok şeyi dönüştürerek eklemliyorum. Şahit olduğum hayatlardan, çok etkilendiğim toplumsal hadiselerden ve yakınlarımdan dinlediğim anekdotlardan da esinlenmeler var. Kurmaca hikâyelerimi ve gerçekleri aynı zeminde erittiğimde çok keyifli sonuçlar çıkıyor ortaya.

- Mesela Deniz gibi sizin de dönen eteğiniz var mıydı?

Dönen etek kısmı, benim bamtelim. :) Yüzde yüz gerçek hikâye. Benim el örmesi pembe dönen eteğim ve babamla olan hikâye, Aşiyan’daki Deniz’in anlattığı gibi. Ama çok şükür ki bizim için mutluluktan göz dolduran bir anı; ama hikâyede, geçmişi hüzünle hatırlatan bir an.
- Aşiyan, Manik Atak ve Ortanca oldukça etkileyici oyunlar. İnsanın tüyleri ürperiyor okurken, bir yandan da ümitle doluyor insan. Peki siz yazarken, oynarken neler hissettiniz?
Üç oyunu da yazmaya başlarken çok yoğun duygularla oturdum masaya. Hepsi de çok kısa zamanda bitti. Sanki bir dehlize düşüyorum ve ışığı görmediğim halde ışığa doğru yuvarlanıyorum. Müthiş bir akış başlıyor ve ışığı görüp dehlizden çıktığımda kocaman bir şelale ile karşılaşıyorum ve güneş tam tepedeyken. Finallerdeki umut da bu sanırım. Biraz romantik anlattım yolculuğumu; ama tam da bunu hissediyorum. Oynarkenki keyfimin, prova aşamasındaki heyecanımın kocamanlığını tarif bile edemem. Kimin yazdığını unutuyorum o aşamada, hikâyenin renkleriyle uğraşıyorum bir oyuncu olarak. O da bambaşka bir yolculuk.

Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, Toplu Oyunları 1 röportajı

AKLIM AĞIR BASARSA YETMEZ, KALBİM AĞIR BASARSA YIPRANIRIM


- Karakterlere baktığımızda kitabınızın kapağında da olduğu gibi kalbi ve beyninin terazisini dengelemeye çalışan kadınlar görüyoruz. Peki seçim yapmanız gerektiğinde kalbinizi mi dinlersini,  mantığınızı mı?

O terazi bir tarafa yatarsa ben biterim. :) Dengeyi korumazsam merkezimde duramıyorum. Ben çok heyecanlı bir insanım. Aklım ağır basarsa yetmez, kalbim ağır basarsa yıpranırım. İkisi dengede güzel. Her durumda imdadıma beraber koşsunlar.

- Kitabınızdaki üç oyunda da Vedat Türkali-Bir Gün Tek Başına romanı geçiyor. En sevdiğiniz kitaplardan olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu kitabı, sizin için özel kılan ne?

Bir Gün Tek Başına’yı okuduğumda 16-17 yaşlarımdaydım. O güne kadar okuduğum en kuvvetli aşk hikâyesiydi. Dönemin ruhu ve hikâye de ayrıca içime işledi. Kitabın kadın kahramanı “Günsel” ile o kadar derin bağlantı kurdum ki... Felsefe okuma isteğimin temelini atmış olabilir bu duygu. Yıllar sonra oyuncu olduğumda da “Keşke cânım romanın filmini çekseler ve ben de Günsel’i oynasam!” diye diledim. Olmadı. Film yapılmadı. Ben de “Günsel” olma yaşını geçtim sanırım. :)

-Ve sonra siz de Günsel’e hakkını kelimelerinizle verdiniz…

İlk olarak Ortanca’da kullandım. Oradaki yeri ve değeri çok manidar benim için. Aşiyan’ın provalarındayken Vedat Türkali vefat etti. İsmini zikrettiğim yazarlar ve kitapların olduğu bir episode vardı; oraya Vedat Türkali - Bir Gün Tek Başına’yı da ekledim. Her oyunda saygı duruşum oldu. Manik Atak’ta da öyle bir yer geldi ki, tamam dedim, işte yine ondan söz etmeliyim. Küçük bir işaret, büyük bir uğur, oyunları birbirine ataçlayan, fark edene göz kırpan minik bir mühür oldu.

: Teşekkür ederim.

Bihter Dinçel: Teşekkür ederim.

Oyuncu-Yazar Bihter Dinçel, Toplu Oyunları 1 röportajı

Toplu Oyunları 1 - Aşiyan - Manik Atak - Ortanca

Bihter Dinçel

Küsurat Yay.

S.: 258

Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R

*

Instagram: biyografivekitap