Her şey bundan 5 bin yıl önce Mezopotamya’da başladı. O zamanlar tabii bugünkü gibi banknotlar yoktu. Madeni paranın icat edilmesine bile henüz 2 bin yıl vardı. Para yerine tahıl ve hayvanlar kullanıyordu ve her türlü alışveriş takas sistemiyle yapılıyordu.
TAKAS SİSTEMİ YÜZYILLARDIR VAR
İnsanoğlunun ihtiyaç dahilinde, paranın olmadığı dönemlerde başlayan bu ticaret, zamanla Barter ismini aldı ve daha profesyonelce yapılmaya başladı. İngilizce kökenli kelime olan “barter”, iki taraf arasındaki para kullanmadan mal değişmesi anlamına geliyor. Yani bildiğimiz adıyla takas.
Bu dönemlerde değiş tokuş sistemi aynı değerdeki mal ve hizmetler ile birebir olarak yapılıyordu. M.Ö.700’lü yıllarda Anadolu’da Lidyalıların parayı icadı ile birlikte takas ticareti farklı değerdeki birçok mal ve hizmetin değiş tokuş edilmesi şekline dönüştü. Yani günümüzde geçerli olan modern anlamda barter sistemi doğmaya başladı.
TARİHTEKİ İLK MUHASEBE KAYITLARI
Yapılan takasların hesabını akılda tutmak insanlar için imkansız hale geldiğinde, semboller ürettiler. Her sembolün bir anlamı vardı. Örneğin, balık sembolü balık borcun olduğu anlamına geliyordu. Kil tabletlere yazılan bu semboller insanoğlunun ilk muhasebe kayıtları oldu. İnsanlık tarihindeki en önemli adım para sayesinde atıldı.
JÜL SEZAR PARAYA RESMİNİ ÇİZDİRDİ
Romalılar parayı haberleşmek ve mesaj vermek için kullandı. Herkesin elinden bozuk para geçer, bozuk paranın ulaşamadığı kimse kalmaz. Bu yüzden M.Ö 44 yılında Jül Sezar, insanlara parayla ulaşmayı denedi. Bastırdığı bozuk paralara kendi yüzünü çizdirip, okuma yazma bilenler için de üzerine bir mesaj yazdırdı: ''Venı vıdı vıcı'' (geldim, gördüm, yendim). Hatta Sezar’ın öldürülmesinin bir sebebi de paraların üzerine kendi portresini bastırması oldu.
SEN DE Mİ BRUTUS
Brutus, Sezar’ın hem yakın bir arkadaşı hem de kölesiydi. Ancak hainlik yapıp onu bıçaklayanların yanında oldu. Sezar bıçağı teninde hissedince, meşhur "Sen de mi Brutus? Sözü çıkmıştır ağzından. Dost kazığının tadına bakıldığı vakit ağızdan çıkan bu cümleyi, şu an hepimiz hala kullanıyoruz. Ardından Brutus de bir para bastırarak üzerine Sezar’ın ölüm tarihini yazdırdı.
Yazının icat edilişinden, haberleşmek için kullanılan madeni paralara kadar para, gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası halinde. Hayatımızı kolaylaştıran bir başka icadı da yine paraya borçluyuz; tuvalet kağıdı.
1700’LÜ YILLARIN SONU FRANSA
1700’lü yıllarda Fransa Kralı 16. Louis’in başı büyük beladaydı. Ülkesi tam anlamıyla beş parasız kalmış, monarşi iflas etmiş durumdaydı. İnsanlar açlıktan ölmek üzereydi. Ancak ülkeyi yönetmek için de paraya ihtiyaç vardı. O dönem elde kalan tek serveti Katolik kilisesiydi. Hükümet, kilisedeki değerli mallara hepsine el koymaya karar verdi. Günümüzde varlığını sürdüren senetler de bu dönemde kağıt para olarak dolaşıma girdi. Bu kağıtlar satılırsa ülke durumunu toparlayacaktı...
Kağıt üretimi elle yapıldığı ve tek seferde bir senet üretildiği için çok zahmetliydi. Kağıt imalathanesinde çalışan Louis Nicolas Robert, kendi başına bir makine icat etti. Ancak Fransız halkı senetlerden bıktığı için bu üretimi istemediler, maddi anlamda da destek alamayan Nicolas, makinesini istediği amaçla hiçbir zaman kullanamadı ama şu an onun yaptığı makine olmasaydı ne yapardık meçhul...
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış