Savaş Şafak Barkçin ve Gönül Makamı

Ankara’da 1966 yılında dünyaya gelen Barkçin, tasavvuf müziği alanında yaptığı önemli araştırmalarla müziğe, kültüre, sanata katkı sunmaya devam ediyor. Televizyon programları ve belgeseller yönetti, çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Müzik, edebiyat, tarih, düşünce ve kültür özel ilgi alanlarındandır. Müzik albümleri piyasaya sürdü, Klasik Türk Musikisi alanında beste ve güfteler yaptı. Oldukça üretken olan Barkçi’nin şiirleri, denemeleri, masalları, mizah yazıları ve kısa hikâyeler de kaleme aldı.

Gönül Makamı adlı eseri de Türk müziği hakkında kapsamlı bilgiler sunuyor. Müziğimizin adı, tarihi, gelenek ve görenekleri, geçmişi ve geleceğine dair önemli saptamaların yer aldığı çalışma her kitaplıkta bulunması gerekiyor.

Gönül Makamı dışında yazarın başka eserleri de kitapçılarda okurlarını bekliyor. Onlardan bazıları;

Şehirler ve Sesler, Gönül Dağı, Kalbin Aklı, 40 Makam 40 Anlam, Rumeli: Bir Müzik seferi, Kalemin Dilinden.

Savaş Şafak Barkçin ve Gönül Makamı

MÜZİĞİMİZİN BİR FELSEFESİ VAR MI?

Kitapta sorular üzerinde giden ve buna cevaplar aramaya çalışan yazar, müzik geleneğimizin temel alan bir felsefesi olup olmadığını sorguluyor. Barkçin, müzik kültürümüze katkı yapan önemli sanatçılardan örnekler vererek konuyu açıklığa kavuşturuyor. Özellikle Dede Efendi üzerinde yoğunlaşan kültür adamı, bu isme özellikle önem veriyor. Her şeyin bir nedeni ve sonucu olduğunu düşündüğümüzde müziğimizin de derin ve yoğun felsefesi olduğunu görüyoruz.

Sözü Barkçin’e bırakalım...

“Müzik sadece zevk değil, her şey ve her zevk gibi içinde büyük bir anlam, değer ve düşünce barındıran felsefi bir alandır. Bunu söylemekle ne müziği sıkıcı hale getiriyoruz ne de zoraki bir felsefe icat etmeye çalışıyoruz. Fakat ”felsefe” terimi çok güvenli bir kavram değil. O yüzden burada felsefe ve müzik arasındaki ilişkiye bakmak lazım.

Felsefenin aksine bizde düşünce hayattan kopuk değildir. Felsefe adında olsun olmasın her bir tefekkürün ve bir medeniyetin temelini oluşturur. Medeniyetleri, yeni evrensel hayat tarzlarını birbirinden ayırmak imkânsız olur.” (syf 13)

MÜZİK HOBİ MİDİR?

Müziği eğlenceye indirgeme süreci, sekülerleşme, yani her anlamı ve işi sadece dünyaya ve dünyevi faaliyetlerle açıklamakla başlar. Hemen herkes müzik ruhun gıdasıdır der. O zaman şöyle bir soruyu ister istemez sormak gerekiyor. Ruhun gıdası olan bir şey nasıl hobi olarak değerlendiriliyor? Aynı tartışma kitap okumak için de geçerli.

Müziğimizin mercek altına alındığı eser birçok sorunuza cevap veriyor.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com