Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'ı

20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan Virginia Woolf 1882 yılında Londra’da doğar. Woolf'un kullandığı bilinç akışı tekniğiyle roman türüne teknik anlamda yenilikler getiren öncü yazarlardan biridir.

ÖNEMLİ ESERİ

1925 yılında yayımlanan Mrs. Dalloway, Virginia Woolf’un en önemli eserlerinden biridir. Yazar bu tekniğini ilk olarak bu romanında uygulamış ve romanda zaman, doğrusal akıştan farklı bir biçimde, kullanılan tekniğe bağlı olarak geçmiş ile şimdiki zamanın iç içe geçtiği girift bir yapıya bürünmüştür.

GÜÇLÜ KURGU

Zaman ve uzamın sürekli değişiyor olması ve gerçekliğin klasik romandan farklı olarak ele alınması yönüyle avangard ve modernist bir romandır Mrs. Dalloway. Eser, kullanılan yeni teknikler ve kurgusuyla öne çıkmaktadır.

Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'ı

Yazar Mina Urgan, Virginia Woolf’un bu konudaki tavrını şöyle anlatır:

"Bu yeni romanını yazarken, Virginia Woolf, yalnız büyük amaçların değil, yeni tekniklerin de peşindeydi. Güncesinde Mrs. Dalloway üzerinde çalışırken, şimdiki zamanla geçmiş zamanın iç içeliğini verebilmek amacıyla, tunelling process (tünel açma süreci) dediği yöntemi, ancak bir yıl uğraştıktan sonra yazar."

KİŞİLERİN GEÇMİŞİYLE BAĞLANTI

Bu süreç sayesinde, kişilerin benliğinde "mağaralar" (caves) açar; bu mağaraları tünellerle birbirine bağlayarak, o kişilerin bugünüyle geçmişi arasında bağlantılar kurar. Türkçede pek çok farklı çevirisi bulunan roman, I. Dünya Savaşı’nın ertesinde yazılmıştır.

YAZARIN HAYATINDAN KESİTLER

Roman, dönemin kasvetli ve ümitsiz havasını yansıtır. Ayrıca Virginia Woolf’un kişisel yaşamından izler görmek mümkündür. İntihar düşüncesi ve lezbiyen arzular bunlardan bazılarıdır. Roman tek bir şehirde geçer ve on iki saatlik süreyi kapsar.

GENÇLİK AŞKININ HATIRALARI

Gençliğinde özgür ve içtimai mevkiinin getirdiği hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan rahatça yaşayan Clarissa Dalloway soylu bir kimseyle evlenmiş ve aristokrat bir hayata dahil olmayı yeğlemiştir. O gün akşam vereceği parti için hazırlanmaktadır.

Kutlama telaşı içerisinde ansızın gençlik aşkının karşısına çıkması onu geçmişine götürür, hatıralara dalar Clarissa.

GEÇMİŞ VE ŞİMDİKİ ZAMAN

Bu noktada geçmiş ve şimdiki zaman arasında dönüp durmaya başlar zaman. Clarissa’nın anılarına, düşünce ve hislerine tanıklık ederiz. Romanın gösterdiği bu özellik, modernizmin doğrusal zaman akışını reddeden estetik anlayışıyla örtüşür.

TOPLUMA YABANCILAŞAN BİREY

Kahramanın bilinç altının yansımaları da Freudyen bir nitelik taşımaktadır. 1.Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında yazılan eserde kahraman, toplumla uyuşamamaktadır. Birey yalnızlaşmıştır. Burjuva yaşamın boğucu havası karakterleri huzursuzluğa ve umutsuzluğa sürükler.

İNTİHAR

Clarissa, yıllar önce yaptığı evlilikle aristokrat bir hayatı tercih etmiştir fakat yaşadığı hayattan memnun değildir. Septimus Warren Smith, özel yaşamında yaptığı tercihlerden ve savaşın getirdiği kasvetten dolayı bunalıma girmiştir ve sonunda intihar etmiştir.

MODERNİST ÖZELLİKTE

Clarissa romanın sonunda intiharıyla tanıdığı bu adamla kendisini özdeşleştirir. Zaman akışının geleneksel romandan farklı olması, bilinç akışı tekniğiyle kahramanın iç dünyasının yansıtılması gibi özellikleri itibarıyla postmodern romana yakın özellikler gösterse bile Woolf’un romanı hiç kuşkusuz modernist bir eserdir.

ÖZGÜN ANLATIM

Yazar, romanda olduğu gibi eserin yaratım sürecine ilişkin okurla diyalog kurmaz, farklı metinlerden eserinde söz etmez ve üslup olarak postmodern romanın çoklu yapısının aksine, tekçi bir özellik gösterir.

Bu yönüyle eser farklı bir özellik taşımaktadır.

Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com