Vefatının 85. Yılında Ahmet Haşim

Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlattı şiirlerinde ve düzyazılarında Ahmet Haşim. Akşam kızıllığı, şiirlerine hare hare düştü… Tam 85 yıl önce bugün şiirlerini geride bırakıp dünyaya veda etti. Kendisini hayatından kesitlerle anıyoruz…

(Gençliği)

AHMET HAŞİM HAKKINDA

- Haşim, 1884’te, Bağdat’ta dünyaya geldi.

*

- Babasının Arabistan vilayetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir okul hayatı olan Haşim, dil olarak sadece Arapçayı öğrendi.

*

- 12 yaşındayken annesini kaybedince, babası İstanbul’a taşındı.

*

- 1897’de Galatasaray Sultanisi’ne yatılı olarak kaydolan Haşim, edebiyat ve sanata burada ilgi duymaya başladı.

- İlk manzumesi Leyâl-i Aşkım, 1901’de Mecmua-i Edebiyye’de yayımlandı.

*

- Abdülhak Hamid, Tevfik Fikret, Cenab Şahabeddin ve Muallim Naci’den etkileniyordu.

*

- Son sınıfta Fransız şiirini ve sembolistlerini tanıdı. İleride sembolizmin öncülerinden bir Türk şair olarak anılacaktı.

*

- 1905-1908 yılları arasında yazdığı Şir-i Kamer serisindeki şiirler, zengin hayal gücü ve barındırdığı büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti.

- 1907’de mezun oldu ve Reji İdaresinde memurluğa başladı. Mekteb-i Hukuk’taki eğitimi de devam ediyordu.

*

- Askerliğini I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesinde yaptı. Şiirleri için bu süreci yaşıyor olmak iyi bir kaynak olacaktı.

*

- Çok gezen biriydi. Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezme fırsatı oldu.

*

- Aynı zamanda yurt dışına da gidiyordu. 1924’te Paris’e, 1932’de de hastalığı sebebiyle Frankfurt’a gitti.

- Memur olarak çalıştı; ancak daha çok öğretmenlik yaptı.

*

- Sanay-i Nefise Mektebi’nde Mitoloji Dersleri, Mülkiye Mektebi’nde de Fransızca Öğretmenliği yaptı. Bu görevi ölünceye kadar devam edecekti.

*

- Serevt-i Fünun dergisinde şiirlerini yayımladı.

*

- 1911’de Göl Saatleri adlı şiir kitabıyla şöhreti yakaladı.

- Bünyesinde bulunduğu Fecr-i Ati dağıldıktan sonra, kendine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi oldu.

*

- En önemli temaları; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlıktı. Düzyazılarında ise oldukça sade bir dil kullandı.

*

- 4 Haziran 1933’te hayata gözlerini kapadı.