Saldırıda Sauna Çetesi şüphesi

İstanbul'da önceki gece televizyon programı çıkışı Kalaşnikoflu saldırıya uğrayan İbrahim Tatlıses ‘ölüm-kalım uykusu'na yatarken, saldırının arkasında kendisinden para isteyen ‘Sauna Çetesi'nin olduğu öne sürüldü. Polis araştırmasını bu yönde yoğunlaştırırken, Tatlıses'in son altı ayda 3 kez ölümle tehdit edildiği gerekçesiyle savcılığa başvurduğu ortaya çıktı.

ÖZ'E İFADE VERDİ İDDİASI

Artan tehditler nedeniyle Tatlıses'in Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz'e 20 gün önce ifade verdiği de iddialar arasında. Ünlü türkücüye yönelik saldırı ise adım adım şöyle gelişti: İbrahim Tatlıses önceki gece Beyaz TV'de canlı yayınlanan ‘İbo Show'un çekimini tamamlayıp Maslak'taki Nurol Plaza'dan çıktı. Tatlıses, kapıda bekleyen Mercedes aracın ön koltuğuna, asistanı Buket Çakıcı ise arka koltuğa bindi. Eski özel harekatçı iki koruması, arkadaki araçtaydı. Tatlıses'in aracı hareket ettiğinde, arkada park halindeki gri renkli bir Fiat da çalıştı. Büyükdere Caddesi'ne çıkmak için girdikleri tali yolda Tatlıses'in yanına yaklaşan aracın arka camından saatler 00.16'yı gösterirken kalaşnikofla ateş açıldı. Tatlıses silahı fark eder etmez başını eğdi ancak bir kurşun başına isabet etti. Atılan 11 kurşundan ikincisi asistanın Buket Çakıcı'nın boğazına saplanırken, iki kurşun da aracı delip geçti. Tatlıses hemen Maslak Acıbadem Hastanesi'ne götürüldü.

POLİS ZENGİN'İN PEŞİNDE

Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatan polis saldırıyı Sauna çetesinin lideri Kasım Zengin'in azmettirmiş olabileceği iddiası üzerinde yoğunlaştı. Çünkü Tatlıses son altı ay içerisinde Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na üç ayrı suç duyurusunda bulunmuş ve telefonla tehdit edildiğini söylemişti. 1 Kasım 2010 tarihli suç duyurusu dilekçelerinden birinde Zengin'in adının da geçtiği belirtiliyor. Tatlıses 2008 ve 2009 yıllarında da Zengin'den şikayetçi olmuştu. Tatlıses, 2009'daki suç duyurusunda kendisini sık sık ölümle tehdit eden Zengin'in “300 bin dolar vereceksin yoksa seni öldürürüm” tehdidinde bulunduğunu belirtmişti. Tatlıses'in 2010 tarihli dilekçesindeki tehdit mesajları şöyle: “Sizleri cehenneme göndereceğiz, Gaffar Okan'ı gönderdik, sıra sizlerde, Hizbullah”; “Artık hayat yok, öleceksin.” Öte yandan Emniyet İstihbarat'tan bilgi isteyen polis, sanatçının Kuzey Irak'ta yaptığı işlerle ilgili araştırma da yapıyor.

SİYASETÇİ VE POLİSLERİ TERLETEN ÇETE

2006 yılında Ankara Emniyet Müdürlüğü ‘Küre' adını verdiği bir operasyon düzenleyip daha sonra kamuoyunda ‘Sauna çetesi' olarak anılan oluşuma ulaştı. İddialara göre çetenin lideri Kasım Zengin'di ve üyeleri arasında bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, özel harekatçı subaylar, emekli askerler de vardı. Çeteye ‘sauna' ismi verilmişti çünkü çete üyelerinin Ankara'da bir saunayı gasp edip, gizli işlerini burada yürüttüğü öne sürülüyordu.

Operasyon kapsamında mühimmat, ‘Kırmızı Kitap' olarak bilinen ‘Siyaset Belgesi' ve siyasilere şantaj için hazırlanmış kasetler bulunmuştu. Soruşturmada ele geçirilen fotoğraflardan birinde ise türkücü İbrahim Tatlıses vardı. Çete elemanlarıyla bir yemekte görüntülenmişti. Tatlıses bu fotoğrafın basına yansımasından sonra Şubat 2006'da yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Bu insanlarla konuşulmuştur ama işbirliği yoktur.

Saldırıda Sauna Çetesi şüphesi

Fotoğraf bir düğünde çekildi. Biz onları normal vatandaş gibi tanıyorduk. Baktım ki işte biraz katakulli var. Hemen elimi ayağımı çektim. Bir şeyler almak için tahmin ediyorum 5 bin dolar ya da 5 milyar gibi bir şey istediler. Ben şöyle bir baktım, dedim ki; ‘sizlerle yolumuz ayrılıyor.”

Aralarında eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan ihraç edilen Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ile İbrahim Tatlıses´in de bulunduğu 18 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede Tatlıses ‘örgüte yardım ve kişi hürriyetini yoksun bırakmakla' suçlandı. Hakkında 13 yıla kadar hapis cezası istendi. Çete lideri Kasım Zengin 2 yıllık tutukluluğun ardından 27 Aralık 2007 tarihinde tahliye edildi, ancak cezaevi kapısında alınarak Hatay'a askere götürüldü. Zengin tedavi amacıyla gönderildiği GATA'dan dönmeyerek kayıplara karıştı.