Reflü tüm dünyada giderek artıyor
İHA

Mide asidinin, yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan reflü, giderek artıyor. Haftada bir defa reflü nedeniyle sorun yaşayanların sayısı toplumun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor. Beslenme ve yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle hastalığın etkisi azaltılabiliyor. Uzmanlar, reflüye neden olan faktörler ve reflüden korunmak için yapılması gerekenler hakkında bilgiler veriyor.

Reflü tüm dünyada giderek artıyor

GÖRÜLME SIKLIĞI TÜM DÜNYADA ARTIYOR

Gastroözefageal reflü (mide asidinin patolojik şekilde mideden yemek borusuna doğru geri kaçışı) yemeklerden sonra normal bireylerde günde 8-10 defa tekrarlayan fizyolojik bir olay. Ancak bu fizyolojik süreç kişide şikayet oluşturacak belirti veya bulgulara neden oluyorsa, reflü hastalığının varlığından söz edilebiliyor. Reflü hastalığı, yemek borusuna kaçan asit ve diğer sindirim elemanlarının yemek borusunun iç tabakasını aşındırmasıyla ortaya çıkıyor. Yemek borusunun uzun süre fazla miktarda mide asidik içeriği ile temasından dolayı oluşan reflü hastalığının görülme sıklığı ise tüm dünyada giderek artıyor.

Reflü tüm dünyada giderek artıyor

OBEZİTE REFLÜYÜ TETİKLİYOR

Gıdaların, hazırlanması ve saklamasındaki yöntem değişikliği ile tüm dünyada artan obezitenin, reflü hastalığının artışı üzerinde etkili olduğu ise yine uzmanlar tarafından kanıtlanmış bir gerçek. Hastalığın en sık görülen belirtisi göğüs kemiği arkasında duyulan yanma hissi. Boğaza doğru acı su ya da yanma yükselmesi de sık görülen belirtilerinden. Ayrıca yutma güçlüğü, karın ağrısı, göğüs ağrısı, bulantı hissi, geğirme de tipik belirtiler de hastalıkta yer alıyor. Hastaların çoğunda tanımlanan belirtilerin uzman hekim tarafından değerlendirilmesiyle reflü teşhisi konuluyor. Uzmanlar ayrıca kalp, akciğerler, kulak ve boğaz üzerindeki belirtilerin başka hastalıklardan kaynaklanabileceğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor.

Reflü tüm dünyada giderek artıyor

ENDOSKOPİ SONRASI KESİN TEŞHİS

Kansızlık, yutma güçlüğü, kilo kaybı, iştahsızlık, erken doyma, kusma veya dışkıda kan görülmesi, sarılık, ailede kanser öyküsü olanlar ile 45 yaşın üstündekilere mutlaka endoskopik incelemenin yapılması gerektiğini dile getiren uzmanlar, “Endoskopik incelemede, hastaların yaklaşık yarısında reflü hastalığıyla ilgili bulgular tespit edilemez. Bu gruptakiler özofajitsiz reflü hastalarıdır. Öte yandan yemek borusunun iç tabakasının doğrudan görülerek değerlendirilmesini sağlayan endoskopide zedelenmenin tipi, şiddeti ve yaygınlığı konusunda bilgi elde edilir. Gerekli görüldüğü takdirde endoskopi sırasında biyopsi alınabilir” diyor.

Reflü tüm dünyada giderek artıyor

CERRAHİ TEDAVİ BAŞARIYLA YAPILABİLİYOR

Hastalığın teşhisinde mide ve yemek borusu bileşkesinde basınç ölçümü, yemek borusunda asit ölçümü ve takibi, yemeğin yemek borusuna kaçışının takibi ve diğer bazı testlerin yapıldığı vurgulanırken, tedavideki amacın yemek borusunda hasar oluşmuşsa iyileşmesini sağlamak ve komplikasyon varsa ortadan kaldırmak. Tedavinin esas bölümünü oluşturan ilaç kullanımı da hastanın yaşı, cinsiyeti ve diğer özel durumlarına göre düzenleniyor. Ayrıca son yıllarda hastalıkla ilgili bilgilerin değişmesi ve tecrübenin artmasıyla ilerleyen cerrahi, başarıyla gerçekleştiriliyor.

Reflü tüm dünyada giderek artıyor

ŞİKAYETLERİN AZALMASI MÜMKÜN

Yaşam tarzındaki değişiklikler, hastalığın kontrolünü kolaylaştırıyor. Bu önerilere uyan hastaların yüzde 15-25’inde belirtilerin kaybolduğunu söyleyen uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:

“Aşırı yağlı ve salçalı yiyecekler, sigara, fazla miktarda alkollü ve kafeinli, her türlü kolalı ve gazlı içecekler ile çikolata ve doğrudan asit ihtiva eden yiyecek tüketilmemelidir. Yemek düzeni oluşturulmalı, porsiyon miktarında aşırıya kaçılmamalı, yemeklerden sonra 4 saat kadar ayakta veya oturur durumda olunmalı, yemekten hemen sonra uyunmamalıdır. Şikayetlerin durumuna göre yemek saatleri ve düzeni değiştirilmelidir. Gece göğsünde yanma hissi, öksürük veya boğulma hissiyle uyanma şikayetleri varsa yatağın baş tarafı 10 santimetre kadar yükseltilmelidir. Yapılan araştırmalarda sol yana yatarak uyumanın şikayetleri artırdığı belirlenmiştir. Vücut ağırlığı ideal sınırda değilse mutlaka kilo verilmelidir. Vücut ağırlığının ideal sınırda olması, yani kilolu hastaların bu sınırlara dönecek şekilde kilo vermeleri önemlidir.”

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)