TİB’in 5,5 yıllık kaydı yok edildi
Ajanslar

tib iletişim

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 68 sanık hakkında beraatle sonuçlanan “Askeri Casusluk” davasında kumpas kurulduğu iddiasıyla hazırladığı iddianame, yasal dinlemelerin merkezi olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) göreve başladığı 23 Temmuz 2006’dan 1 Ocak 2012 arasındaki 5 yıl 5 aylık zaman dilimindeki tüm verilerinin de zincirleme şekilde silindiğini ortaya koydu.

İddianamede yer alan TİB’in yanıtında sanıkların İzmir’de yasal olmayan şekilde fuhuş ve insan kaçakçılığından yaptıkları dinlemelerin de yok olduğu ortaya çıktı.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, istihbari dinleme kararlarının Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun ek 7. maddesine dayanarak alındığı, ancak kanunun kolluğa “casusluk” suçları için istihbari dinleme yetkisi vermediği belirtildi. İddianamede, İzmir KOM ve istihbarat şubesinde görevli sanıkların, bu hükme aykırı olarak adli soruşturma sürecinde 6 Temmuz 2011’de Askeri Casusluk olarak değişen suç konusunun, fuhuş ve insan ticareti konusuymuş gibi yaklaşık 17 ay istihbari dinlemelere devam ettikleri kaydedildi.

ÖNCEDEN KURGU

İddianamede, askeri casusluk kumpasının başlamasına neden olan ihbarın fuhuş ve insan ticaretiyle ilgili olması nedeniyle Mali Suçlar Büro Amirliği’nce soruşturmaya başlandığı, ancak evrakların herhangi bir gerekçe olmaksızın FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olduğu iddia edilen KOM Şube görevlilerine havale edildiği kaydedildi.

Havale üst yazısında imzası bulunan sanıklardan Büro Amiri Mehmet Emin Çakıcı’nın, büro memuru A.D.’ye “Dosya içerisinde senin bilmediğin farklı konular var dosyayı organize büro takip edecek. Yazısını yaz ve Yaser Komiserine teslim et” dediği belirtilen iddianamede, “Dolayısıyla daha soruşturma başlamadan sonunda neler olacağının bilindiği veya kurgulandığı anlaşılmaktadır” ifadesine yer aldı.

İddianamede, İzmir İstihbarat Şubesi’nde görevli sanıklarca gerçekleştirilen istihbari telefon dinlemeleriyle ilgili olarak TİB’den bilgi istendiği belirtildi. TİB’den 19 Ekim 2015’te gönderilen yanıtta ise 5 yıl 5 aylık tüm dinleme kayıtlarının zincirleme şekilde silindiği belirtildi. İddianamede yer alan TİB’in yanıtı şöyle:
“Başkanlığımızın göreve başladığı 23 Temmuz 2006’dan 1 Ocak 2012’ye kadarki zaman diliminde başkanlığımız kayıtlarına girmiş olan evrakın ve bu evraka ilişkin olarak yapılmış tüm iş ve işlemlerin log kayıtlarının silindiği tespit edilmiştir. Başkanlığımızca yapılan incelemeler sonucunda; 2012 öncesindeki dinleme evrakına ait dijital kayıtların, Başkanlık Kanuni Dinleme I Modülüne ait işlem kayıtlarının, hedef numara işlem kayıtların (HITAP), işletmeci santrallerine tanımlama sistemine (LİMS) ait işlem kayıtlarının, konum sorgusu yapılmış hedef numaralara dair log kayıtlarının, Başkanlıkta çeşitli zamanlarda uygulanmış ve geliştirilmiş yazılım kodlarının tüm geçmiş versiyonlarının ve Ocak 2014’ten önceki tarihlere ait tüm başkanlık firewall (güvenlik duvarı) kayıtlarının mevzuata aykırı şekilde silindiği tespit edilmiştir.

BELLİ TARİH ARALIĞINDA

Bu silme işlemlerinin nitelikleri ve sonuçları incelendiğinde ise, silmelerin yapıldığı koordinatörlüklerin ve sistemlerin başkanlığın farklı birimlerinin uhdesinde olduğu, sorumlu personelinin de farklı kişilerden oluştuğu, ancak yapılan silme işlemlerinin birbirini destekleyici, zincirleme ve belli tarih aralığını her bir farklı kayıt sisteminde de yok etme hedefine yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler başkanlıktaki silme işlemlerinin örgütlü olabileceği hususunu güçlendirmektedir. Nitekim gerçekleştirilmiş bu silme işlemleri, tarafınızca yapılmış bilgi ve belge taleplerinde örneği görüleceği üzere, başkanlığımızdan yapılan bu tür bilgi ve belge taleplerinin sağlıklı ve tam olarak karşılanmasına engel teşkil etmiştir.”

NORMAL EVRAKA GİZLİ DAMGA

İddianamede, bilişim görevlilerinin, CMK’nın 134. maddesi uyarınca alınmış bir mahkeme kararı olmaksızın soruşturmada el konulan dijital verileri incelediği, bu verilerde yer alan bilgilere dayanarak yeni arama kararlarının alınmasını sağladıkları anlatıldı.

İddianamede, TÜBİTAK görevlilerinin, bilimsellikten uzak ve subjektif dijital adli analiz raporları düzenledikleri ve normal kullanıcı davranışlarıyla açıklanamayacak bir uyumsuzluğa rastlanılmadığı yönünde rapor hazırladıkları kaydedildi.

İddianamede, ele geçirilen dijital dokümanların gizlilik derecesinin tespiti amacıyla inceleme yapan Mülkiye müfettişlerince ise, herhangi bir gizlilik ihtiva etmeyen evrakların “gizli” olduğu yönünde raporlar hazırladıkları belirtildi.