Salem’de cadı katliamı

Amerika’ya yerleşen İngilizlerin kurduğu Salem kasabası 1692’de büyük bir katliam gördü. Sebebi ise büyücülük yaptığı iddia edilen cadılardı. Kulağa saçma geliyor olabilir fakat 29 kişinin idam edildiği bir olaydan bahsediyoruz, hafife almayın.

İNSANLIKTAN ÇIKTILAR

Bu kasabada yaşayan bazı insanların nöbetler geçirmesi, bağırıp çağırması ve yerlerde sürünmesi büyük bir paniğe sebep oluyordu. Bir anda ortalıkta insanlıktan çıkan, garip garip hareketler yapan tipler belirdi. Doğaüstü güçlere sahip olduğu düşünülen cadı avı, istisnasız yakalanıp öldürülmek üzere başlamıştı.

NASIL ANLAŞIDI?

1692 yılında Salem köyünde yaşayan papaz Samuel Parris’in kızları bu katliamın temel sebebiydiler. Samuel Parris ev işlerinde eşine yardımcı olmaları için iki köle satın aldı: Jhon ve Tituba. Tituba bir yandan ev işleriyle ilgilenirken, diğer yandan papazın kızlarına bakıyordu.

TİTUBA’NIN VUDU BÜYÜCÜLERİ

Bilinenlere göre Tituba, geceleri bu küçük kızlara vudu büyücülerinin hikayelerini anlatırmış. Bu hikayelerden çok etkilenen küçük kızlar, öğrendiklerinin peşine düşerek ilginç oyunlar oynamaya başladılar. Bir oyunla başlayan eğlenceleri, bir gün bütün kasabayı delirtecek ve onlarca insanın ölmesine sebep olacaktı.

KORKUNÇ NÖBETLER GEÇİRMEYE BAŞLADILAR

Kızların bir süre sonra korkunç nöbetler geçirmesi, bağırıp çağırması ve yerlerde sürünmesi kasabada büyük bir panik yarattı. Acı içinde vücutlarının eğip bükmeye başladılar. Çocukları bu hale getiren şeyin bir kara büyü olduğu konuşuluyordu. Tamam cadılar, büyüler kulağa gerçekçi gelmiyor ama, o zaman öyle inanıyorlardı. Bilemeyiz.

SEBEBİ BİR TÜRLÜ BULUNAMIYODU

Bu belirtiler kasabada yaşayan birçok insanda daha ortaya çıkmaya başladı. Doktorlar insanları bu hale getiren şeyin ne olduğunu bir türlü bulamıyordu. İnsan davranışları şekil değiştirmeye başlamış ve semptomlar giderek artmıştı. Salem halkı panik içindeydi.

CADILARIN PEŞİNE DÜŞTÜLER

Görülen davranışların belli bir hastalıktan kaynaklanmadığı düşünülüyordu. Durumun ciddiyetini anlayan yöneticiler, insanlara büyü yaptığı düşünülen cadıların peşine düştü.

CADILIKTAN İLK SUÇLANANLAR…

İlk suçlananlar; Tituba, Sarah Good(eşi) ve aynı evde yaşayan yaşlı kadın Sarah Osborne oldu. 1 Mart 1692 yılında bu üç kadın, küçük kızlara acı ve ızdırap vermekten tutuklandılar. Tarihe ‘Salem Cadı Mahkemeleri’ olarak geçen duruşmada Tituba cadı olduğunu itiraf ederek, kızlara işkence yapmasını söyleyen şeyin siyah bir köpek olduğunu söyledi.

ÖLÜM CEZASI

Bu itirafların ardından küçük kızlardan Ann’in yaşananları ifşa etmesiyle mahkeme, üç kadını Betty Paris, Abigail Williams, Ann Putnam ve Elizabeth Hubbard’a ‘büyü yapmak’ suçundan idama mahkum etti.

29 KİŞİ İDAM EDİLDİ

Açılan mahkemelerin ardı arkası kesilmiyordu. Benzer davranışlar gösteren herkes Salem Mahkemeleri’ne çıkarılıp sorgulanıyordu. Neredeyse bütün kasaba kafayı yemişti.  Büyücülük suçlamalarına uyan herkes idam edilecekti. Öyle de oldu. Duruşmalara bakan iki mahkeme 29 kişiyi büyü yapmak ve cadılıktan suçlu bularak ölüme mahkum etti.

SUÇUNU İNKAR EDENLER KAYALARLA EZİLDİ

Ama ne ölüm… 29 kişiden 5'i hapishanede hayatını kaybederken, suçunu inkar edenler ağır kayaların altında ezilerek öldürüldü. Suçlananlardan 14’ü kadın 19 kişi de halkın önünde asıldı.

CADILIĞIN PERDE ARKASI

Cadılık belirtilerinin sıra dışı artışı, olayın tarihsel boyutundaki perde arkasını aralamış oldu. Dönemin ataerkil toplum yapısı kadını eve mahkum etmiş ve doğaüstü olaylardan kolayca etkilenmelerine sebep oluyordu.  Katolik kilisesinin katı ve baskıcı yapısı insanları farklı inançlara itmişti.

ARAŞTIRMACILAR BİR MANTARDAN BAHSETTİ

Daha sonra yapılan araştırmalara göre insanlarda görülen bu korkunç belirtililerin sebebinin, Claviceps purpurea ya da çavdar mahmuzu adında bir mantardan kaynaklandığı düşünülmeye başlandı. Bu zehirli mantarın yalnız başına kullanıldığında cadılarda görülen semptomlara sebep olması kafa karıştırmış olsa da, 1600’lü yıllardan geriye net bir bilgi veremeyeceğiz.

RUHLARININ HALA GEZDİĞİNE İNANILIYOR

Rivayetlere göre, öldürülen cadıların gömüldüğü mezarlıklarda hala ruhlarının dolaşıldığına inanılıyor.