Erdoğan'dan Boğaz'a 3. tüp geçit müjdesi

Latin Amerika ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle bir değerlendirme toplantısı yapan Recep tayyip Erdoğan gene önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalrı arasında en dikkat çeken bölüm Boğaziçi Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet köprülerinin arasına yeni bir tüp geçit yapılacağı bilgisiydi. Erdoğan Marmaray ve Avrasya Karayolu Tüneli'nden sonra Boğaz'da yapılacak 3. tüp geçitten hem araç hem de demiryolu geçişinin sağlanmasının planlandığını belirtti.

erer

DETAYLARI BAKAN ELVAN AÇIKLAYACAK

Yapılan tüm dev yatırımları adım adım takip ettiğini kaydeden Erdoğan, Boğaz'a 3. tüp geçit projesinin detaylarının önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan tarafından açıklanacağını da kaydetti.

Erdoğan'dan Boğaz'a 3. tüp geçit müjdesi

ASYA-AVRUPA BAĞLANTI NOKTASI 6'YA ÇIKIYOR

İstanbul'un iki yakası şu anda Marmaray Tüp Geçidi, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri üç noktadan birbirine bağlanmış durumda. Devam eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Karayolu Tüneli'nin yanı sıra 3. tüp geçidin tamamlanması ile Asya ve Avrupa Kıtaları 6 ayrı noktadan birbirine bağlanmış olacak. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile yeni yapılacak tünel hem araç hem de demiryolu geçişleri ile iki farklı ulaşım hizmeti verecek.

İŞTE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE GAZETECİLERİN DÖNÜŞ SOHBETİ

Yaklaşık 1 haftayı bulan Kolombiya Küba ve Meksika ziyaretimiz son buluyor..
Kolombiya ziyareti Cumhurbaşkanlığı açısından ilk ziyaret. Bu nedenle önem 
arzediyor. 
Bu ülkelerle son 10-12 yılı kıyasladığınızda aramızdaki ticrate hacminin arttığını 
görüyorsunuz ama yeterli değil. Ama şuna inanıyorum ki önümüzdeki on yıl 
içinde bu ticari rakamlar daha iyi hale gelecek.. 
Küba baktığımızda, bu ülke uzun yıllar yaptırımlar uygulanan bir ülke. Bundan 
dolayı sıkıntıları var. Aramızadaki ticaret hacmi 28 milyon dolar. Yarısı ithalat 
yarısı ihracat. Fakat gerek heyetlerarası gerek dar kapsamlı görüşmeler 
neticesinde umut verici çok olumlu gelişmeler olacak. Önümüzdeki dönem bir 
sıçrama olabilir. Burada önemli olan bizim Küba’ya, onların da bize yaklaşımıdır..
Görüşmelerden aldığım hava iyi. 
Gerek ekonomik gerek siyasi hatta kültürel anlamda çok pozitif adımlar 
atacakları izlenimi elde ettim.
Meksika benim üçüncü kez ziyaret ettiğim ülke. Cumhurbaşkanları Enrique 
Nyeto zaten ülkemizi ziyaret etmişti. Tabi Meksika’daki bize yönelik olumlu 
havayı, nasıl davrandıklarını sizzler de gördünüz. 
Bu ziyaret ettiğim 3 ülkenin birbirleri ile ilişkilerinin iyi olduğunu gördüm.
Bu ülkelerle gerek serbest ticaret, gerek diğer anlaşmaların yerine getirilmesi 
lazım. Örneğin Meksika ile G20 öncesi serbest ticaret anlaşmasını 
imzalayalayabiliriz. Kolombiya açısındandan umarım böyle olur.
Soru Selçuk Tepeli (habertürk): 3 ülke ve hızlı bir ziyaretti. Aklınızda kalan, 
sizi etkileyen ne oldu?
Cumhurbaşkanı: Buraları ziyaretimizde her bir ülkede 2 gün 3 gün kalmak suretiyle yapacağımız iş sadece turistik ziyaret olur. Bu sürede yapmamız gereken görüşmeleri gerçekleştirmekti. Ziyarette bunu gerçekleştirdik zaten. Fazladan kalmanın bir anlamı yoktu. 
Tabi gittiğimiz ülkeleri de iyi değerlendirmek lazım. Bakıyorsunuz Kolomibiya’ya yaklaşık 1.2 milyon yüzölçümüne sahip bir ülke. Ama nüfusa 
baktığınızda 48 milyon kişi. Yüzölçümü ile nüfus orantılı değil. 
Küba'ya bakıyorsun. Ülkede 111 bin km2 yüzölçümü 11 milyon nüfus var. Dar bir 
yere sıkıştırılmış. Tabii özellikle Sayın Santos (Kolombiya Devlet Başkanı) 
sempatik ve Türkiye ile Kolombiya arasında birşey yapalım gayreti içinde olan 
bir insan. Bizim tabi burada en çok etkilendiğimiz bizim dış ticaret hacmimizin 
maalesef kömür ağırlıklı olması. Maalesef diyorum… Kömür almamız nedeniyle 
dış ticaret hacminin ağırlığı olmuş. Bu da yaklaşık 700 – 800 milyon dolar 
kömürü ithal ediyoruz bu ülkeden demek… Ama ben bunu doğru bulmuyoru. 
Kolombiya’dan alınan kömürün kalografik değeri yüksek olabilir ama biz kendi 
ülkemizin kömürünü  kullanmalıyız. Bizim kömürümüzün kalografik değeri 
düşük olsa da bizim kömürü kullanmalıyız..
Tabi Küba farklı. ikili görüşmelerde çok çok önemli anılar var. Bazı arkadaşlar 
not tuttu. 
Gazeteciler: ((Iki devrimci sohbet etti diyorlar..)))
Ben de şöyle söylüyorum en önemli olan halkın devrimidir. Silahlı devrim değil. 
Halk sandıkta devrim yapar ve onun için de mutlu olur. Yoksa silahla yapılan 
devrim devrim değildir. Bunu tabi ben söyledim Raul Castro değil..
Tabi Meksika’da Nyeto devlet başkanı. Seviliyor ülkesinde. Türkiye olarak 
burada belli bir perforsmans ortaya koyarsak bir ilerleme kaydederiz. Meksika 
da başknlık 6 yıl. Iki dönem yapılamıyor. Sayın Nyeto ile uzun uzun Başkanlık 
konusunda konuştuk 
Bu arada İbrahim (Kalın) beyi görevlendirdim. İbrahim bey bu konuyu karşılıklı 
görüşecek ve içerik alacak 
Soru Halime  Kökçe (Star): Küba’da one minute ile biliniyorsunuz. Bu çıkışınız 
nasıl bulunuyor bu ülkelerde? 
Nyeto (Meksika Devlet Başkanı) ile bu konuları konuştuk. Örneğin dünya 5’ten 
büyüktür sözünü söylediğimde Nyeto bunu onayladığını ifade etti. Bu arada 
biliyorsunuz Meksika’nın yüzde 80 ihracatı Amerika’ya. Bu arada Nyeto’nun 
Başkanlığına Amerika destek olmuştu. 
Bu arada benim de Obama’yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiyidi. Hatta 
biliyorsunuz bizi beyaz ev denilen yerde ailecek ağırladılar. Orada bire bir 
toplantılar yaptık. Bütün bu görüşmelerden sonra baktık mesele anlayamadığım 
şekilde farklı gelişmeye başladı. 
Biz “One Minute” derken, Allah’tan başka kimse bize başka bir çizgi çizdiremez 
dedik.. Bu çizgi doğruysa gideriz. Ama doğru değilse kimse bizi zorlayamaz. Biz 
one minute derken kime dediğimiz belli. Bu zat (Şimon Peres’i kastediyor) bana, 
Cumhurbaşkanı olmadan önce bir teklifte bulundu.. Burada Batı Şeria’da bir 
yapılanmaya gideceğiz. Parayı biz bulalım siz de inşaatta iyisiniz dedi. Biz de 
tamam dedik. Parayı siz bulun biz de TOKİ ile yapalım. Tabi fazla uzun sürmedi 
kendisi Cumhurbaşkanı oldu. Fakat Cumhurbaşkanı makamı ona farklı bir hava 
getirdi. Ne oldu Batı Şeria meselesi dediğimizde “görüyorsunuz israil’in işleri ile 
uğraşıyorum” dedi. İsrail de cumhurbaşkanının bir fonksiyonu yoktur.  
Biliyorsunuz Başbakan etkilidir İsrail’de. Sonra davosta bir araya geldiğimizde 
ben de taşı gediğe koymam gerekirdi.. o toplantıdan önce plaj bombalaması 
olmuş, çocuklar ölmüştü. Sonrasında Gazze’ye yönelik bombardıman yaşanmıştı. 
Biliyorsunuz Biz Olmert (Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert) ile bir araya 
geldiğimizde aslında İSRAİL-SURİYE arasında sorunun da son raddesine gelmiş, son cümleyi tamamlayıp imza aşamasına kadar gelmiştik.  O son cümle edilse Suriye ile israil arasında sorun kalmayacaktı. Cumaya erteleyelim dediler. Tabi biliyorsunuz Cuma’ya da Gazze’yi bombaladılar. O bombalamadan sonra 15 gün Olmert’e ulaşmaya çalıştım. Tabi Olmert’ten daha bir üst akıl, güç vardı. Tüm bunlar olunca Davos’ta karşı karşıya geldiğimizde böyle bir durum oluştu.
Dünya 5’ten büyüktür derken sadece bu beş ülkenin neredeyse dediği oluyor. 
Geri kalan ülkelerin dediği olmuyor. Filistin meselesinde de durum aynı. Tabi 
burada baskı, sindirme olayı devreye giriyor. 
Tüm dünya devletlerinin adaletli şekilde kurula gelebilmesi için mesela Rotasyon 
olmalı. BM de bunu Kabul ettiğinde, yani rotasyon BMGK da da olmalı. Yani bu 
demektir ki her 10 yılda bir her ülkeye sıra gelir. Kıtalar inançlar ona göre 
dengelenip her ülkenin hakkı olur.. 
Mesela BMGK da bir müslüman ülke yok. Olmaz. Nasıl olacak. Geçici üyelik göz 
boyamadan ibaret. 
Fikret Bila (Milliyet) : Obama’ya çıkışınızın gerekçesi neydi. Kimileri bunu sert 
bir açıklama olarak niteledi. Size gelen bir bilgi üzerine mi böyle bir açıklama 
yaptınız ?
Cumhurbaşkanı: Olaydan haberim vardı . Obama’ya yönelik sertti yumuşaktı derseniz bilmem. O sizin takdiriniz. Ama bir olay olduysa benim muhatabım o ülkenin başkanıdır. Benim çağrım onlaradır. Sonrasında yardımcısına da seslendim. Bu olmaz. Mesela bu ülkede değil de bizim ülkemizde olsaydı sessiz kalmazdık. Örnekleri var. Mesela büyükelçilik saldırısında biz tüm açıklamaları yaptık. DHKP-C ile ilgili araştırmalarımızı ve olayın detaylarını araştırdık. Tüm bilgileri de ABD ile paylaştık.  Stratejik müttefiklik bunu gerektirir. Biz de kendilerinden aynı şeyi bekliyoruz…
Bir şey daha söyleyeyim. Mesela Ukrayna meselesi. Bunu Sayın Putin ile de bir 
kaç kez görüştüm. Ülkede 5-6 bin kiş öldü biliyorsunuz. Görüşmeler yapıyorlar, 
müzakereler yapıyorlar, gidiyorlar geliyorlar yine Ukrayna’yı konuşuyorlar. 
Suriye de 350 bin kişi öldü.  Bu nedir diye sormayacak mıyız? Hala Esed’le devam etme fikrindeler. Bir şey demeyecek miyiz?
Ukrayna için gösterdikleri hassasiyeti aynen Suriye için de bekliyoruz, Mısır da 
da bekiliyoruz. Mısır da darbe oldu bu ülkeler bu darbecileri desteklediler. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bunları konuştuğunuzda yalnız kalıyorsunuz. Ama bu durum halklar nezdinde değil. Halklar nezdinde olunca karşılığını buluyor.

Soru Serkan Kalemciler (Ensonhaber.com): Paralel medya Amerika’da 3 
müslümanın öldürülmesini, öldürülenlerin dini kimliğine vurgu yapmadan 
sadece 3 kişi öldürüldü şeklinde verdi. Bu tutum da ciddi eleştirildi. Bunların bu 
yaklaşımları ne anlama geliyor?  Öldürülenlerin dini kimliklerine atıfta bulunmamalarını nasıl yorumluyorsunuz?
Cumhurbaşkanı: Paralel yapı hiç bir zaman dini kimliği kullanmamıştır. En önemli örnek mavi marmara olayıdır. Başlarındaki zatın o konu ile ilglii israile övgülerini hatırlayın. Tavandakiler böyle. Taban ile bunları ayırmak lazım. Geç de olsa farkına varacaklar ama gecikiyoruz taban bunun bir an önce farkına varmalı. 
Ölen o üç kişinin annesi babası doktor. Kardeşler mimarlık okuyorlar. Bunları bir 
cani geliyor ve öldürüyor. Bunu Kabul edemezsiniz. 
Şimdi bunlar kendileri bu tarz durumlarla karşılasınca, mevzubahis olunca 
hemen fetvayı buluyorlar. Faiz haram derler, konu Bank Asya olunca herkese 
gidin başka başkanalardan faizle para çekin getirin bank Asya’ya yatırın derler. Bunlar da her şey mübah.. 
Soru Murat Kelkitlioğlu (Akşam-Güneş): Dünya imamları meselesi. Star 
gazetesinde yayınlandı. Ne diyeceksiniz?
Cumhurbaşkanı: Bu paralel örgütü Kolombiya ve Meksika başkanlarına anlattım. Meksika başkanı “ben bilmiyordum” dedi. Anlatılınca hemen bilgileri istedi. Anlattık orada verdik ama ayrıca büyükeliçilik ve dışişleri kanalıyla tüm bilgileri de vereceğiz. Cevapları şu oldu. Türkiye Cumhuriyetine karşı yapılanları kendimize yapılmış gibi alırız. Türkiyeye arşı olanlar bize karşı olmuşlardır.
Nyeto bu meseleyi ayrıntılı bilmiyor ama yanındaki elemanlarından bilenler 
vardı. Ona söylediler.
Soru: Ali Adakoğlu (Milat): One minute gibi açıklamaların sizi dünyada 
yalnızlaştırdığını ileri sürenler var. Ne dersiniz?
Cumhurbaşkanı: Dünya nezdinde yalnızlığı umursamıyorum. Bizim için halkın nezdindeki 
durum önemlidir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görüyoruz ki halk bizi yalnızlığa 
itmemiş. Bağrına basmış. Dünyaya baktığınızda halklar nezdinde de yalnızlık yok. Liderler nezdinde olabilir ama bu durum da kıskançlıktan başka bir şey değil. 
Soru: Hasan Karakaya: Kübaya Türk eli değmeli dediniz?
Cumhurbaşkanı: Eski havanayı gezdiğimizde oranın mimarisini yapan zatla da görüştük. Türkiye'ye de gelecek. Tabi yukarıdan bakınca eski Havana muhteşem. Ama bunu geleceğe taşırşanız mümkün. Sayın Castro ile de görüştüm. Orada işler yavaş yürüyor tabi. Rakamlar da baktığımızda kişi başına düşen milli gelirlerinin 13 bin dolar olduğunu görüyoruz ama uygulamada sanki böyle değil.
Ama doktor meselesinde sanırım 60-70 bin doktor ülke dışında. Bizim sağlık 
bakanımızla da görüşeceğim dönüşte. Olmazsa oradan doktor ithal edelim. 
Gelsinler bizde çalışsınlar. Mevzuat belki uygun değil ama ona uygun hale 
getirelim. Faydalanalaım bu durumdan. Madem iyiler bize de faydası olsun.
Mehmet beyle (sağlık bakanı) bir tıp merkezi üzerinde çalışıyor. Bunu Küba ile  
paylaşabiliriz. Ortak çalışılabilir. 
Sağlıkta bazı sorunlar var. Yetiştirmek üzere gönderdiğimiz gelmiyor. Bunu da 
halletmeliyiz.
Soru: Erdal Şafak (Sabah): Fidel Castro ile görüşme şansınız oldu mu?
Cumhurbaşkanı : Talep ettik ama sanırım sağlık şartlarından dolayı mümkün olmadı.
Soru: Özlem Albayrak (Yeni Şafak): Ziyaretinizi yarıda kesmeniz sosyal 
medyada söz konusu oldu. Bir  sorun varmış gibi olmadık şeyler yazılıp, çizilmiş..  
Cumhurbaşkanı: Sizinle de anket yaptık. Dönmek istediniz, dönelim dedik. Tamamen demokratik. Artık her şeyi sizin takdirinize bırakıyorum. Gördüğünüz gerçekleri, neyse o gerçekler ülkemizdeki insanlara yayın organlarınız vasıtasıyla anlatın.
Soru: Zahid Akman (Kanal 7): Meksika başkanlık sarayı 500 yıllık. Muhteşem 
bir eser. 
Cumhurbaşkanı: Hadi Meksika’nın mali gücü var. 500 yıl önce de varmış demek ki yapmışlar. Küba'ya bakın. Küba sosyalizmden geliyor. Küba’daki saray beni adeta büyüledi. Beton yığınının içine girmiyorsunuz mesela. Küba'daki saray muteşemdi. Yürürken mesela duvarların arasından geçmiyorsunuz. Ağaçların, dalların ormanların arasından geçiyorsunuz. Sanırım oraya harcanan rakam bizim Cumhurbaşkanlığı külliyesine harcanandan daha fazladır.
Eskiden adalet sarayıymış. O binada oturmak istemedikleri için böyle bir yer 
yapmışlar. Bu tabi öyle doğal filan değil. Hayli bir harcama yapılarak yapılan bir mimariden bahsediyorum. Bizim külliyeyi yaptırmadan burayı görseydim bu şekilde yeşil ağaçlandırılmasını arzu ederdim .Her şey doğal. Ağaçlar sonradan yerleştirilmiş.

Soru: Melih Altınok (Türkiye): Bahsettiğiniz yerler eski yerleşim olan kentler. 
Ankara eski yerleşimi olan bir kent olmadığı için ne yaptırırsanın yaptırın yeni 
olacak. Mesela İstanbul bu konuda düşünülemez mi? Saraylar bu şekilde 
kullanılamaz mı? Başkent bu anlamda değişmeli mi?

Cumhurbaşkanı: Mesela Dolmabahçe Sarayı ile ilgili düşündük bu anlamda. Mimar çalıştı. Orada kaymakamlık binası vardı. Yıktırdık. Çünkü sonradan yapılan bir yerdi. Müzeye yer verdik. Kafeteryalar filan vardı. Kaldırdık oraları. Düzenledik. Başbakanlık ofisi  olarak kullanıldı. 
Beylerbeyi sarayı’nı da aynı şekilde düzenledik. 
Tabi Dolmabahçe için bu yapılabilir miydi? Olmayabilirdi. Ama mesela Yıldız 
sarayı olabilir mi diyorlar?  Olabilir.  Cumhurbaşkanın kabullerini ağırladığı bir 
yer olabilir. Hatırlarsanız Fas Kralı ve ailesini Yıldız Sarayı Mabeyin salonunda ağırlamıştım.
Soru: Nuri Elibol (Türkiye gazetesi): Takip ettiğiniz önemli projeleriniz vardı 
başbakanlığınız döneminde. 3. Köprü vs 8 -10 proje vardı. Cumhurbaşkanlığınız 
döneminde bunlarla ilgilenebiliyor musunuz? 
Cumhurbaşkanı: Biz şimdi bütün bu yatırımlarımızı adım adım takip ediyoruz. Mesela şimdi 3. 
Havalimanı tarafımızdan takibi yapılıyor. Mesela boğazın altından geçen proje ve 
Kanalistanbul tarafımızdan takip ediliyor. 
Kanalaistanbul’u yapacak firmanın yetkilileriyle geçen hafta bir araya geldik. Bir 
an önce projeye başlamanız lazım dedik. Türkiye’nin adını uluslararası 
platformda duyuracak en önemli projedir kanalistanbul dedik. Geç kalmayın 
acele edin dedik.
Ayrıca çamlıca da bir proje gerçekleştirdik. Bir ihale yaptılar olmadı. Küçük 
çamlıca’da olacak. Bir kule olacak. O tüm uydu vericileri bu kulede olacak. 
Istanbul için seyir kulesi olacak. Büyükçamlıca camiin de bu vericilerden 
kurtarmış olacağız. 
Büyükçamlıca camisinin kabasının yüzde 60-70 i bitti. Içerisi için hat vs 
hazırlıkları da tamamlandı. Altında külliye olacak. Hat tezhip vs. 
Yeni yazdırdığımız veya yazdıracağımız Kuran-ı Kerimler olacak.
Cumhurbaşkanlığı olarak geçen bir hattat grubu ile biraraya geldim. Onlarla
görüşmeler yaptım. Yeni hatlarla kuranı kerim yazdırma konusunda görüştük. 2-3 
yıl içinde gerçekleşecek. Ve bu bir Cumhurbaşkanlığı projesidir. Meseleye en üst makamdan sahip çıkıldığının anlaşılması adına bizzat biz üstleniyoruz bu hususu.
Türkiye için önemli hayati projelerden bir tanesi de planlayıp adımlarını 
attığımız Çanakkale geçişi.. Talipler var. Bu geçiş yapıldığı zaman çok daha hassas olacak. En azgın denizin olduğu yerdir orası biliyorsunuz. Ama şimdi köprü yapıldığı zaman bu sorunları tamamen aşmış olacağız. 
Lütfi beyler de bir çalışma bitirdiler. Fsm ile Boğaziçi arasında bir tüp geçiş projesi hazır. Onu da hazırlayacaklar. Önümüzdeki günlerde açıklayabilirler.. Üçlü geçiş olacak. Ankara da da devam edecen projeler var. Keçiören'de Anka park var. Dünyada bir numara olacak Melih Bey'in söylediğine göre.
Ankara'daki raylı sistemlerimiz devam ediyor..
Ankara sivas- Ankara izmir tren yolu var..
Atılan bu adımların sonuna kadar yanında ve takipçisi olacağız.
Soru: İbrahim Karagül (Yeni Şafak): çözüm süreci ile ilgili bir kaç güne kadar 
silah bırakma olacağı yönünde bilgiler var. 
Cumhurbaşkanı: Doğrusu bu açıklamayı Cuma günü bekliyordum. Olmadı. Doğrusu bugün, yarın böyle bir açıklama gelebilir. Ama biliyorsunuz uygulama önemlidir. Geçen Nevruz’da da yaptılar açıklamayı ama uygulamadılar.
Biliyorsunuz Habur’u da açtığımızda biz barış ve kardeşlik için yapmıştık bunu 
onlar bunu şova çevirip lehlerine kullanmak istediler. 
Bunu uygulamada göstermeleri lazım tüm Türkiye'nin buna, bu kardeşliğe 
birlikteliğe ihtiyacı var. Bu başarılırsa bunun huzuru tüm Türkiye’yi etkiler. 78 
milyon bu huzurdan nasibini alır.
Diyoruz ki biz niye 11 bin dolarda kalalım. Bunu 25 binlere çıkarmamız lazım.